Logo

8. Hukuk Dairesi2024/420 E. 2024/3300 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kullanım kadastrosuna itiraz davasında, davacı tereke temsilcisinin mirasbırakanın kullanımındaki taşınmazlar üzerindeki kullanım hakkının tespiti ve tescil talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazların bir kısmının dava tarihinden önce 6292 sayılı Kanun gereğince satılmış olması ve diğer kısmının da davalıların kullanımında olduğunun tespiti gözetilerek, tereke temsilcisinin kullanım hakkı iddiasının reddine ve istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/648 E., 2023/1231 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/198 E., 2022/245 K.

Taraflar arasındaki kullanım kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının, davacı ... Tereke Temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı ... Tereke Temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kullanım kadastrosu sonucunda, Samsun ili ... ilçesi ... mahallesi çalışma alanında bulunan 119 ada 16, 17, 19 ve 21 parsel sayılı taşınmazlar, beyanlar hanesinde, " 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmış oldukları ve 119 ada 16 parsel yönünden 1981 yılından beri ... oğlu ... ve ...'ların kullanımında oldukları, 119 ada 17 parsel sayılı taşınmaz yönünden 1981 yılından beri ... oğlu ...'in kullanımında olduğu ve iki adet kargir ev ve fındıkların ...'e ait olduğu, 119 ada 19 parsel sayılı taşınmaz yönünden 1981 yılından beri ... oğlu ...'in kullanımında olduğu ve kargir ev ve ahırın ...'e ait olduğu, 119 ada 21 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise 1981 yılından beri ... oğlu ...'in kullanımında olduğu ve samanlığın ...'e ait olduğu " şerhleri erilmek suretiyle tarla vasfında Hazine adına tespit ve tescil edildikten sonra, 09/03/2016 tarihinde, 6292 Sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun (6292 Sayılı Kanun) gereğince satış yoluyla 119 ada 16 parsel ... ve ... adlarına, 119 ada 19 parsel ... adına ve 119 ada 21 parsel ... adına tescil edilmiştir.

