"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2021/81 E., 2024/6 K.
KARAR : Davacının davasının feragat nedeniyle reddine, müdahilin davasının kısmen kabulüne
Taraflar arasında görülen kadastro tespitine itiraz davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacının davasının feragat nedeniyle reddine, müdahilin davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, Yüksekova ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan 168 ada 8 parsel sayılı 42.766,50 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesinde ... oğlu ...'in işgalinde olduğu belirtilerek, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup, ... oğlu ...'in işgalinde ise de kazandırıcı zamanaşımı zilyetlik koşullarının oluşmaması nedeniyle ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava konusu taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Yargılama sırasında ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davaya katılmıştır.
Mahkemenin verdiği önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, uyulan bozma ilamında özetle; "Önceki tarihli bozma ilamının gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği, bozmaya uyulmakla taraflar yararına usuli müktesep hak oluştuğu, bu hakkın zedelenmemesi için bozmada işaret edilen hususların eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerektiği açıklanarak, bozma ilamında keşif yapılarak dava konusu taşınmazın komşusu 168 ada 5 parsel sayılı taşınmaza revizyon gören 18.11.1963 tarihli toprak tevzii tapusunun dava konusu taşınmazın bulunduğu yeri mera okuduğundan bahisle mera araştırması yapılması, taşınmazın mera olmadığının tespit edilmesi halinde yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazın öncesinde kime ait olduğu, kimden kaldığı, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı hususlarında olaylara dayalı bilgi alınması, kimin zilyet olduğu ve süresinin ortaya konulmasının gereğine değinildiği, Mahkemece bozma ilamı doğrultusunda keşif yapıldığı halde dava konusu taşınmazın öncesinde kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, kim tarafından ne şekilde ne surette kullanıldığı ortaya konulmadığı gibi bozma öncesindeki keşifte alınan beyanlarda çekişmeli taşınmazın davacı ...’e babasından kaldığı, bozma sonrasında yapılan keşifte alınan beyanlarda ise çekişmeli taşınmazın asli müdahil ...’ye kök murisi ...’den kaldığını beyan ettikleri, beyanlar arasındaki çelişkilerin giderilmediği, bozma sonrasında alınan ziraat raporu ile ziraat raporuna eklenen fotoğrafların birbiriyle çeliştiği halde çelişkili hususlar giderilmediği, bu şekilde eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak hüküm verilemeyeceği, mahkemece öncelikle, mahallinde, elverdiğince yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek aynı köy ve komşu köyler halkından ayrı ayrı üçer kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılması ve yapılacak bu keşifte, yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların öncesinin ne olduğu, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başladığı, taşınmazların kim tarafından, ne zamandan beri kullanıldığı, kamu orta malı niteliğinde mera, yaylak gibi yerlerden olup olmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı bilgi alınması, çekişmeli taşınmazın belirtmelik tutanağında uygulanan kayıtlar varsa bu kayıtlar mahalli bilirkişiler aracılığı ile zemine uygulanarak kapsamlarının belirlenmesi; keşifte alınan beyanlar komşu parsellerin tutanak ve dayanağı kayıtlar ile denetlenmesi; ziraat bilirkişisi kurulundan, çekişmeli taşınmazın önceki ve mevcut niteliğini, toprak yapısını, eğimini, bitki desenini ve komşu parseller ile nasıl ayrıldığını açıklayıp, tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması; fen bilirkişisine çekişmeli taşınmazı ve komşu taşınmaza revizyon gören tapu kayıtlarının kapsadıkları alanları bir arada gösterir ve keşfi takibe imkan verir ayrıntılı rapor ve kroki düzenlettirilmesi,belirtilen şekilde yapılan uygulama sonunda asli müdahil yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde öngörülen edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davacının davasının feragat nedeniyle reddine, müdahilin davasının kısmen kabulüne; dava konusu 168 ada 8 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile; fen bilirkişisi ... ve ...'un 26.12.2023 havale tarihli raporunda; dava konusu 168 ada 8 numaralı parselden kroki 2'de (8)a ile gösterilen 19.724,04 metrekarenin ... adına tarla vasfıyla aynı adanın son parsel numarası verilmek kaydıyla tapuya tesciline, aynı krokide (8b) ile gösterilen 23.042,46 metrekarelik kısmın Hazine adına ham toprak vasfıyla tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesi gereğince ONANMASINA,
Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Taraflarca 1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
13.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.