"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
KARAR : Davanın kabulüne, müdahil davacının davasının reddine
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesinin kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda davacı ... İdaresinin davasının reddine, müdahil davacı ...’ın davasının kabulüne karar verilmiş, hükmün davacı ... İdaresi vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi sonucunda Dairece İlk Derece Mahkemesinin kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince son bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda davacı ... İdaresinin davasının kabulüne, müdahil davacı ...’ın davasının reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davanın konusu; ... ili ... ilçesi ... Mahallesi sınırları içerisinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) Ek-5 maddesi çalışmasıyla yapılan tespit sonucu orman dışı bırakılan 11862,296 m2 lik yere ilişkindir. Davacı vekili tarafından dava konusu yerin 102 ada 1 parsel olduğu daha sonra bildirilmiş olup taşınmazın gerek malikhanesi gerekse vasfı davalı olduğundan boş bırakılmıştır. Aynı yer 101 ada 1 parsel ise 4.497.411,84 m2 orman vasfıyla 13.02.2015 tarihinde Hazine adına tespit görmüşse de kesinleşmemiştir.
Davacı ... İdaresi vekili dava dilekçesinde; dava konusu yerin kadastro tespitinin hatalı olduğundan bahisle kadastro tespitinin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescilini talep etmiştir. Davacı ... İdaresi vekili dilekçesine ekli (A) harfi ile gösterilen 102 ada 1 parsel taşınmazın 101 ada 1 parsel sayılı orman sınırları içerisinde olması gerektiğini beyan etmiştir.
Müdahil davacı ... dilekçesinde; dava konusu 102 ada 1 parselin dedesinden beri kullanıldığını, üzüm bağlarının 1980 yılında dikildiğini, bu bağlardan daha eski incir, zeytin ve çam ağaçları olduğunu, taşınmazın en az 40-50 yıldır kullanıldığını, 1986 yılından beri de bizzat kullandığını, davaya müdahale talebinin kabulü ile taşınmazın adına tescilini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilen hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 17.10.2018 tarih ve 2016/10304 E. - 2018/6526 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince, davacı ... İdaresinin davasının reddine, müdahil davacı ...'ın davasının kabulüne karar verilmiş, davacı ... İdaresi ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilen hüküm, Dairenin 04.10.2023 tarih ve 2021/12635 E. - 2023/4938 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince; "Davaya konu taşınmazın bulunduğu sahada 5602 sayılı yasa kapsamında arazi kadastrosunun 1961 yılında yapılarak kesinleştiği; sahada 3402 sayılı yasanın ek 5. maddesi ve 4. maddesi kapsamında orman kadastrosunun yapılarak 20.02.2015 ile 23.03.2015 tarihleri arasında askı ilanına çıkarıldığı; davaya konu taşınmazın orman sınırlaması içerisine alınmadığı, 23.03.2015 tarihinde eldeki davanın açıldığı; orman kadastrosu ve daha önce yapılan arazi kadastrosu ile tespit görmeyen taşınmazların dolu pafta sistemi için 3402 sayılı yasanın ek 8. maddesi kapsamında kadastrosuna başlandığı, davaya konu taşınmazın 14.04. 2015 tarihinde sınırlandırma ve tespitinin yapıldığı, ...’ın kullanımında olduğu, ... Kadastro Mahkemesinin 2015/7 E sayılı dosyasında davalı olduğu belirtilerek maliki belirlenmeden 3402 sayılı yasanın 5. maddesi kapsamında Kadastro Mahkemesine devredildiği; davaya konu taşınmazın; doğusunda ve güneyinde 101 ada 1 parsel numarası ile tescilli devlet ormanın yer aldığı; 1964 tarihli hava fotoğrafında (ek D1) davaya konu taşınmazın doğusunda ve güneyinde yer alan ormanlık alanın zemin yapısı ve bitki örtüsü, bitki örtüsünün kapalılık durumu itibarı ile devamı niteliğinde olduğu; batısında yer alan 304 parselin ise etrafında kullanım sınırları belli olacak şekilde açık alan olduğu; 1972 tarihli hava fotoğrafında (ek D2) doğusunda ve güneyinde yer alan ormanlık alanla zemin yapısı ve bitki örtüsünü, bitki örtüsünün kapalılık durumunun aynı olduğu, ancak orman parseli ve davaya konu parselin içindeki bitki örtüsünün seyrekleştiği, batıdaki 304 parselin ise üste belirtilen 64 tarihli hava fotoğrafındaki görüntüsünü koruduğu; 1993 tarihli hava fotoğrafında (ek D3) 1964 ve 1972 tarihli hava fotoğraflarındaki durumun devam ettiği, batıdaki 304 parselin kullanım sınırlarının görünmediği, bitki örtüsü açısından doğusundaki davaya konu taşınmaz ve güneyindeki ormanlık alanla benzer özellik kazandığı; 2009 yılı hava fotoğrafında (ek D4) davaya konu taşınmazın ve benzer evveliyata sahip başka taşınmazların şekillendiği, içerisinde sıraya dikili ağaçların olduğu; 2010 ve 2020 amenajman planında (ek E) ziraat arazisi olarak gösterildiği; 2019 yılı uydu görüntüsünde sekili olduğu içinde sıraya dikili ağaçların olduğu; eğimölçerle ölçülen eğiminin % 36,66 olduğu, güneyden kuzeye doğru azaldığı; hava fotoğraflarındaki görüntü değerlendirildiğinde, imar ve ihyanın en erken 1993 (ek D3) yılındaki hava fotoğrafının çekildiği andan sonra aynı yıl içerisinde başladığı kabul edilse bile kanunda öngörülen süreye ulaşmadığı; müdahil davacı ... lehine 3402 sayılı Kanun'un 17 ve 14 üncü maddesi kapsamında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz mülkiyeti kazanma koşullarının gerçekleşmediği; müdahil davacının aynı Kanun'un 13 üncü maddesi kapsamında tapu kaydına da dayanmadığı; davaya konu taşınmazın evveliyat itibarı ile doğusunda ve güneyinde yer alan ormanlık alanın devamı niteliğinde olduğu; müdahil davacı ...’