Logo

8. Hukuk Dairesi2024/5268 E. 2025/375 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro düzeltmesi sonucu taşınmazların yüzölçümlerinde meydana gelen değişikliğin iptali ve eski haline getirilmesi istemiyle açılan davada, kadastro mahkemesince verilen ret kararına karşı yapılan temyiz başvurusunda, vekalet ücretine hükmediliş biçiminin doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davanın reddine karar verilmesi ve davalıların ayrı ayrı vekille temsil edilmelerine rağmen, aynı ret sebebi nedeniyle davalılar lehine tek vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği, ancak hatalı olarak her bir davalı için ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edildiği gözetilerek, 1086 sayılı HMK'nın 438/son maddesi uyarınca karar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davadan dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairenin 13.05.2024 tarihli ve 2022/5404 Esas, 2024/3214 Karar sayılı ilamı ile Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davacı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilme incelemesinin duruşmalı olarak yapılması hukuken mümkün bulunmadığından duruşma talebinin reddine karar verilerek, kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda ise karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro Müdürlüğünce; "3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 41 inci maddesi uyarınca davalılar ... ve ...’nun talebi üzerine yapılan düzeltme işlemi sırasında, Göksun ilçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan ve tapuda davacı adına kayıtlı olan 3 parsel sayılı 7.200,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 6.435,81 metrekare yüzölçümlü olarak; tapuda davalılar adına kayıtlı bulunan 5 parsel sayılı 3.200,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, 3.822,65 metrekare yüzölçümlü olarak belirlenerek, tapu kaydında düzeltme yapılmasına" karar verilmiştir. Davacı ..., düzeltme işlemi sırasında kendisine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği, eksikliğin davalılara ait 5 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Karar tarihinden sonra, çekişmeli taşınmazların bulunduğu çalışma alanında uygulama kadastrosu çalışması yapılmış, eski 3 parsel 118 ada 5 parsel numarasıyla 6.580,40 metrekare; eski 5 parsel 118 ada 7 parsel numarasıyla 3.145,16 metrekare yüzölçümüyle tespit edilmiş, ancak kadastro komisyonu tarafından taşınmazların eldeki davaya konu olduklarından bahisle uygulama tutanakları "davalı" olarak düzenlenmiş; tutanak asılları Kadastro Mahkemesine gönderilmiştir.

Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "davanın kabulüne, davacıya ait 3 parsel ve davalılara ait 5 parsel sayılı taşınmazlar hakkında 3402 sayılı Kanun'un 41 inci maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptaline, taşınmazların yüzölçümlerinin kadastro sırasında kesinleşen eski hallerine iadesine" karar verilmiş; hüküm, bir kısım davalılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş; Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 17.06.2020 tarihli ve 2016/16240 Esas, 2020/2056 Karar sayılı ilamı ile; "çekişmeli taşınmazların yüzölçümüne yönelik olarak görülen ve 3402 sayılı Kanun'un 41 inci maddesinden kaynaklanan düzeltme istemine ilişkin dava sonuçlandıktan, ancak karar kesinleşmeden evvel yörede uygulama kadastrosuna ilişkin çalışma yapıldığından yukarıda anılan yönetmelik hükümleri ve olayın mahiyeti gereği 3402 sayılı Kanun'un 22-A maddesi uyarınca yapılan kadastroya ilişkin tutanakların kesinleşmesinin mümkün olmadığı, hakkında kadastro tutanağı düzenlenen ve davalı olması nedeni ile tutanakları henüz kesinleşmeyen yer hakkında genel mahkemelerin değil Kadastro Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olduğuna değinilerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına" karar verilmiş, bozmaya istinaden Sulh Hukuk Mahkemesince davanın görev yönünden reddi ile dosyanın re'sen Kadastro Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Kadastro Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "davanın esastan reddine, Kahramanmaraş ili Göksun ilçesi ... Mahallesi 118 ada 3 parsel numaralı taşınmazın teknik bilirkişiler M.A, N.N. ve M.G. tarafından hazırlanan 19.04.2022 tarihli bilirkişi raporu ekinde bulunan krokide (B) harfi ile gösterilen sınırlar itibari ile 5.766,94 m2 yüzölçümü ile tapuya kayıt ve tesciline, 118 ada 7 parsel numaralı taşınmazın; teknik bilirkişiler tarafından hazırlanan 19.04.2022 tarihli bilirkişi raporu ekinde bulunan krokide (A) harfi ile gösterilen 813,46 m2 ve (C) harfi harfi ile gösterilen 3.958,62 m2 olmak üzere toplam 4.772,08 m2 yüzölçümü ile tapuya kayıt ve tesciline, 16.05.2022 tarihli ek karar ile de; (A) harfi ile gösterilen 813,46 m2 kısmın sehven (C) harfi ile gösterilen 3.958,62 m2 kısma eklenerek hesap hatasına sebebiyet verildiği açıklanarak ve 2 nci maddenin tashihi ile; Kahramanmaraş ili Göksun ilçesi ... Mahallesi 118 ada 7 parsel numaralı taşınmazın; teknik bilirkişiler tarafından hazırlanan 19.04.2022 tarihli bilirkişi raporu ekinde bulunan krokide (A) ve (C) harfleri ile gösterilen toplam 3.958,62 m2 yüzölçümü ile tapuya kayıt ve tesciline" karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairenin 13.05.2024 tarihli ve 2022/5404 Esas, 2024/3214 Karar sayılı ilamı ile; Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiş, onama ilamına karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.

1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile tutanaklar münderecatına, Yargıtay ilâmında açıklanan gerektirici sebeplere göre aşağıda 2. bentte yazılı nedenler dışında yerinde olmayan ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.

2.Davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik karar düzeltme istemine gelince;

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verildiğine, yargılamada davalılar ayrı ayrı vekille temsil edildiklerine göre davalılar lehine vekalet ücreti takdir edilmesi yerinde ise de, davanın aynı sebepten reddine karar verilmiş olması karşısında karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin (AAÜT) 3 üncü maddesi gereğince ret sebebi ortak davalılar lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, hataya düşülerek her bir davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri doğru olmamıştır. Ne var ki bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438/son maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

S O N U Ç : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin hükmün esasına yönelen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden REDDİNE,

Yukarıda (2) no.lu bentte yazılı nedenle davacı vekilinin vekalet ücretine yönelen temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile 8 numaralı hüküm fıkrasının tamamen çıkarılmasına, bunların yerine 8 nolu hüküm fıkrası olarak "Davalılar davada vekille temsil edildiklerinden ve davanın reddine karar verildiğine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3. bendi de dikkate alınarak 2.550,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendilerini vekil ile temsil ettiren davalılara kendi aralarında eşit olmak üzere verilmesine" cümlesinin yazılmasına, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 370/2 nci (HUMK'un 438/7) maddesi uyarınca hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin harcın istek halinde karar düzeltme talep edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

21.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.