Logo

8. Hukuk Dairesi2024/5147 E. 2025/1182 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapulama çalışmaları sonucu mera olarak sınırlandırılan taşınmaz üzerinde davacıların mülkiyet iddiasında bulunması sebebiyle tapu iptal ve tescil davası açmaları.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin tespit ettiği ve bilirkişi raporlarıyla da desteklenen, taşınmazın genel olarak mera vasfında olduğu, davacıların iddia ettikleri kısımların mera vasfını kaybettiğine dair bir delil sunamamaları, davacıların zilyetliklerinin hukuken geçerli sayılmaması ve orman arazisi tespitine ilişkin tescil hükmünün hatalı yazımı düzeltilerek Hazine adına tesciline karar verilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 1981/24 E., 2012/10 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince geri çevirme kararı verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı bir kısım davacılar vekili ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Muş ili Bulanık ilçesi Demirkapı köyü çalışma alanında 1979 yılında yapılan kadastro çalışması neticesinde 49 parsel 7.468.200 m2 yüzölçümüyle kadimden beri mera olarak kullanıldığı ve 1960 yılında 69 numaralı toprak tevzi komisyonunun bu yeri mera olarak ayırdığı belirtilerek beyanlar hanesine "parsel üzerinde ..., ... , ... , ... , ... , ... , ... ..., ... , ..., ..., ..., ... , ... , ..., ..., ... ... , ... ,..., ...'a ait evler vardır" yazılmak suretiyle mera niteliğiyle sınırlandırıldığı, tespite karşı Orman İdaresi, ..., ... ..., ... (... oğlu), ... , ..., ..., ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... ve ...’ın itirazı üzerine tapulama komisyonunca 766 sayılı Tapulama Kanunu'nun (766 sayılı Kanun) 29 uncu maddesi uyarınca maliki hükmen tespit edilmek üzere dosya Tapulama Mahkemesine devredildiği, yargılama sırasında 2011 yılında çekişmeli 49 parselin baraj nedeniyle ifraz gördüğü ve 732, 733 ve 734 parsellere ayrıldığı, 732 parselin 6.825.464,46 m2, yüzölçümüyle mera vasfıyla tapuda Köy Tüzel Kişiliği adına kayıtlı olduğu, 733 parselin 637.840,96 m2 yüzölçümüyle baraj alanı ve 734 parselin 4.894,58 m2 yüzölçümüyle baraj alanı olduğu anlaşılmıştır.

Mahkemenin birleşen 1981/27 Esas sayılı dosyasında Abdulbari ... ve ... , 1981/28 Esas sayılı dosyasında ... , 1981/29 Esas sayılı dosyasında ... ve 1981/30 Esas sayılı dosyasında Musa Karabey 49 parselin sınırlandırmasının iptaliyle adlarına tescilini talep etmiştir.

Yargılama sırasında ..., ..., ... , ..., ..., ... ... , ... ... , ..., .... ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... davaya katılmıştır.

