"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/261 E., 2023/582 K.
KARAR : Davanın esastan reddine
Taraflar arasındaki 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun (6292 sayılı Kanun) gereğince satışı yapılan taşınmaza yönelik tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karar, yapılan temyiz incelemesi sonunda Dairemizce bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kullanım kadastrosu sırasında, İstanbul ili Çatalca ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 103 ada 1 parsel sayılı 8.550,21 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, " 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 1979 yılından beri Şükrü ve ...'un fiili kullanımında bulunduğu " şerhi yazılarak Hazine adına tespit ve 06.04.2010 tarihinde tescil edildikten sonra, sırasıyla 16.07.2014 ve 03.03.2015 tarihlerinde 6292 sayılı Kanun gereğince Şükrü ve ...'a satılarak bu kişiler adına tapuda kayden intikal ettirilmiştir.
Davacı ... ve ..., 22.12.2014 tarihinde, ... payına yönelik olarak, 12.06.2015 tarihinde ise ... payına yönelik olarak, taşınmazın kullanım hakkının müşterek muristen intikal ettiğini ileri sürerek miras paylarına yönelik olarak, tapu iptali ve tescil istemiyle ayrı ayrı dava açmışlardır.
İlk Derece Mahkemesince, dava dosyalarının birleştirilmesi suretiyle yapılan yargılama neticesinde verilen önceki tarihli hüküm, Dairemizin 01.06.2022 tarihli ve 2022/899 Esas,5143 Karar sayılı ilamıyla; " davacı ... ve ...'in, ... payına yönelik davayı 22.12.2014 tarihinde, ... payına yönelik davayı ise 12.06.2015 tarihinde açtıkları, çekişmeli taşınmazın ise dava tarihlerinden önceki tarih olan 16.07.2014 ve 03.03.2015 tarihlerinde 6292 sayılı Kanun uyarınca Şükrü ve ...'a satılarak bu kişiler adına payları nispetinde tescil edildiğine ve dosya kapsamından da idari işlem niteliğindeki satış işleminin idarece geri alındığı ya da idari yargıda iptal edildiği hususlarının anlaşılamadığına göre eldeki davanın dinlenme olanağının bulunmadığı açıklanarak, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsizliğine " değinilerek bozulmuş ve davacıların karar düzeltme talepleri de Dairemizin 07.02.2023 tarihli ve 2022/7749 Esas, 2023/467 Karar sayılı ilamıyla reddedilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; asıl dava ve birleşen dava yönünden davanın esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından esasa ve aleylerine hükmedilen vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
1. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirmesine, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda hüküm verildiğine ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de bulunmadığına göre, hükmüne uyulan bozma ilamında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Ancak; İlk Derece Mahkemesince hükmüne uyulan bozma ilamında da belirtildiği üzere davanın red gerekçesi " 6292 sayılı Kanun gereği satış işlemi nedeniyle tapu kaydı oluşturulduktan sonra eldeki davanın açıldığı, dosya kapsamından da idari işlem niteliğindeki satış işleminin idarece geri alındığı ya da idari yargıda iptal edildiği hususlarının anlaşılamadığına göre eldeki davanın dinlenme olanağının bulunmadığı.." şeklinde olup, iş bu red gerekçesi usule ilişkin olduğuna göre, ilk derece mahkemecesin davası reddedilen davacı taraf aleyhine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine (AAÜT) göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, taşınmazın keşfen belirlenen değeri üzerinden hesaplanan nisbi vekalet ücretinine hükmedilmesi isabetsiz ve bozmayı gerektirmekte ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün vekalet ücreti yönünden düzeltilmek suretiyle onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının, yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (5) nolu bendinin 2. satırında yer alan " 89.792,06 TL " ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine " 9.200,00 TL " ibaresinin yazılmasına ve hükmün DÜZELTİLMİŞ BU ŞEKLİYLE ONANMASINA,
Taraflarca 1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
İstek halinde peşin harcın temyiz eden davacılara iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
09.05.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.