Logo

8. Hukuk Dairesi2024/6025 E. 2024/7221 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın davacılar tarafından tapu iptali ve tescili istenmesi nedeniyle oluşan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın kadastro tespitinin kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi uyarınca davanın reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/571 E., 2024/1413 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/141 E., 2024/27 K.

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacılar vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında, Kahramanmaraş ili ... ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 9434 ada 38 parsel (eski 4894 ada 55 parsel) sayılı 789.765,45 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz, orman vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

Davacılar vekili; Kahramanmaraş ili ... ilçesi ... mevkiinde doğusu kandil yolu, batısı P.57 ..., kuzeyi P.54, ... ve P.55 ..., güneyi P.58 ... ... sınırları ile çevrili yerin davacıların murisi ... oğlu ...'nın tapulu malı olduğunu, muris ...'nın felç olduğunu ve uzun süre söz konusu taşınmazı başkaları aracılığı ile ekip sürmeye çalıştığını, vefatından sonra mirasçı davacıların taşınmazı kullanmak istediklerinde bu yerin kısmen orman idaresi tarafından işgale maruz kaldığını belirterek, söz konusu yerin yeni tapu ile davacılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

Davalı Hazine vekili; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Orman İdaresi vekili; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; dava konusu taşınmazın tesis kadastro çalışmasında tescil harici bırakıldığı, 14.04.2001 tarihli tamamlama kadastro çalışmasında 4894 ada 55 parselde kaldığı, 22/a çalışması sonucu parselin 9434 ada 38 parsel ve tapuda orman vasfı ile Hazine adına kayıtlı olduğu, istinaf ilamında açıklandığı üzere parsel maliki Hazinenin dava dilekçesinde davalı olarak gösterildiği, bu halde davalı/dahili davalı Orman İdaresi ve Belediyenin davayla ilgisinin olmadığı, tapu kayıt maliki olan Hazine haricindeki davalıların davada husumetlerinin olmadığı, dava konusu taşınmazın içerisinde yer aldığı 4894 ada 55 parsel sayılı taşınmazın tesis kadastro tutanağından tesis kadastro çalışmalarının 14.04.2001 tarihinde kesinleşerek taşınmazın Hazine adına tapuya kayıt ve tescil edildiği, kadastro tutanağının dava tarihinden 10 yıl ve öncesinde kesinleştiği, bu hali ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 12/3 ncü maddesi gereğince davanın 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın davalı Hazine yönünden 3402 sayılı Kanun'un 12/3 maddesi uyarınca hak düşürücü süre nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi hükmüne karşı, davacılar vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince, dava konusu taşınmazın tespiti için mahkemece keşif yapıldığı, keşfe davacılar vekilinin katıldığı ve fen bilirkişinin 01.04.2022 tarihli raporunda taşınmazın bulunduğu ... mahallesinde tesis kadastro çalışmasının 1967-1978 yıllarında yapıldığı, dava konusu taşınmazın tesis kadastro çalışmasında tescil harici bırakıldığı, 14.04.2001 tarihli tamamlama kadastro çalışmasında 4894 ada 55 parselde kaldığı, 22/a çalışması sonucu parselin 9434 ada 38 parsel ve tapuda orman vasfı ile Hazine adına kayıtlı olduğunun belirtildiği, 4894 ada 55 parsel sayılı taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tespit gördüğü, tespitin 10.04.2001 tarihinde kesinleştiği, yörede 2019 tarihinde yapılan uygulama kadastro çalışmasında taşınmazın parsel numarasının 9434 ada 38 olduğu, tutanağın kesinleştiği 2001 tarihi ile davanın açıldığı 2021 tarihi arasında 3402 sayılı Kanun'un 12/3 üncü maddesinde belirlenen hak düşürücü sürenin geçtiği, davacılar vekili istinaf dilekçesinde keşfin doğru yerde yapılmadığını iddia etmiş ise de yapılan keşfe kendisinin de katıldığı, 18.04.2022 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde dilekçe ekinde sundukları tapuda pafta:1 ada:3 parsel:56 yazılı olmasına rağmen bilirkişi raporunda farklı numaralardan bahsedildiğinin iddia edildiği, oysa 01.04.2022 tarihli fen bilirkişi ... tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda farklı numaralardan bahsedilmediği, taşınmazın toprak komisyonu paftasında 1 ada 3 parsel olarak gösterildiği, yani taşınmazın 1 ada 3 parsel nolu toprak tevzi parseline isabet ettiği, İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süreden reddine dair kararının usul ve esas bakımdan hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Davacıların yatırmış olduğu 427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.