ın davasının reddi, davacı ... İdaresinin davasının kabulü ile davaya konu taşınmazın orman niteliği ile tespit ve tapuya tesciline karar vermek gerektiği" gerekçesi ile "1-Davacı ... idaresinin davasının kabulü müdahil davacı ...'ın davasının reddi ile; ... ili ... İlçesi ... Mahallesi 102 ada 1 parselin orman niteliği ile tespit ve tapuya tesciline, 2- A-Harçlar Kanunun 13/ j maddesi uyarınca davalı Hazine harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, B-Müdahil davacı ...'ın peşin yatırdığı harcın mahsubu ile eksik kalan 359,29 TL harcın müdahil davacıdan alınarak Hazineye gelir yazılmasına, 3-A-Müdahil davacı ... tarafından yapılan yargılama giderinin müdahil davacı üzerinde bırakılmasına, B-Davacı ... idaresi tarafından yapılan yargılama giderinin 3402 sayılı yasanın 33/A maddesi uyarınca davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekalet ve yargılama gideri hükmedilmesine yer olmadığına, 4-Gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde 6100 sayılı yasanın 333. Maddesi gereğince iadesine. 5-Karar kesinleştiğinde dosyanın kesinleşme şerhli olarak ... Tapu Müdürlüğüne gönderilmesine" karar verilmiş; hüküm davalı Hazine vekili tarafından "Mezkur davada asli müdahil başvuru ve peşin harcını yatırmış ve ...'ın 18.02.2019 tarihinde ibraz ettiği müdahale talepli dilekçesi mahkemece kabul edilerek davacı asli müdahil sıfatını kazanmış ve asli müdahilin müstakil talebi hakkında ise davanın reddine karar verilmiştir. Asli müdahilin davasının reddine karar vermiş olmakla; mahkemece tarafımıza vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, vekalet ücretine takdir edilmemesi nedeniyle yerel mahkeme kararının HMK’nın 438/7 nci maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına ve reddedilen dava yönünden lehimize vekalet ücreti verilmesine karar verilmesi" talebiyle sadece vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, 3402 sayılı Kanun’un Ek 5 maddesi uyarınca yapılan kadastro tespitine itiraz ile taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tescili istemine ilişkindir.
1.Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7 nci maddesinde; “Görevsizlik veya yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, davanın nakline veya davanın açılmamış sayılmasına ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar karar verilmesi durumunda Tarifede yazılı ücretin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra karar verilmesi durumunda tamamına hükmolunur. Şu kadar ki, davanın görüldüğü mahkemeye göre hükmolunacak avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemez” düzenlemesi getirilmiş olup, eldeki uyuşmazlıkta ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra müdahil davacı ...'ın davasının reddine karar verilmiş olduğundan, davalı Hazine lehine Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde Asliye Hukuk Mahkemeleri için belirlenen 17.900 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu hususun gözardı edilmesi doğru olmamıştır.
2. Öte yandan; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 1 inci maddesi uyarınca kadastro hakimi doğru, infazı kabil, infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak ve taşınmaz hakkında sicil oluşturmaya elverişli şekilde karar vermek zorundadır. Her ne kadar İlk Derece Mahkemesince; "1-Davacı ... İdaresinin davasının kabulü müdahil davacı ...'ın davasının reddi ile; ... ili ... İlçesi ... Mahallesi 102 ada 1 parselin orman niteliği ile tespit ve tapuya tesciline" karar verilmiş ise de, orman niteliği ile Hazine adına tespit ve tapuya tesciline ilişkin hüküm kurulmamış olması doğru olmamıştır.
Ne var ki (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle,
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının kabulüyle, İlk Derece Mahkeme kararının hüküm kısmına 3-C maddesi olarak; “Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 17.900 TL vekalet ücretinin müdahil davacı ...'dan alınarak davalı Hazineye verilmesine” cümlesinin yazılmasına,
Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, lk Derece Mahkeme kararının hüküm kısmının 1 numaralı bendine, "orman niteliği ile" ibaresinden sonra gelmek üzere "Hazine adına" ifadesinin eklenmesine, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
23.06.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.