"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2011/1 E., 2016/6 K.
KARAR : Davanın reddine
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karar, yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesince bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleşen davaların reddi ile 102 ada 70, 80, 101 ada 111, 103 ada 29, 38 ve 101 ada 118 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tescillerine karar verilmiş ve iş bu bu karar 31.07.2017 tarihinde kesinleşmiştir.
Bilahare, davalı ... ve müşterekleri vekili tarafından, dava konusu olduğu halde hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmeyen taşınmazların tapuya tescil işlemlerinin yapılamadığını belirterek, hakkında hüküm kurulmayan taşınmazlar bakımından dosyanın ele alınarak karar verilmesine ilişkin talebi İlk Derece Mahkemesinin 22.11.2021 tarihli ek kararı ile reddedilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen ek karar, davalı ... ... ve müşterekleri vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, Siirt ili Eruh ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 44, 111, 118, 137, 102 ada 70, 80, 93, 118, 103 ada 29, 38, 67 ve 104 ada 128 parsel sayılı sırasıyla 1998.82 m2, 3917.81 m2, 10276.10 m2, 1388.84 m2, 1980.32 m2, 2261.17 m2, 444.80 m2, 2912.95 m2, 7544.38 m2, 6328.65 m2, 4731.54 m2 ve 91.92 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak, tutanağında ölü olduğu belirtilmek suretiyle davalı İsmail Ablak adına tespit edilmiştir.
Davacı ... dava dilekçesinde; miras yoluyla gelen hakka dayanarak, kadastro tespitlerinin iptali ile taşınmazların adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen, davanın reddine, dava ve temyize konu 101 ada 44, 111, 137, 102 ada 93, 118, 103 ada 67 ve 104 ada 128 parsel sayılı taşınmazların payları oranında İsmail Ablak mirasçıları adlarına tapuya tesciline ilişkin önceki tarihli karar, davacı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 20.09.2010 tarihli ve 2009/6367 Esas, 2010/4717 Karar sayılı ilamıyla; "... 1086 Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 74 üncü maddesi hükmüne göre mahkemenin tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlı olduğu, kural olarak mahkemenin istekten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi mümkün olmadığı gibi, davadaki her bir talep yönünden olumlu veya olumsuz bir hüküm verilmesinin de zorunlu olduğu açıklanarak, davacı ... 101 ada 118, 102 ada 70, 80, 103 ada 29 ve 38 parsel sayılı taşınmazlara karşı da dava açtığı halde mahkemece bu taşınmazlar hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamasının isabetsizliğine ..." değinilerek bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak ve davacı ... tarafından 101 ada 111 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak açılan dava, eldeki dava ile birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleşen davaların reddine, 102 ada 70, 80, 101 ada 111, 103 ada 29, 38 ve 101 ada 118 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi (ölü) İsmail Ablak adına tescillerine karar verilmiş ve iş bu taşınmazlar hakkındaki hüküm temyiz edilmeksizin 31.07.2017 tarihinde kesinleşmiştir.
Bilahare; davalılar İsmail Ablak mirasçıları ... ve müşterekleri vekili 26.07.2021 tarihli dilekçeleri ile; İlk Derece Mahkemesince verilen önceki tarihli kararın Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 20.09.2010 tarihli ve 2009/6367 Esas-2010/4717 Karar sayılı kararı ile bir kısım taşınmazlar yönünden olumlu olumsuz hüküm verilmediğinden bahisle bozulduğunu ve yeniden yapılan yargılama sonucunda bozma ilamında işaret edilen parseller hakkında hüküm kurulmuş iken, bu kez de 101 ada 44, 137, 102 ada 93, 118, 103 ada 67 ve 104 ada 128 parsel sayılı taşınmazlar hakkında olumlu yada olumsuz bir hüküm kurulmadığını belirterek, dosyanın (bu taşınmazlar yönünden) yeniden esasa alınarak bu parseller yönünden de davanın reddine karar verilmesini talep etmiş ve yine 18.08.2021 tarihinde Uyap sistemi üzerinden gönderdiği ve sisteme "tavzih dilekçesi" şeklinde kayıtlı bulunan dilekçesi ile de, anılan taşınmazlar hakkında olumlu - olumsuz bir karar verilmemesi nedeniyle tapuya tescil işlemlerinin gerçekleştirilemedğini açıklayarak, dosyanın yeniden esasa alınarak anılan taşınmazlar bakımından da davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin 22.11.2021 tarihli ek kararı ile; "... Mahkemenin 2011/1 Esas sayılı dava dosyasının 01/07/2016 tarihinde karara çıktığı ve bu kararın 07/08/2017 tarihinde kesinleştiği, dava dosyasının 07/08/2018 tarihinde Eruh Tapu Müdürlüğü'ne gönderildiği ve dosyanın mahkemede fiziken bulunmadığı, kaldı ki mahkemece karar verilmekle dosyadan el çekildiği, el çekilmiş olan dosyanın bozma / kaldırma kararı mevcut olmadan yeniden ele alınmasının ve mahkemeye tevzii edilmemiş olan dosya hakkında esas kaydı yapılmasının usul ve kanuna aykırılık taşıdığı, yine talep dilekçesi UYAP ortamından tavzih talebi olarak gönderilmiş ise de talep edilen hususun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 305 inci Maddesinde yer alan şartları taşımadığı, talebe konu hususun da tavzih ile düzeltilebilir nitelik taşımadığı ..." gerekçesiyle, talebin reddine karar verilmiş ve iş bu ek karar talep eden davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, yazılı şekilde karar verilmiş ise de, bu karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Şöyle ki; dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile hükmüne uyulan bozma ilamının incelenmesinden, eldeki davaya konu taşınmazların, İlk Derece Mahkemesinin 01.07.2016 tarihli kararıyla hakkında hüküm kurulup neticeten temyiz edilmeksizin 31.07.2017 tarihinde kesinleşen 102 ada 70, 80, 101 ada 111, 103 ada 29, 38 ve 101 ada 118 parsel sayılı taşınmazlar ile davalı taraf vekilinin talep dilekçesinde bildirdiği 101 ada 44, 137, 102 ada 93, 118, 103 ada 67 ve 104 ada 128 parsel sayılı taşınmazlar olduğu anlaşılmaktadır.
İlk Derece Mahkemesince verilen önceki tarihli hüküm, Yargıtay 7. Hukuk Dairesince, davaya konu tüm taşınmazlar hakkında olumlu - olumsuz bir karar verilmesi gereğine işaret edilerek, "sair yönler incelenmeksizin" bozulmuş olup, temyiz incelemesi sırasında uyuşmazlığın esasına ilişkin bir değerlendirme yapılmamıştır.
Bilindiği üzere; kadastro hakimi, dava konusu olan tüm taşınmazlar hakkında sicil oluşturmaya elverişli hüküm kurmak zorundadır.
Yine 6100 sayılı Kanun'un 305/a maddesi gereğince; "(1) Taraflardan her biri, nihaî kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda, ek karar verilmesini isteyebilir. Bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Askı ilan süresi içerisinde açılan dava nedeniyle, dava ve temyize konu 101 ada 44-, 37, 102 ada 93, 118, 103 ada 67 ve 104 ada 128 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin de itirazlı hale geldiği ve tapuya tescillerinin yapılamadığı ve yargılama sırasında bu parsellerin iş bu davadan tefrik edildiklerine dair bir bilgi ve belgenin de dosya kapsamında bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, İlk Derece Mahkemesince, öncelikle davaya konu 101 ada 137 parsel sayılı taşınmaza ait tutanak aslı ile eklerinin ve varsa dava konusu olduğu başkaca dava dosyasının, bulundukları yerlerden getirtilerek dosya arasına konulmasından sonra, 3402 sayılı Kadastro Kanunu' nun (3402 sayılı Kanun) 1 inci maddesi ve 6100 sayılı Kanun'un 305/a maddesi de dikkate alınmak suretiyle; mahkemenin 01.07.2016 tarihli ( 102 ada 70, 80, 101 ada 111, 103 ada 29, 38 ve 101 ada 118 parsel sayılı taşınmazlar hakkında verilen) asıl kararının kesinleştiği gözetilerek, hakkında hüküm kurulmayan 101 ada 44, 137, 102 ada 93, 118, 103 ada 67 ve 104 ada 128 parsel sayılı taşınmazlar hakkında her hangi bir hüküm kurulmadığına dair tutanak tutulduktan sonra, dava konusu 101 ada 44, 137, 102 ada 93, 118, 103 ada 67 ve 104 ada 128 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki davanın ayrı bir esasa kaydının yapılarak, dosya kapsamındaki tüm delillerin değerlendirilmesi suretiyle bu taşınmazlar hakkında da sicil oluşturacak şekilde bir karar verilmelidir.
İlk Derece Mahkemesince, bu husus gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğundan, ek kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalılar İsmail Ablak mirasçıları ... ve müşterekleri vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin 21.11.2021 tarihli ek kararının BOZULMASINA,
Peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine,
1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
05.12.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.