Logo

8. Hukuk Dairesi2024/4778 E. 2024/7909 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, 2/B kapsamında kullanıcı olarak göründüğü taşınmazın uygulama kadastrosu ile mera vasfına dönüştürülmesine itirazının aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmazın maliki değil, yalnızca 2/B kapsamında kullanıcı olarak göründüğü ve tapu iptali davası açma ehliyetinin malik olan Hazine'de olduğu gözetilerek, aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine dair yerel mahkeme kararlarının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1867 E., 2024/1128 K.

BİRLEŞEN 2018/9 ESAS SAYILI

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Alanya Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2018/8 E., 2022/92 K.

Taraflar arasındaki uygulama kadastrosu tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Antalya ili Alanya ilçesi Kestel Mahallesi çalışma alanında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sonucunda, mera vasıflı eski 5 parsel numaralı 7.130 metrekare yüzölçümlü taşınmaz, 1067 ada 60 parsel numarasıyla 8093,21 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiş, beyanlar hanesinde "iş bu parsele 1896,1897,1898,1899 nolu parsellerin tamamı mükerrerdir" şerhi konulmuştur.

Davacı ... dava dilekçesinde; 1998 yılında 6831 sayılı Orman Kanunu (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi uyarınca Antalya ili Alanya ilçesi Kestel Mahallesi 1898 parsel nolu 2.208,41 m² yözölçümlü taşınmazın orman kadastrosu tarafından orman sınırları dışına çıkartılarak Hazine adına tescil edildiğini, kendisininde bu taşınmazda kullanıcı olarak tespit edilip tapunun beyanlar hanesinde gösterildiğini, Alanya Kadastro Müdürlüğü tarafından 3402 sayılı Kanun' un 22/a maddesi uyarınca yapılan çalışmaları sonucu 1898 parsel nolu taşınmazın tapusunun iptal edilerek 1067 ada 60 parselin 8093,31 m² yüzölçümü ile mera vasfı ile kamu ortak malı olarak sınırlandırıldığını ileri sürerek, bu taşınmazla ilgili olarak kadastro birimince yapılan 3402 sayılı Kanun' un 22/a maddesi çalışmalarının iptal edilerek, 6292 Sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun (6292 Sayılı Kanun) uyarınca taşınmazın hak sahipliğinden istifade edebilmesi yönünden karar verilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "... davacının, kullanıcı oldukları Alanya ilçesi Kestel Mahallesi 1898 parsel sayılı taşınmazın, uygulama kadastrosu sonrasında mükerrer olduğundan Alanya ilçesi Kestel Mahallesi 1067 ada 60 parsel sayılı mera vasıflı taşınmaz içinde tespit edilmiş olmasına karşı dava açmış olduğu, ancak tapu kayıtlarına göre Alanya İlçesi Kestel Mahallesi, 1896 ve 1898 parsel sayılı taşınmazların maliki Hazine olduğundan davacının kullanıcı olması nedeni ile tapu iptali sonucunu doğuracak biçimde dava açmakta aktif dava ehliyetinin bulunmadığı, dava açma ehliyetinın taşınmazların maliki olan Hazineye ait olduğunun kuşkusuz olduğu ..." gerekçesiyle, aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, Alanya ilçesi Kestel Mahallesi 1067 ada 60 parsel sayılı taşınmazın uygulama kadastrosu tutanağının olağan yollardan kesinleştirme işlemi yapılmak üzere Alanya Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş; hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "... davanın uygulama kadastrosuna itiraz niteliğinde bulunduğu, davacı ... Şimşek'in 1898 parsel sayılı Hazine adına kayıtlı bulunan 6831 sayılı Kanun' un 2/B maddesi kapsamındaki taşınmazın beyanlar hanesinde kullanıcı olarak gösterilen zilyet olduğu, davaya konu eski 5 yeni 1067 ada 60 parsel sayılı taşınmazın 1972 yılında tapulama mahkemesi kararıyla mera olarak sınırlandırıldığı, 1994 yılında yapılan kullanım kadastrosu çalışmalarında eski 5 nolu parselin bir kısmının kullanım kadastrosuna konu edilerek, davacı adına kullanıcı şerhi bulunan 1898 ve istinaf konusu olmayan birleşen davaya konu 1896 ve dava dışı 1897 ve 1899 parsellerin oluşturulduğu, 2018 yılında yapılan uygulama kadastrosu çalışmalarında 1896, 1897, 1898 ve 1899 parsel sayılı bu taşınmazların tamamının eski 5 parsel sayılı taşınmazla mükerrer olup bu parselin içinde kaldığı gerekçesiyle eski 5 parselin 1067 ada 60 parsel olarak tespit edildiği, 1898 parsel sayılı taşınmazın kullanıcısı olan davacının 1067 ada 60 parselin uygulama kadastrosuna itiraz ederek eldeki davayı açtığı, mahkemece davacının taşınmazın maliki değil kullanıcı olduğu ve tapu iptali sonucunu doğuracak şekilde dava açma hakkının taşınmazların maliki olan Hazine'ye ait bulunduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı ..." gerekçesiyle istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.(1) inci maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

427,60 TL davacı tarafından yatırılan peşin harcın onama harcına mahsubuna,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.