Logo

8. Hukuk Dairesi2024/649 E. 2024/3298 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespiti yapılan bir taşınmazın mülkiyetinin Hazine'ye mi yoksa davalıya mı ait olduğuna ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın bir kısmında imar ve ihya faaliyetlerinin 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresini doldurduğu, bir kısmında ise doldurmadığı, ayrıca Hazine adına tesciline karar verilen kısım için taşınmaz vasfının belirtilmemesinin hükümde eksiklik oluşturduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1259 E., 2023/1291 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulüne

İLK DERECE MAHKEMESİ : Adıyaman Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2016/82 E., 2017/72 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kadastro tespitine itiraz davasında Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen karar, yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairemizce bozulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı ... vekili tarafından ve duruşma istemli olarak davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Adıyaman ili... ilçesi ... Köyü çalışma alanında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Geçici 8 inci maddesine istinaden yapılan kadastro çalışmaları sırasında, Korovi mevkii 150 ada 1 parsel sayılı 10.518,05 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, susuz tarla vasfıyla davalı ... adına tespit edilmiştir.

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; Adıyaman ili... ilçesi ... Köyü Korovi mevkii 150 ada 1 parsel sayıl taşınmazın, devletin hüküm ve tasasrrufu altında olan yerlerden olduğunu ve zilyetlikle edinilmesi mümkün yerlerden bulunmadığı gibi, imar - ihya koşullarının da oluşmadığını ileri sürerek, kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın Hazine adına tescili talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; " dava konusu taşınmaz üzerinde 1985 yılından bu yana kullanım olduğu, belgesizden zilyetlik yoluyla kazandırıcı zamanaşımı ile taşınmaz edinilmesi için gerekli olan 20 yıllık sürenin dolduğu, ayrıca taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak nizasız fasılasız kullanıldığı, taşınmaz üzerindeki taşların boyut itibariyle tarıma engel teşkil etmediği, bu yönde verilen teknik bilirkişi raporlarının da mahalli bilirkişiler ve tespit bilirkişilerin beyanları ile desteklendiği, hava fotoğraflarında ve zirai bilirkişinin raporlarında taşınmazın durumunun net olarak belirlendiği, bunun dışındaki mahalli bilirkişi beyanlarının takdiri delil olacağı, tespit malikinin göç etmesine karşın yarıcılık ile zilyetliğini sürdürdüğü, dava konusu yerle ilgili olarak mera tahsis kararının bulunmadığı, davalının sulu ve kuru toprakta 40/100 dönüm sınırını aşmadığı " gerekçesiyle verilen, davacı Hazinenin davasının reddine, taşınmazın tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline dair önce kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince; " öncesi senetsizden gelen taşınmazda davalı yararına olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı ile taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığı, taşınmazın halen aktif dere yatağında bulunduğu ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğu, buna göre Hazinenin davasının reddinin doğru olmadığı " gerekçesiyle, davacı Hazinenin istinaf isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacı ... vekilinin davasının kabulüne ve 150 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile paftasında " Dere Yatağı " olarak gösterilmesine " karar verilmiş; bu karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, Dairemizin 23.02.2022 tarihli ve 2021/5649 Esas, 2022/1528 Karar sayılı ilamıyla; " Dava konusu taşınmazın dere yatağı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belge incelendiğinde, bu hususta konusunda uzman teknik bilrikişi raporu aldırılmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile hüküm tesis edildiğinin anlaşılmakta olduğu açıklanarak, mahallinde yeniden keşif yapılıp hava fotoğraflarından da yararlanmak suretiyle jeolog bilirkişiden çekişmeli taşınmazın dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı, halen aktif dere yatağında kalıp kalmadığı, aktif dere yatağında kalmıyor ise derenin etkisi altında kalan yerlerden olup olmadığı hususlarında ayrıntılı ve gerekçeli, denetlenebilir rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi " gereğine değinilerek bozulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; " tüm dosya kapsamı, keşif ve teknik bilirkişi raporları dikkate alındığında, dava konusu 150 