Logo

8. Hukuk Dairesi2024/6813 E. 2025/1737 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından haksız olarak kullanılan taşınmaz için elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talep edilen davada, Yargıtay'ın bozma ilamına rağmen mahkemenin direnme kararı vermesi üzerine uyuşmazlık Hukuk Genel Kurulu'na taşınmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin bozma kararında belirtilen hususların, yani tarafların taşınmazdaki payları, fiili kullanım durumu, davalının payını devretmesi gibi konuların yeterince araştırılmadığı ve bozma kararına uyulmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuş ve temyiz incelemesinin yapılması için dosyanın Hukuk Genel Kurulu'na gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/600 E., 2021/161 K.

Taraflar arasında görülen müdahalenin men'i ve ecrimisil davasında yapılan yargılama sonunda Mahkemece, eski kararda direnilmesine, asıl davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine, birleşen davanın reddine karar verilmiş olup hükmün asıl davada davalı / birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı vekili, gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak davalı yükleniciye pay temlik edildiğini, davalı edimini yerine getirmediğinden Zeytinburnu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/266-2001/1125 sayılı kararı ile sözleşmenin feshi ile tapu iptal ve tescile karar verildiğini, müvekkilinin maliki olduğu 7 parsel sayılı taşınmazı davalının haksız olarak kullanmaya devam ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili, davanın reddini savunmuş, birleşen davada ise; karşı tarafın sözleşmeye aykırı istekleri karşısında müvekkilinin edimini yerine getiremediğini, binanın ekonomik değerinin olmadığını bildirip binaya elatmanın önlenmesi ve kal’e karar verilmesini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesince, davalının mülkiyet sahibi olmadığı gerekçesi ile asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiş, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 24.03.2015 tarihli ve 2014/4357 Esas, 2015/4182 Karar sayılı ilamıyla: “ …Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; taraflar arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin Zeytinburnu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/266 Esas 2001/1125 sayılı kararı ile feshedilerek davalı adına kayıtlı olan 52/196 paydan 79/392 payın iptali ile davacı adına tesciline karar verildiği, anılan kararın 21.5.2007 tarihinde kesinleştiği, asıl dava tarihi itibariyle çekişme konusu arsa nitelikli 7 parsel sayılı taşınmazda davacının 131/392 payı, davalının ise 25/392 payının bulunduğu, yargılama sırasında davalının payını dava dışı üçüncü kişiye devrettiği, taşınmaz üzerindeki binanın zemin katındaki dükkanın dava dışı kişinin kiracı olarak kullandığı anlaşılmaktadır… Somut olaya gelince; dava tarihinde tarafların çekişme konusu 7 parsel sayılı taşınmazda paydaş oldukları halde, mahkemece davalının kayden bir hakkının bulunmadığı benimsenmiş, davacıların çekişmeli taşınmazda paylarına karşılık çekişmesiz olarak kullanabilecekleri yer bulunup bulunmadığı, taşınmazın tümünün kimler tarafından kullanıldığı yeterince araştırılmamış ve keşfen saptanmamıştır. Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde araştırma yapılarak fiili kullanım biçimi oluştu ise çekişmeli işyerinin kimin kullanımına bırakıldığının, oluşmadı ise dava tarihine göre çekişmeli taşınmazda davacıların paylarına karşılık kullanabilecekleri ya da kullandıkları yer olup olmadığının saptanması, bu saptamaya göre ecrimisil isteğinin değerlendirilmesi, yargılama sırasında davalının payını üçüncü kişiye devretmesi üzerine taşınmazı halen kullanıp kullanmadığının ya da üçüncü kişiye kullandırıp kullandırmadığının açıklığa kavuşturulması, kullanmayı ya da üçüncü kişiye kullandırmayı sürdürüyor ise elatmanın önlenmesi isteğinin kabul edilmesi, aksi halde konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru olmadığı gibi, kabule göre de; yargılama sırasında davacı tarafın yaptığı yargılama giderleri eksik hesaplanarak hüküm yerinde davacı aleyhine yanlış mahsup yapılması da isabetli değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, asıl davanın kabulüne ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir. Mahkeme kararının davalı / birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin, 05.03.2020 tarihli, 2018/7469 Esas ve 2020/2222 Karar sayılı ilamı ile, bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gereklerinin yerine getirilmediği gerekçisiyle bozulmasına karar verilmiş, bozma sonrası İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılamada eski kararda direnilmesine karar verilmiş, hükmün davalı / birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dava dosyası 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 45.maddesi ile 6100 sayılı HMK'ye eklenen Geçici 4/1.maddesi uyarınca Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya incelendi gereği düşünüldü:

SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;

Dairemizce verilen 05.03.2020 tarihli, 2018/7469 Esas ve 2020/2222 Karar sayılı bozma kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş olup mahkemece verilen direnme kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın 6763 sayılı Kanun'un 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK'nin 373. maddesinin 5. fıkrası uyarınca yetkili ve görevli Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE,

04.03.2025 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.