"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/162 E., 2024/49 K.
KARAR : Davanın usulden reddine
Taraflar arasındaki tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar vekili ve davalı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 04.08.2009 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği Üçpınar köyünde bulunan yaklaşık 50 dekar yüzölçümündeki taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının müvekkilleri yararına oluştuğunu iddia ederek Türk Medenî Kanunun 713 üncü maddesi hükmüne göre adlarına eşit hisselerle tescilini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulü ile fen bilirkişisi Ufuk Bozacı'nın 18.04.2014 tarihli rapor ve eki krokisinde (A) harfi ile gösterilen 45.673,10 metrekare yüzölçümündeki tescil harici taşınmazın davacılar ... ve ... adlarına eşit hisse ile tapuya tesciline, aynı krokide taşlık 1 olarak gösterilen 1.922,58 metrekarelik ve taşlık 2 olarak gösterilen 2.584,69 metrekarelik tescil harici yerlerin davalı Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22.11.2016 tarihli ve 2015/4478 Esas, 2016/9282 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22.11.2016 tarihli ve 2015/4478 Esas, 2016/9282 Karar sayılı kararında özetle; "4721 sayılı Kanun'un 713/3 üncü maddesi uyarınca bu nitelikteki davalarda Hazine ve ilgili kamu tüzel kişiliğine husumet yöneltilmesinin zorunlu olduğu, somut olayda, davanın Hazine ve Üçpınar Köyü Tüzel Kişiliği hasım gösterilerek açıldığı; yargılama devam ederken ...'nın davaya dahil edildiği, ancak; hükümden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi Ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un (6360 sayılı Kanun) 1 inci maddesi gereğince çekişmeli taşınmazın bulunduğu Ankara Büyükşehir Belediyesinin sınırlarının il mülki sınırları olarak belirlendiği, mahkemece ... anılan kanun uyarınca davaya dahil edilmiş ise de 6360 sayılı Kanun'un Geçici 1/13 üncü maddesi uyarınca 4721 sayılı Kanun'un 713/3 üncü maddesi gereği de ilgili kamu tüzel kişiliği olması nedeni ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına da husumet yaygınlaştırılıp dava dilekçesi ve duruşma günü yöntemine uygun şekilde tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekli olduğu, öte yandan jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ...’ün 4.6.2014 havale tarihli raporunda; hükme esas alınan 18.4.2014 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) ile gösterilen 45.673,10 metrekare yüzölçümlü taşınmazın 1991 tarihli ve 4243 film ve 9731-9732 numaralı hava fotoğraflarında tarımsal faaliyet yapılmış bir yer olduğu ve sabit sınırlarının arazi üzerinde mevcut olduğu belirlendiği halde; aynı hava fotoğrafları esas alınarak 19.4.2013 tarihli keşif sonucu, harita mühendisi bilirkişiler ... ... ve ...tarafından müştereken ve aynı yere ilişkin olarak düzenlenen 8.5.2013 tarihli teknik rapor ile harita mühendisi ... ...tarafından düzenlenen 30.1.2013 tarihli raporlarda ise aynı taşınmazın 24.731,35 metrekarelik bölümünün hava fotoğrafında tarla görünümünde olduğu; 20.941,75 metrekarelik bölümünün ise o tarihte hali olarak göründüğünün belirtildiği, bu haliyle 4.6.2014 tarihli teknik rapor ile 30.1.2013 tarihli ve 8.5.2013 tarihli teknik raporlar arasında çelişki olduğunun kuşkusuz olduğu, ne var ki, 2. raporda, farklılığın sebebinin açıklanmadığı gibi mahkemece de bu husus üzerinde durulmadığı ve çelişkinin yöntemince giderilmeye çalışılmadığı açıklanarak, öncelikle mahkemece yasal hasım niteliğinde bulunan ... usulünce davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması için davacı tarafa imkan verilmesi, bundan sonra dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait (1994-1989-1984 yıllarında ya da bu yıllara en yakın) üç ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları tarihleri de açıkça yazılarak Harita Genel Komutanlığı’ndan temin dilerek dosya tamamlandıktan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisi huzuruyla yeniden keşif yapılması, keşif sırasında; yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın dava tarihinden 20-25 yıl öncesinde kimler tarafından hangi sebebe dayalı olarak zilyet edildiğine ilişkin maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, taşınmazın imar-ihyaya konu edilip edilmediğinin, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiğinin, tarımsal amaçlı zilyetliğin hangi tarihte başladığının etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, bilirkişi ve tanık sözlerinin komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmesi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisine dosyanın tevdii ile dava konusu taşınmazın tespit tarihine göre 15-20-25 yıl öncesine ait ve üç ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak taşınmazın niteliği ile taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetliğin başlangıç tarihinin ayrı ayrı saptanması, önceki raporlarla arasında çelişki doğması durumunda bu çelişkinin nereden kaynaklandığı, hangi raporun hangi nedenle daha doğru olduğu hususunu ayrıntılı şekilde irdeler tarzda rapor düzenlemesinin istenmesi; üç kişilik ziraat bilirkişi kurulundan ise taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı, hangi tarihte imar-ihyaya başlandığı, tamamlandığı ve zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, taşınmazın bitki örtüsü ve toprak yapısı itibariyle özel mülkiyete elverişli yerlerden olup olmadığı hususları özellikle irdelenmesi, fen bilirkişinden ise keşfi takibe elverişli krokili rapor alınması, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacılar yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda,davanın kabulüne, 28.05.2021 havale tarihli bilirkişi raporu ve eki krokisinde (A) harfi ile gösterilen 36.942,15 m² lik tescil harici yerin davacılar adlarına eşit hisse ile tapuya tesciline, aynı krokide T1 olarak gösterilen 2.166,55 m² lik, T2 olarak gösterilen 1.018,04 m² lik ve T3 olarak gösterilen 96,00 m²'lik tescil harici yerlerin davalı Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili ve davalı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmekle, Dairenin 22.03.2023 tarihli ve 2022/536 Esas, 2023/1673 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan Dairenin 22.03.2023 tarihli bozma ilamında özetle; "uyulmasına karar verilen bozma ilamı uyarınca yapılan keşif sonrası fen bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda, dava konusu tescil harici alanın 6495 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi ile 3402 sayılı Kanun'un Ek 5 inci maddesine istinaden orman kadastro çalışmaları kapsamına alındıktan sonra 176 ada 1 parsel sayısı ve orman niteliği ile Hazine adına tespit edilerek, 31.12.2015- 29.01.2016 tarihleri arasında 30 günlük askı ilanına çıkarıldığının bildirildiğinin anlaşıldığı, o halde, İlk Derece Mahkemesince, hükme esas alınan fen bilirkişi raporunun bir örneği eklenmek suretiyle, tescil istemine konu, raporda A, T1, T2 ve T3 harfi ile gösterilen taşınmazlar hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenip düzenlenmediğinin Kadastro Müdürlüğünden sorularak, düzenlenmiş ise tespit tutanağı ve tespit sonucu oluşan tapu kaydının bir örneği ile taşınmazı çevresindeki taşınmazlarla birlikte gösterir şekilde geniş haritasının bulunduğu yerden getirtildikten sonra, tutanak düzenlenmiş taşınmazlar hakkında 3402 sayılı Kanun'un 27 nci maddesi gereğince görevli mahkemenin kadastro mahkemesi olduğu nazara alınarak davanın görev yönünden reddine karar verileceğinin düşünülmels, hakkında tutanak düzenlenmemiş taşınmazlar var ise bu taşınmazlar yönünden davanın esası hakkında karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, A, T1, T2, T3 harfleri ile gösterilen taşınmazları kapsayan kadastro tutanağının düzenlendiği, 3402 sayılı Kanun'un 27 nci maddesi gereğince görevli mahkemenin kadastro mahkemesi olduğu gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Türk Medenî Kanunu'nun 713 üncü maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkin ilişkindir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirmesine, uyulan bozma ilamı doğrultusunda hüküm verildiğine ve 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de bulunmadığına göre, uyulan bozma ilamında ve İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili ve davalı ... İdaresi vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle, İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
7139 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesi uyarınca Orman İdaresinden harç alınmasına yer olmadığına,
427,60 TL onama harcının 780,00 TL peşin harçtan mahsubu ile artan 352,40 TL'nin temyiz eden davacılara iadesine,
HUMK’un 440/III/3 üncü maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
25.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.