Davalı Hazine ve ... Köyü Tüzel Kişiliğini temsilen köy muhtarı çekişmeli taşınmazın kadimden beri mera olarak kullanıldığını, 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu (4753 sayılı Kanun) ve 5618 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Hakkındaki 4753 sayılı Kanun'un Bâzı Maddelerinin Değiştirilmesine Ve Bu Kanuna Bâzı Maddeler Ve Geçici Maddeler Eklenmesine Dair Kanun'a (5618 sayılı Kanun) göre yapılan çalışmalar sırasında mera olarak tahsis edildiği iddiasıyla davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; "...zirai bilirkişi raporuna göre nizalı parselin genel olarak mera vasfında olduğu ancak davacıların dava ettiği bahçe ve arsaların mera vasfını kaybederek bahçe ve arsa niteliğinde olduğu, orman bilirkişinin 15/06/2012 havale tarihli bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterdiği kısmın orman vasfında olduğu, geriye kalan alanın ise mera vasfında olduğu, davacıların dava ettiği kısmın isminin bile Yeni köy mezrası olup davacılarca daha sonradan gelinip buraya yerleşildiğinin anlaşıldığı, davacılara ait herhangi bir tapu veya vergi kaydı bulunmadığı, davacıların açtıkları davaları ispatlayamadıkları, nizalı parselin serbest orman mühendisi bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen kısmının orman olup geri kalan kısmının mera vasfında bulunduğu, nizalı 49 parselden ifrazen oluşan 733 ve 734 parsellerin baraj altında kaldığı, davacıların mera üzerinde sürdürmüş oldukları zilyetliğin hukukça değer taşımadığı..." gerekçesiyle davacı ... İdaresi dışındaki davacı ve katılanların davasının reddine, Orman İdaresinin davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine, 15.06.2012 tarihli orman bilirkişi rapor ve krokisinde 49 parselden ifraz gören 732 parsel içinde (A) harfiyle işaretli 4.838.612,922 m2'lik bölümün orman niteliğiyle sınırlandırılarak, orman niteliğiyle özel siciline kayıt ve tesciline, aynı parselin (B) harfiyle işaretli bölümünün mera olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına, 49 parselden ifrazen oluşan 733 ve 734 parselin kadastro dışı bırakılmasına karar verilmiş; hükmün, bir kısım davacılar vekili ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 26.11.2014 tarihli ve 2014/6045 Esas, 2014/9832 Karar sayılı ilamıyla; "...Temyiz incelemesi yapılabilmesi için; Mahkeme hükmünün ölü olduğu tespit edilen davacılar Hamit , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... mirasçılarının tamamı ile katılan ...’a tebliğine dair belgenin dosyada bulunmadığı, hüküm tebliğ olunmuş ise, tebliğ belgesi; tebliğe çıkarılmış ve parçası bulunamıyor ise, tebliğ tarihi PTT Müdürlüğünden sorularak, alınacak cevap veya mahkemedeki kayıt ve belgeler incelenerek tebliğ tarihi saptanıp, bu konuda düzenlenecek belgenin dosyaya eklenmesi; ancak, tebligat yapılmamış ise, usulünce yapılıp; gerekli temyiz süresinin beklenmesi; Çekişmeli 49 parsel sayılı taşınmaza tapulama komisyonunca uygulanan mera norm kararı, haritası (pafta 3, 4 ve 5, parsel 171-197) ve eki belgelerin getirtilmesi, dosya kapsamından, çekişmeli 49 parsel sayılı taşınmazın 746 ha 8200 m² yüzölçümüyle sınırlandırıldığı, daha sonra DSİ talebi üzerine 732, 733 ve 734 parsel sayılı parsellere ifraz edildiği, İl Tarım Müdürlüğünce 732 sayılı parselin 300 dekarlık bölümünün köy yerleşim yeri için tahsis amacı değişikliği yapıldığı, ancak getirtilen kayıtlardan 732 parselin 9405,26 m², 733 parselin 637840,92 ve 734 sayılı parselin 4894,58 m² olduğu ve bu üç parselin yüzölçümü toplamının 49 parselin yüzölçümü toplamından daha az olduğu, bu nedenle, tapu müdürlüğüne müzekkere yazılarak 49 sayılı parselden ifraz edilen parsellerin yüzölçümü toplamının neden 49 sayılı parselin yüzölçümü toplamını vermediği sorularak 49 sayılı parselden ifrazen oluşan başka parseller bulunmakta ise bunların tapu kaydı ve dayanaklarının, kadastro müdürlüğünden ise 49 parsel ve bu parselden ifraz edilen tüm taşınmazları gösterir paftanın istenmesi; Yukarıda iki ve üç numaralı bentlerde istenilen belgeler getirtildikten sonra dava dosyası, raporu hükme dayanak alının fen bilirkişisine verilerek toprak tevzi paftası ile 49 parsel ve bu parselden ifrazen oluşan parselleri gösterir tapulama paftası ölçekleri bilgisayar ortamında eşitlendikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de gösterecek şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın [orman bilirkişi raporunda (A) harfiyle işaretli bölümü de gösterir şekilde] konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde göstereceği imzalı rapor alınarak dosya içine konulması geektiği..." gerekçesiyle geri çevirme kararı verilmiş, Mahkemece eksiklikler ikmal edildikten sonra gönderilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 21.02.2018 tarihli ve 2017/10799 Esas, 2018/1259 Karar sayılı ilamında; "...Dava konusu taşınmazın bulunduğu yöreye ait varsa, inceleme ve uygulamada kullanıldığı belirtilen 1955 tarihli hava fotoğrafından daha eski tarihli hava fotoğrafları ve bu fotoğraflardan üretilen memleket haritaları ile 1981 yılından 15-20 yıl öncesine(1959-1964 arası tarihe) ait hava fotoğrafları ile bu fotoğraflardan üretilen memleket haritası bulunduğu yerlerden getirdildikten sonra dava dosyasının, hükme esas alınan raporu düzenleyen fen, orman ve ziraat bilirkişilerine birlikte verilerek; getirtilen memleket haritası ve hava fotoğrafları ile bilirkişi raporunda incelemede ve uygulamada kullanıldığı belirtilen 1955 tarihli hava fotoğrafları ve 1957-1958 tarihli memleket haritaları ölçekleri kadastro paftası ölçeğine yine kadastro paftası ölçeğinin de memleket haritası ve hava fotoğrafları ölçeğine bilgisayar ortamında (Ned-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra bu haritalar dava konusu taşınmaz ve komşu taşınmazları gösterecek şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunun çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmesi, özellikle hava fotoğraflarının stereoskop aleti vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak; Taşınmazın niteliği, Varsa üzerindeki ağaçların cinsi, adedi, yaşı, dağılımı ve kapalılık oranı, Tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı, varsa tasarruf sınırlarını, kullanım durumunu belirtir, kullanım varsa, pafta üzerinde kullanılan yerleri nitelikleri (ev-bahçe vb.) gösterir ayrıntılı anlatımı içeren müşterek imzalı ek rapor alınması ve rapor ekine hangi tarihlere ait olduğu belirtilecek şekilde hava fotoğrafı üzerindeki görüntüsü ve renkli haritalar tarihleri ile birlikte dosya arasına konulması..." gerektiğinden bahisle geri çevirme kararı verilmiştir.

Bir kısım davacılar vekili ve davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi kararında belirtilen gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup bir kısım davacılar vekili ve davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Ancak İlk Derece Mahkemesi kararında hüküm fıkrasının üçüncü bendinde yer alan "orman vasfıyla özel siciline kayıt ve tesciline" şeklindeki ifadenin hatalı olduğu, yazılı şekilde özel orman sicili mevcut olmadığından, orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tescil hükmü kurulması gerektiğinden hükmün yukarıda ifade edilen bendinin hüküm yerinden çıkartılması, yerine "orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline" ibaresinin eklenmesi gerekmekte olup, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmekte ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı anlaşıldığından, hükmün aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Bir kısım davacılar vekili ve davalı Hazine vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının üçüncü bendindeki "orman vasfıyla özel siciline kayıt ve tesciline" cümlesinin hüküm yerinden çıkartılarak yerine "orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline" cümlesi eklenmek suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek halinde peşin harcın temyiz eden bir kısım davacılara iadesine,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

17.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.