Logo

8. Hukuk Dairesi2024/6594 E. 2025/1190 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, kadastro mahkemesi kararıyla orman vasfıyla Hazine adına tescil edilen taşınmazın kendi adına tescilini talep ettiği tapu iptali ve tescil davasında, hak düşürücü sürenin aşılıp aşılmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitine itiraz için öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin, kesinleşmiş mahkeme kararının tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı ve davacının bu süre geçtikten sonra dava açtığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/788 E., 2024/1338 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çarşamba 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/83 E., 2021/57 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali tescil ve zilyetlik şerhi verilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Çekişmeli eski 447 parselin Çarşamba Kadastro Mahkemesinin 1987/18 Esas ve 1991/252 Karar sayılı ilamı ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline dair karar verildiği, ilamın 16.02.1993 tarihinde kesinleştiği, 2017 yılında yapılan uygulama kadastrosu neticesinde 120 ada 12 parsel numarasını aldığı, tapuda halihazırda 30.024,53 m2 yüzölçümüyle, tarla vasfıyla, Samsun Büyükşehir Belediyesi adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.

Davacı dava dilekçesinde; Samsun ili Çarşamba ilçesi Sefalı Mahallesi eski 447 yeni 120 ada 12 parselin davacısının Çarşamba Kadastro Mahkemesi nezdinde açılan davacısı Orman İdaresi davalısı ise ... , ... ve ... köyü tüzel kişiliği olan kadastro tespitine itiraz davasında 1987/18 Esas ve 1991/252 Karar sayılı kararında 23 parselin ifrazıyla oluşan 446 ve 447 parsellerin orman olarak Hazine adına tescil edildiğini, dava konusu 447 parsel sayılı taşınmazı evvelinden beri kendinin zilyetliği ve tasarrufu altında bulunduğunu, 446 parselin zilyedi olan Hacıbey Semiz'in mirasçıları adına tespit görmüş olmasına rağmen 447 parselin kendisi adına tescil görmeyip Sefalı Köyü Tüzel Kişiliği adına tescil gördüğünü, Büyükşehir Yasasından sonra da Büyükşehir Belediyesi adına devredildiğini belirterek eski 447 yeni 120 ada 12 parselin davalı adına yolsuz olarak oluşturulan tapunun iptali ile kendi adına tescilini, bunun mümkün olmaması halinde 2/B uygulaması sebebiyle Hazine adına tespit ve tescili yapılan taşınmazın beyanlar hanesine adına zilyetlik şerhi verilmesini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda: "...davada kadastro tespitinin 04.01.1977 tarihinde kesinleştiği, yenileme çalışmaları nedeniyle 18.09.2017 tarihinde Kadastro Kanunu 22/a gereğince yenile kadastrosu yapılmış ise burada sadece ölçüm, tersimat ve sınırlandırmalara dair inceleme konusu yapabileceğinden bu kadastro tutanağı dikkate alınmadığı, görülmekte olan davanın da on yıllık süre geçtikten sonra 07.02.2020 tarihinde açıldığı..." gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiş; hükmün davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; "...Çekişmeli 447 parsel Çarşamba Kadastro Mahkemesinin 1987/18 Esas ve 1991/252 Karar sayılı ilamı ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline dair verilen ilamın 16.02.1993 tarihinde kesinleştiği, eski 23 parselin ifrazı neticesinde 446 parselin zilyedi adına tespit edildiği, 447 parselin zilyedi olmasına rağmen taşınmazın adına tescil edilmediğini öne sürerek Kadastro Kanunu'nun 12 inci maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra kadastro öncesi nedene dayalı olarak dava açmış olmasına göre, mahkemece hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı..." gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, işbu karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçeye, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacının temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 187,80 TL'nin temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.