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tarla vasfıyla kadastro tespitinin yapıldığı, davacı ... tarafından dava konusu taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla dava açıldığı, dava konusu taşınmazın halihazırda kısmen kuzey ve batı sınırında Zugur Deresi'nin bulunduğu, 12.9.2023 tarihli ziraat bilirkişi raporuna göre, dava konusu 150 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (A) ve (D) harfleriyle gösterilen bölümlerinin imar ve ihyasının 20 - 22 yıl önce başladığı, (C) harfiyle gösterilen bölümün imar ve ihyasının ise 28 - 30 yıl önce başladığı, (C) harfiyle gösterilen bölümün sınırında yer alan ağaçların yaşları, sınırındaki toplanmış taşların fiziksel değişimi ile bu alanın (A) ve (D) harfleriyle gösterilen alandan daha evvel imar ve ihya edilerek tarımsal amaçlı kullanılmaya başladığının belirtildiği, 31.08.2023 tarihli harita mühendisi bilirkişi raporuna göre, 1984 ve 1999 tarihli hava fotoğrafında (A) harfiyle gösterilen bölümde tarımsal faaliyet izine rastlanmadığı, (D) harfiyle gösterilen bölümün "su akar yolu" olarak görüldüğü, (C) harfiyle gösterilen alanda tarımsal faaliyet izine rastlandığı, 2011 tarihli hava fotoğrafında (A), (D) ve (C) harfleriyle gösterilen bölümlerde tarımsal faaliyet yapıldığının bildirildiği, bu durumun rapor ekindeki 1984 ve 1999 tarihli hava fotoğrafları ve 1988 ve 2002 tarihli memleket haritaları üzerinde işaretlendiği, 04.09.2023 tarihli jeoloji raporunda taşınmazın sınırında bulunan Zugur Deresi'nin geçmiş yıllarda meydana gelen yağışlardan dolayı dere yatağından akan suların taşıdığı malzemelerin (zirai toprak ve kireç taşları) suyun akış hızının azalması sonucu elverişli yerlere birikmesiyle meydana geldiği, yine taşınmazın Zugur Deresi sınırında büyük bloklarla yapay set oluşturulmuş olup derenin ıslahının sağlandığı, derenin aktif olduğu, ancak su debisinin taşınmaza bir etkisinin olmadığı, sonbahar ve kış aylarında suyun debisinde yükselmeler olacağı, 1984 ve 1999 tarihli hava fotoğraflarında taşınmazın (D) bölgesinde derenin su yolu oluşturduğu, 2011 ve 2017 tarihli hava fotoğraflarında ise suyun debisinin düşmesi ve dere ıslahının yapılması nedeniyle (D) bölgesindeki su yolunun kaybolduğu, dere ile taşınmaz arasında 1 metre kot farkının bulunduğu, bu nedenle yüzey su taşkın riskinin beklenmediğinin bildirildiği hususları dikkate alındığında, dava konusu 150 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (A) ve (D) harfleriyle gösterilen bölümleri üzerinde tespit tarihi itibariyle imar ve ihya nedeniyle 20 yıl süreyle ekonomik amaca uygun kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle kazanım koşullarının davalı ... yararına oluşmadığının, taşınmazın (C) harfiyle gösterilen bölümü üzerinde ise oluştuğunun anlaşıldığı " gerekçesiyle, davacı Hazinenin davasının kısmen kabulüne, dava konusu 150 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 31.08.2013 tarihli teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 3519,80 metrekare ve (D) harfi ile gösterilen 815,32 metrekare yüz ölçümündeki bölümlerinin kadastro tespitinin iptali ile aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle davacı ... adına, (C) harfi ile gösterilen 6182,93 metrekare yüz ölçümündeki bölümün kadastro tespiti gibi 150 ada 1 parsel olarak davalı ... adına tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozma ilamına uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de var olmadığına göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalının tüm ve davacı ... vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 3402 sayılı Kanun'un 1 inci maddesi uyarınca kadastro hakimi, doğru, infazı kabil ve infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak ve sicil oluşturmaya elverişli olacak şekilde karar vermek zorunda olup Bölge Adliye Mahkemesince, davacı ... adına tespitine karar verilen taşınmaz bölümlerinin vasıfları yazılmaksızın tescil kararı verilmiş olması usul ve yasaya uygun bulunmamakta ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bozma nedeni yapılmamış ve hükmün düzelterek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalının tüm ve davacı ... vekilinin ise sair temyiz itirazlarının REDDİNE;

Davacı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının, yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 1 nolu bendinde geçen " davacı ... adına " ibaresinden önce gelmek üzere " tespitteki niteliğiyle " ifadesinin yazılmasına ve hükmün 6100 sayılı Kanun'un 370/2 nci maddesi gereğince bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan 427,60 TL harcın onama harcına mahsubuna,

Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.