Logo

8. Hukuk Dairesi2024/5351 E. 2024/7170 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesinleşmiş bir tescil kararı sonrasında yapılan kadastro çalışmaları neticesinde ortaya çıkan değişikliklerin tavzih yoluyla karara yansıtılabilmesi mümkün müdür?

Gerekçe ve Sonuç: Kesinleşmiş bir tescil kararında, kararın dayanağı olan hususlarda meydana gelen değişiklikler tavzih kapsamında değerlendirilemeyeceği ve tavzihin hükmü değiştirmeye, genişletmeye veya sınırlandırmaya yönelik kullanılamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin tavzih talebini kabulüne ilişkin ek kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/461 E., 2018/97 K.

KARAR İ : Tavzih talebinin kabulüne

Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili, davalı ... Belediyesi vekili ve davalı ... Belediyesi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 17.05.2022 tarihli, 2021/8903 Esas ve 2022/4598 Karar sayılı ilamı ile Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. Onama kararının düzeltilmesinin davalı Hazine vekili tarafından talep edilmesi üzerine ise karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiş ve karar 29.03.2023 tarihinde kesinleşmiştir.

Davacı ... vekili tarafından 22.08.2023 tarihinde verilen dilekçe ile tavzih talebinde bulunulmuş olup Mahkemece 01.06.2024 tarihinde verilen ek karar ile tavzih talebinin kabulüne karar verilmiştir.

Ek Karar hükmü davalı Hazine vekili ve davalı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; ... ilçesi ... köyü mülki sınırlarında hudutlarını belirttiği yaklaşık 175 m2 lik taşınmazın kadastro çalışmalarında tescil harici bırakıldığını, bu yeri davacının 1985 yılında satın aldığını, taşınmazın orman kadastro çalışmalarında orman sınırları dışında kaldığını, imar ihya edilmekle eklemeli zilyetliğinin 37 yıldan fazla olduğunu, davacı adına tescilini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince; yapılan yargılama, tarafların iddia ve beyanları, mahallinde icra edilen keşif, tanzim ettirilen bilirkişi raporları, mahalli bilirkişilerin beyanları, tanık beyanları, ilgili kurum ve kuruluşlardan celp edilen cevabi müzekkere ve yazılar, arazi ve orman kadastro tutanakları, memleket haritaları, hava fotoğrafları doğrultusunda kazanma koşulları sağlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, Bursa ili ... ilçesi ... köyü, ... mevkiinde bulunan 04.12.2013 havale tarihli rapor ekinde tescile esas krokide (A) harfi ile işaretlenen 184,92 m2 lik yüzölçümlü alanın ''ev ve bahçesi'' vasfı ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, bilirkişi raporunun kararın eki sayılmasına karar verilmiştir. Hükmün davalı Hazine vekili, davalı ... Belediyesi vekili ve davalı ... Belediyesi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 17.05.2022 tarihli, 2021/8903 Esas ve 2022/4598 Karar sayılı ilamı ile Mahkemenin vermiş olduğu kararın onanmasına karar verilmiştir. Bu defa davalı Hazine vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulması üzerine ise Dairemizin 29.03.2023 tarihli ve 2022/6211 Esas ve 2023/1895 Karar sayılı ilamı ile karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiş ve dava aynı tarihte kesinleşmiştir.

