"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2004/16 E., 2009/186 K.
KARAR : Davanın kabulüne
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen ve kesinleşen hükmün tavzihinin istenilmesi üzerine İlk Derece Mahkemesinin 05.12.2023 tarihli ek kararıyla, tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen ek karar, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sonucu, Kars ili Kağızman ilçesi Akçay Köyü çalışma alanında bulunan 110 ada 108 parsel sayılı taşınmaz Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacı Mahmet Yıldaz tarafından, tapu kaydına, harici satıma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tespite itiraz davası açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne, 110 ada 108 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kadastro tespitinin iptali ile bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 7.000 metrekarelik yerin davacı ... adına tesciline, geri kalan kısmının 6.587.686,28 metrekare olarak tespit gibi davalı Maliye Hazinesi adına tesciline karar verilmiş ve bu hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi'nin 2010/2493 Esas ve 2011/605 Karar sayılı ilamıyla onanarak 01.06.2011 tarihinde kesinleşmiştir.
Hükmün kesinleşmesinden sonra davalı Hazine vekili 28.09.2023 tarihli dilekçesiyle, hükümdeki taşınmazın miktarı ile tapu kaydındaki miktarın uymadığı belirtilerek, düzeltilmesi istemiyle tavzih talebinde bulunulmuş ve İlk Derece Mahkemesinin 05.12.2023 tarihli ek kararıyla, " tavzih talebinin kararın esasına ilişkin olduğu, tavzih yoluyla kararın uygulanabilir duruma getirilmesinin mümkün olmadığı " gerekçesiyle, tavzih talebinin reddine karar verilmiş ve iş bu ek karar, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bilindiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 297 nci maddesinde, hükmün kapsamı: "Hüküm “Türk Milleti Adına” verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar: a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini. b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini. c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri. ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini. d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını. e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi (2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda; İlk Derece Mahkemesince, tavzih talebinin değerlendirilmesine ilişkin ek karar başlığında, tarafların açık kimlik bilgileri yazılmadığından, anılan yasa hükmüne aykırı davranıldığı gibi; kabule göre de, dava konusu 110 ada 108 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün dava dosyası içinde yer alan kadastro tutanağında "6.259.267,54 m2" yazılmış olmasına rağmen kadastro paftasında "6.594.686,29 m2" olarak yazılmasının hangi sebepten kaynaklandığı hususunun, gerektiğinde teknik bilirkişiden rapor aldırılmak suretiyle açıklığa kavuşturulması ve bundan sonra oluşacak sonuca göre tavzih talebi değerlendirilerek, olumlu yada olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ve inceleme ile talebin reddine karar verilmiş olması da isabetsiz olduğundan, tavzih talebinin reddine dair ek kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin tavzih talebinin reddine dair ek kararının, 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 19.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.