Logo

8. Hukuk Dairesi2024/4440 E. 2024/5746 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, taşınmazın orman sayılıp sayılmayacağı ve Hazine adına tescil edilip edilmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yöreye ait en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planı gibi gerekli belgelerin incelenmemesi, yöntemine uygun orman araştırması yapılmaması ve 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 17/2. maddesinde belirtilen orman içi açıklık vasfının değerlendirilmemesi nedeniyle eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulduğu gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2003/230 E., 2003/247 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulüne kısmen reddine

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine verilmiş olup, hükmün davacı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında, Zonguldak ili ... ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan 127 ada 49 parsel sayılı taşınmaz 963,41 m² yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle senetsizden, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, "3303 sayılı Taşkömürü Havzasındaki Taşınmaz Malların İktisabına Dair Kanun’un (3303 sayılı Kanun) 3 üncü maddesi gereğince idarenin ve ruhsat sahiplerinin maden arama ve işletme faaliyetlerine müdahale edilemeyeceği ve bundan doğacak zararlarda mülkiyet hakkına dayandırılarak bir hak ve tazminat iddiasında bulunulamayacağına" dair şerh yazılarak, tarla vasfıyla davalılar adına tespit edilmiştir.

Davacı ... İdaresi vekili dava dilekçesinde; Zonguldak ili ... ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan 127 ada 49 parsel sayılı taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu ileri sürerek, kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucu; davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine ve ... ilçesi ... köyü 127 ada 49 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kadastro tespitinin iptali ile 06.10.2003 tarihli teknik bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 826.05 kısmın ayrı bir parsel numarası altında orman vasfıyla Hazine adına tesciline, aynı bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 137,36 metrekarelik kısmın aynı parsel numarası altında yapılan kadastro tespiti gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, birleşen davacı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, çekişmeli taşınmazın (B) ile gösterilen bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yöntemine uygun şekilde orman araştırması yapılmaksızın karar verilmiş olması nedeniyle yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermek için yeterli olduğundan söz edilemez.

Şöyle ki; Yargıtay'ın konuya ilişkin yeknesaklık kazanmış kararlarında açıklandığı üzere, bir yerin orman olup olmadığının kesin olarak belirlenebilmesi için çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgeye dair en eski hava fotoğrafları ile bu hava fotoğraflarından yararlanılarak üretilen memleket haritaları ve varsa amenajman planı ve fotogometri yöntemiyle kadastro çalışmalarına altlık olarak düzenlenen kadastro paftasının ilgili kurumlardan getirtilerek, söz konusu belgelerin çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiğinin tespit edilmesi gerekmektedir.

Eldeki davada; yöreye ait en eski hava fotoğrafı olan ve 1958 yılına ait memleket haritasının yapımına esas alınan hava fotoğrafı getirtilerek bilirkişilere usulünce incelettirilmediği ve böylelikle yöntemine uygun şekilde orman orman araştırması yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.

Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için İlk Derece Mahkemesince, öncelikle yöreye ait en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve 1958 yılına ait memleket haritasının yapımına esas olan hava fotoğrafı ile amenajman planı ve komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları hükmen oluşmuş ise İlk Derece Mahkemesi karar örnekleri ve varsa ilgili Yargıtay ilamlarının örnekleri ilgili yerlerden getirtilip, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi bilirkişi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte, dosya arasına getirtilen belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116 sayılı Orman Kanunu (3116 sayılı Kanun) 4785 sayılı Orman Kanununa Bazı Hükümler Eklenmesine ve Bu Kanunun Birinci Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (4785 sayılı Kanun) ve 5658 Sayılı Orman Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine ve Bu Kanuna Bazı Maddeler Eklenmesine Dair Kanunlar (5658 sayılı Kanun) karşısındaki durumu saptanmalı; zilyetlikle veya hukuki değeri kalmamış olan tapu kayıtlarıyla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; taşınmazın toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişileri ile orman bilirkişi eliyle yerine uygulattırılıp, orijinal - renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmaz çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli; taşınmazın gerçek eğimi, klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle tespit edilmeli; hava fotoğraflarının stereoskop aleti ile üç boyutlu incelemesi yapılarak temyize konu taşınmazın niteliği, üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranının açıklandığı müşterek imzalı şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalı ve bu şekilde çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı tereddüte mahal bırakmayacak şekilde belirlenmeli ve komşu 127 ada 48 parsele ilişkin dava dosyasının (Devrek Kadastro Mahkemesi' nin 2003/229 Esas, 2003/246 Karar sayılı dosyası ile verilen hükmün Dairemizce bozulduğu anlaşılmaktadır) bozma sonrası aldığı esas numarası belirlenip, söz konusu dava dosyasının sonucu da gözetilmek suretiyle, eldeki davanın konusu olan taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 17/2 nci maddesinde belirtilen orman içi açıklık vasfında olup olmadığı da değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.

İlk Derece Mahkemesince, bu hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğundan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Davacı ... İdaresi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

08.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.