"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2021/3 E., 2022/40 K.
Taraflar arasındaki genel mahkemeden aktarılan kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda Dairece, genel mahkemece verilen İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak ve dava kadastro mahkemesine görevsizlikle devredilerek yeniden yapılan yargılama sonucunda; 106 ada 15 parsel sayılı taşınmaz hakkında karar verilmesine yer olmadığına; 106 ada 16 parsel sayılı taşınmaz hakkında ise davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
2006 yılında yapılan kadastro sırasında ... ili ... ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan 106 ada 16 parsel sayılı 5190,19 m² yüzölçümlü taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle (Osman oğlu) Mehmet Osanmaz ile (Reşit oğlu) ... adına; aynı ada 15 parsel sayılı 2595,21 m² yüzölçümündeki taşınmaz ise kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davacı ... adına tespit edilmiştir.
Dava konusu taşınmazlardan 106 ada 16 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak aşağıda ayrıntısı açıklanan iş bu temyize konu aktarılan davadan ayrı olarak ... tarafından askı ilan süresi içerisinde açılan kadastro tespitine itiraz davası sonucunda Göle Kadastro Mahkemesinin 04.02.2008 tarihli ve 2006/514 Esas, 2008/27 Karar sayılı kararı ile "...davacının davasının feragat nedeniyle reddine, çekişmeli 106 ada 16 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline" karar verilmiş ve bu karar temyiz edilmeksizin 15.04.2008 tarihinde kesinleşmiş; akabinde 1/2 tespit ve tapu maliki Mehmet Osanmaz payı, kayden satış sonucunda 18.10.2012 tarihinde davacı ... adına tapuya tescil edilmiş; 1/2 hisse ise tespitte olduğu gibi (Reşit oğlu) ... uhdesinde kalmıştır.
Yine 106 ada 15 parsel sayılı taşınmaz da tesis kadastrosu sonucu kesinleştirilerek davacı ... adına 31.05.2006 tarihinde tapuya tescil edilmiştir.
Tespit tarihinden evvel, davacı ... dava dilekçesinde mevkii ve sınırlarını açıkladığı taşınmazın 50 yılı aşkın bir süreden beri nizasız ve fasılasız şekilde zilyet ve tasarrufunda olduğunu belirterek çekişmeli yerin adına tesciline karar verilmesi istemiyle 29.09.2003 tarihinde genel mahkemede Hazine ve ... Köyü Tüzelkişiliği aleyhine dava açmıştır.
Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda verilen önceki tarihli hükmün davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 22.10.2019 tarihli ve 2019/5357 Esas, 2019/9404 Karar sayılı kararı ile "... dava konusu taşınmaza ilişkin kadastro tespitinin 17.02.2006 tarihinde yapıldığı ve dava konusu taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği belirlendiğinden, 29.09.2003 tarihinde açılan tescil davasının kadastro tespitine itiraz davası niteliğinde olduğunun kabulünün zorunlu olduğu; bu nedenle uyuşmazlık hakkında görevsizlik kararı verilmek suretiyle dava dosyasının görevli ve yetkili Kadastro Mahkemesi'ne gönderilmesi gerektiği.." ne işaret edilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Asliye Hukuk Mahkamesince bozmaya uyularak kadastro mahkemesine görevsizlik kararı verilmiş olup Kadastro Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda "...Dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacının iki farklı parsele ilişkin talebinin olduğu, 106 ada 15 parsele ilişkin talebi yönünden, dava açılan tarihte dava açmakta hukuki yararı olduğu kabul edilse bile, tapu ve kadastro kayıtları incelendiğinde kadastro çalışması neticesi 15 parselin davacı adına 31.05.2006 tarihinde kaydedildiği, bu suretle davacının 15 parsele ilişkin hukuki yararının bulunmadığı; 106 ada 16 parsele ilişkin talebi yönünden ise , dava açılan tarihte dava açmakta hukuki yararı olduğu kabul edilse bile, tapu ve kadastro kayıtları ile Mahkememizin 2006/514 Esas numaralı dosyası incelendiğinde, davacının aynı taşınmaza ilişkin kadastro tutanağına itiraz ettiği ancak daha sonra açtığı davadan feragat ettiği, feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiği, bu suretle aynı konuda daha önce verilen bahsi geçen karar dolayısıyla HMK'nin 114. maddesinde sayılı dava şartlarından olan aynı davanın daha önceden kesin hükme bağlanmış olması sebebi ile dava şartı noksanlığı ortaya çıktığı..." gerekçesiyle 106 ada 15 parsel sayılı taşınmaz hakkında karar verilmesine yer olmadığına; 106 ada 16 parsel sayılı taşınmaz hakkında ise davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş olup hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi kararında belirtilen gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacının temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 187,80 TL nin temyiz edenden alınmasına,
1086 sayılı Kanun'un 440/1 maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
19.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.