Davacı ... vasisi ... dava dilekçesinde; Samsun ili ... ilçesi ... Mahallesi parsel sayılı taşınmazların, davacının babası ... 'e ait iken, 2012 yılı kadastrosunda 16 parselin 2/3 hissesinin ... adına, 17 parselin ... adına, 19 parselin ... adına, 21 parselin ... adına kaydedildiğini, kardeşler arasında rızai bir taksim olmadığını, davacıya dağ kenarında yer alan değer bakımından düşük bir kısmın verildiğini, davacının köyde olmayışını fırsat bilerek değerli yerleri kendilerine kaydettirdiklerini ileri sürerek, davacı lehine kullanıcı şerhi verilmesini talep etmiş ve yargılama sırasında davacının vefat etmesi nedeniyle davaya tereke temsilcisi tarafından devam edilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; " dava konusu taşınmazların orman arazisi iken tarafların murisi ... Güler tarafından kullanılmaya başlandığı, çocukları arasında taksim edildiği, kullanımın zilyetliğe dayalı olduğu, orman arazisi olan taşınmazların murislerin mülkü olmadığı, hiç kimsenin sahip olmadığı hak ve şeyi de miras bırakamayacağı, sözkonusu taşınmazların daha sonra 6831 sayılı Kanunun' un 2B maddesi kapsamındaki arazi statüsüne kavuşturulduğu, tarafların fiili kullanımdaki yerleri bedelini ödeyerek satın aldıkları, muris ... 'in, davalı ve dava dışı mirasçılarınında hak sahiplerinin taşınmazları alımlarına muvafakat verdikleri, davacının bu işlemlere ve muvakafatnamelere de bir itiraz ileri sürmediği, yerlerin tarafların murisinin tapulu mülkü ve terekeye dahil olmadığı dolayısıyla muvazaanın sözkonusu olamayacağı, tarafların bedellerini ödeyerek taşınmazlara hak sahibi ve malik oldukları, müteveffa davacı ... mirasçılardan davacılar ... ve ...'nin ise davadan feragat ettikleri " gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı tereke temsilcisi tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince; " Dava, 3402 sayılı Kanun'un Ek-4. maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosuna itiraz niteliğinde bulunduğundan, taşınmazın tespit maliki olan Hazineye ve beyanlar hanesinde ismi yazılı gerçek veya tüzel kişilere yöneltilmek suretiyle açılmasınin zorunlu olduğu, ayrıca kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazların beyanlar hanesindeki şerhe yönelik davanın dinlenebilmesi için davanın, 6292 sayılı Kanun uyarınca taşınmazın satış işleminden önceki bir tarihte ve Hazineye yöneltilerek açılması gerektiği, davacının beyanlar hanesine kullanıcı şerhi verilmesi istemine yönelik olarak açtığı dava devam ederken, yargılama sırasında taşınmazların 6292 sayılı Kanun gereği satılması halinde ise bu aşamada şerhe ilişkin dava dinlenemeyeceği ve davaya zilyetliğin tespiti istemine yönelik olarak devam edilmesi gerektiği, ancak, taşınmazın 3. şahıs adına tapuya tescil edilmesinden sonra açılan şerhe yönelik davanın ise dinlenme olanağınin bulunmadığı, somut olayda, dava yalnızca taşınmazlarda lehine kullanım şerhi bulunan bir kısım şerh sahiplerine yöneltilerek açılmış olup, 119 ada 17 parsel sayılı taşınmazda tapu kayıt maliki olan Hazine'nin de davaya dahil edilmesi gerektiğinin gözetilmediği, böylelikle taraf teşkilinin eksik bırakılmış olduğu, oysaki, taraf teşkilinin sağlanması dava şartı olup, bu koşul yerine getirilmeden işin esasına girilmesinin hukuken mümkün bulunmadığı açıklanarak, davacı tarafa davasını Hazine'ye de yaygınlaştırma olanağı tanınması, yasal hasım durumunda bulunan Hazine davaya dahil edilerek, dava dilekçesinin usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesi, taraf teşkilinin yöntemine uygun şekilde sağlanması, tarafların bildirdikleri deliller toplanıp usulünce değerlendirildikten sonra, 119 ada 17 parsel sayılı taşınmaz başında yeniden fen bilirkişisi, yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarının katılımı ile keşif yapılması, yerel bilirkişiler ve tanıklardan öncesi tarafların murisine ait olan davaya konu taşınmazın zilyetliğinin muris tarafından sağlığında davalı ...'e devredilip devredilmediği, murisin ölümüne kadar taşınmazda kimin, hangi sebeple zilyet olduğu hususlarında maddi olaylara dayalı, ayrıntılı bilgi alınması, yargılama boyunca dinlenen bilirkişi ve tanık beyanları arasındaki çelişkilerin yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılması, bundan sonra 119 ada 16, 19 ve 21 parsel sayılı taşınmazların dava tarihinden önce 6292 sayılı Kanun gereğince satılarak tescil edilmiş olması nedeniyle bu taşınmazlar yönünden şerhe yönelik davanın dinlenme olanağı bulunup bulunmadığı göz önünde bulundurulmak suretiyle toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi " gereğine işaret edilerek, istinaf talebinin kabulü ile davanın esasına ilişkin bir inceleme yapılmadan, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun m.353/1-a ve m.353/1-a-6. fıkraları gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, iade kararı sonrası yapılan yargılama neticesinde; " Davaya konu 119 ada 16, 19 ve 21 parsel sayılı taşınmazların mülkiyet ... sahibi Hazine’nin dava tarihinden önce taşınmazların, 6292 Sayılı Kanun hükümlerine istinaden beyanlar hanesinde kullanıcı olarak tespit edilen hak sahibi davalılara sattığı, 6292 sayılı Kanun kapsamında yapılan satış işlemi ile idari işlemin tamamlandığı, tapuda yapılacak işlemin açıklayıcı mahiyette olduğu, davacıların kullanım iddiasından kaynaklanan şahsi hakkına dayanarak mülkiyet ... sahibi Hazine’den taşınmazı satın alan davalılara ve 6831 sayılı Kanun' un 2/B maddesi kapsamında kalan taşınmazlara yönelik Hazineye karşı tapu iptal ve tescil davası açmasının mümkün olmadığı, satın alan hak sahibine karşı zilyetlik iddiasının da ileri sürülemeyeceği, mahalli bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve tanıklarının beyanlarına göre tespit tarihi öncesinde 119 ada 17 parsel sayılı taşınmazın taşınmazın muris ... kullanımında olduğu, muris ... 'den sonra bu yeri oğlu ... 'in kullandığı, davalı ...'inde bu taşınmazın kullanımını yaklaşık 40 yıl önce ...'den aldığı, ...'in taşınmazı fındık bahçesi ve mesken olarak kullandığının beyan edildiği, davaya konu bu taşınmazın davacının kullanımında bulunmadığı, bu şekilde tespitten önceki makul süre içerisinde taşınmazın ... kullanımında olduğu " gerekçesiyle davanın tümden reddine karar verilmiş; hükme karşı tereke temsilcisi tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince; " Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, yapılan keşif ve uygulama sonucunda çekişmeli 119 ada 17 parsel sayılı taşınmazın tespit günü itibari ile davalı ...'in kullanımında olduğunun, 119 ada 16, 19 ve 21 parsel sayılı taşınmazlar yönü ile ise dava tarihinden önce çekişmeli taşınmazların 6292 sayılı Kanun gereğince satılarak tescil edilmiş olması nedeniyle bu taşınmazlar yönünden şerhe yönelik davanın dinlenme olanağı bulunmadığının anlaşılmasına göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşıldığı " gerekçesiyle, tereke temsilcisinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, tereke temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup tereke temsilcisinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

269,85 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 157,75 TL'nin temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.