Davacı vekili tarafından 22.08.2023 tarihinde Mahkemeye verilen dilekçe ile kararın infazı için ... Tapu Müdürlüğüne müracaat edildiğini, karar ve ekinin Kadastro Müdürlüğüne sevk edildiğini, Kadastro Müdürlüğünün 17.08.2023 tarihli 9749558 sayılı yazısı ile mahkeme kararının eki olan bilirkişi raporu ve krokisinde tapuda tescili istenilen yerin koordinatlarının mevzi koordinat sistemine göre düzenlendiği, bu koordinatların yenileme kadastrosu nedeniyle güncellenerek kesinleşmiş ITRF koordinat sistemine göre yeniden düzenlenmesi gerektiği ve ... Mahallesinde yenileme kadastrosu yapılması nedeniyle mahkemeye sunulan ve kararın eki olan rapordaki krokide (A) harfi ile gösterilen yerin hangi ada parselde kaldığının tespit edilmesi gerektiği için bu haliyle tescil işleminin yapılamayacağı, eksikliklerin ikmal edilmesi gerektiğinin bildirildiğini, bilirkişi raporunda açık hatalar olduğunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 304 üncü maddesi gereğince hükmün dayanağı olan 04.12.2013 havale tarihli bilirkişi raporunun tashihini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince 01.06.2024 tarihinde verilen ek kararda; 03.04.2024 tarihinde alınan fen bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazın 1744 ada 17 parsel numarası aldığı ve 191,32 m2 olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle davacının tavzih talebinin kabulü ile; Mahkemenin 13.02.2018 tarihli ve 2017/461 Esas, 2018/97 Karar sayılı ilamındaki hüküm fıkrasının 1 inci bendinin " Bursa ili ... ilçesi ... köyü ... mevkiinde bulunan 03.04.2024 tarihli rapor ekinde tescile esas krokide 1744 ada 17 parselin 191,32 m2 lik kısmı "ev ve bahçesi" vasfıyla davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, bilirkişi raporunun kararın eki sayılmasına, şeklinde tavzihine, hükmün diğer bendlerinin aynı şekilde korunmasına, iş bu tavzih kararının Mahkemenin 13.02.2018 tarihli ve 2017/461 Esas, 2018/97 Karar sayılı gerekçeli kararının eki sayılmasına ve Mahkemece verilen karar suretlerinin ekine işlenmesine karar verilmiştir. Bu ek karar hükümü davalı Hazine vekili ve davalı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Bilindiği üzere; 6100 sayılı Kanun'a göre Mahkemece verilen bir kararda düzeltme yapılabilmesi iki hal ile sınırlı olarak kabul edilmiştir.

Bu hallerden ilki 304 üncü maddede düzenlenen “hükmün tashihi”, diğeri ise 305 inci maddede düzenlenen “ hükmün tavzihi”dir.

6100 sayılı Kanun'un hükmün tashihini düzenleyen 304 üncü maddesinde, “Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir.” kuralına; hükmün tavzihinin yer aldığı 305 inci maddesinde ise "Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.” kuralına yer verilmiştir.

Somut olaya gelince; dava davacı tarafından tescil davası olarak açılmış olup İlk Derece Mahkemesince dosya içerisinde bulunan ve hükme esas alınan 04.12.2013 havale tarihli rapor ekinde (A) harfi ile işaretlenen 184,92 m2 lik kısım yönünden davanın kabulüne karar verilmiş bu karar; Dairemizce onanmış ve davalı Hazine vekilinin karar düzeltme talebinin reddi üzerine de 29.03.2023 tarihinde kesinleşmiştir. Bu kesinleşme sonrasında Kadastro Müdürlüğünün yazısı üzerine davacı vekili tarafından 22.08.2023 havale tarihli dilekçe ile taşınmazın hangi ada parselde kaldığı ve hükme esas bilirkişi raporu ve krokisinde tescili istenen yerin koordinatlarının yenileme kadastrosu nedeniyle güncellenen kesinleşmiş ITRF koordinat sistemine göre yeniden düzenlenmesinin talep edildiği, bu talep doğrultusunda Mahkemece dosya kapsamında yeniden rapor alındığı ve 13.09.2023 tarihli fen bilirkişi raporunda; "... mahallesinde yapılan 22/a çalışmaları sonucunda düzenlenen askı ilan ve paftaları üzerinde gerekli incelemelerin yapıldığı, askı ilan süresi bitirilerek kesinleştiği, dava konusu yerin davalı olarak gösterilerek 191,32 m2 alanlı prefabrik ev ve bahçesi vasfıyla 1744 ada 16 parsel olarak kesinleştiği, tescilin tapu kütüğüne henüz yapılmadığı, 22/a çalışmaları sonucunda taşınmazın alanının 191,32 m2 olduğu, dosya içerisindeki raporda ise 184,32 m2 olarak belirlendiği, 22/a çalışmaları sonucu oluşan sınırlar güncel sınırlar olduğundan ve kesinleşmesinden dolayı 22/a çalışmaları sonucunda kesinleşen sınırların ve yüz ölçümünün tescil edilmesinin uygun olacağı" şeklinde tespitlerde bulunulduğu, 15.09.2023 tarihinde ise Bursa Kadastro Mahkemesi'nden Karacabey 2. Asliye Hukuk Mahkemesine hitaben gönderilen yazı ile "Bursa Kadastro Müdürlüğünün E-98473618-170.02-9883610 sayılı yazısı ile ... ilçesi ... mahallesinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 22/a maddesi ve 3402 sayılı Kanun'un Ek-1, Ek-5 ve Geçici 8 maddeleri kapsamında kadastro güncelleme çalışmalarının tamamlanarak 09.12.2022 ila 26.12.2022 tarihleri arasında bilgilendirme ilanına alındığı, mahkemelerle yapılan yazışmalarda Karacabey 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ... Mahallesinde taşınmazın tescil harici alanlardan olup kadastrodan önce davalı olması nedeniyle Karacabey 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/461 Esasında davalı olduğu belirtilmekle yazı ekinde Bursa ili ... ilçesi ... Mahallesi 1744 ada 17 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanak aslı gönderilmiş olmakla Kadastro Mahkemesinin 2023/251 Esasına kaydedildiği, Mahkemenin 2017/461 Esas sayılı dosyasının kesinleşip kesinleşmediği, kesinleşmemişse dosyanın kesinleştirme işlemlerinin yapılarak Kadastro Mahkemesine gönderilmesi" denilmek suretiyle dosya istenilmiştir. 08.01.2024 tarihinde ise Bursa Kadastro Mahkemesince dosyanın Kadastro Mahkemesine gönderilmesi istemi yinelenmiştir. Buna rağmen Mahkemece harita mühendisi bilirkişiden dava konusu (A) harfli yerin 22/a çalışmaları sonrasında yüz ölçümünde değişiklik olup olmadığı ve koordinatlarının da olduğu infaza elverişli rapor tanzim edilmesinin istenilmesi üzerine 03.04.2024 tarihinde harita bilirkişi tarafından düzenlenen raporda; "dava konusu yerin dosya kapsamında 184,92 m2 olarak belirlendiği ... Mahallesinde 22/a çalışmalarında dava konusu yerin 1744 ada 17 parsel olarak prefabrik ev ve bahçesi vasfıyla 03.10.2023 tarihinde davalı olarak tescil edildiği, 22/a çalışmaları sonucunda taşınmazın yüz ölçümünün 191,32 m2 olduğu, buna göre 6,40 m2 lik artış olduğu, tescile esas ITRF koordinatlı krokinin rapora eklendiği" şeklinde tespitlerde bulunulmuştur.

Her ne kadar bu tespitler doğrultusunda İlk Derece Mahkemesince tavzih talebinin kabulüne karar verilmişse de kesinleşen karar tescil talebine ilişkin olup tavzihle düzeltilmesi istenen husus bu karar sonrasında oluşan 22/a çalışmalarıyla ilgilidir. Kaldı ki dava konusu yer Kadastro Mahkemesinden gelen yazıdan da anlaşıldığı üzere Kadastro Mahkemesinde davalıdır. Dolayısıyla tavzihle kesinleşen karardaki yüz ölçümünde değişiklik yapacak ve tescile konu taşınmaza parsel numarası ekleyecek şekilde hükümde değişiklik yapılamaz.

O halde az yukarıda da açıklandığı üzere mahkemece tavzih talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tavzih talebinin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin ve davalı ... İdaresi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile; usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesinin 01.06.2024 tarihli ek kararının BOZULMASINA,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

04.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi