Logo

8. Hukuk Dairesi2024/807 E. 2024/2875 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, davacının aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı ve taşınmazların tesciline ilişkin karar verilmesi gerektiği hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, vasisi olduğu kişi adına dava açma hususunda gerekli izin belgesine sahip olmadığı ve bu nedenle aktif dava ehliyetinden yoksun bulunduğu gözetilerek davanın reddine, ayrıca kadastro mahkemesinin taşınmazlar hakkında tescil hükmü kurma yükümlülüğü bulunduğu değerlendirilerek hükmün bu yönde düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2020/12 E., 2021/8 K.

KARAR : Aktif husumet yokluğundan reddine

Taraflar arasındaki kullanım kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karar, yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacı ... davası yönünden davanın aktif husumet yokluğundan reddine, müdahil ... davasının reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı, müdahil ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kullanım kadastrosu sırasında, ... ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 1040 ada 6, 7, 8, 9 ve 10 parsel sayılı sırasıyla 300.15, 219.79, 154.12, 370,02 ve 483,52 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, " 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve sırasıyla ..., ..., ..., ... ve ...'in fiili kullanımında bulunduğu " şerhi yazılarak, bahçe vasfında, Hazine adına tespit edilmiştir.

Davacı ... dava dilekçesinde; ... ilçesi ... Mahallesi 1040 ada 6, 7, 8, 9 ve 10 parsel sayılı çekişmeli taşınmazların kendi kullanımında bulunduğu ileri sürerek, bu yerlerin kendi adına yazılmasını talep etmiş; yargılama sırasında babası adına şerh verilmesini istemiştir.

Müdahil ... müdahale dilekçesinde; çekişmeli taşınmazlar içerisinden yol geçtiğini ileri sürerek, kendi yolunun açılmasını talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin verdiği önceki karar, Yargıtay tarafından bozulmuş olup, hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; " Mahkemece, dava konusu bölümlerin ... zilyetliğinde olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulduğu, davacı ...' ın, dava dilekçesi ile dava konusu taşınmazlar üzerinde lehine zilyetlik şerhi verilmesi talebiyle dava açtığı, yargılama sırasında babası olan ve vasisi bulunduğu ... 'ın taşınmazlar üzerinde zilyet olduğu iddiasıyla babası lehine şerh verilmesini talep ettiği, davacının murisi ... 'ın vasisi olduğu dosya kapsamından anlaşıldığı, Dairece yapılan geri çevirme kararları sonrasında, davacı ...'ın, vesayeti altında bulunan ... adına eldeki davayı açma konusunda husumete izin belgesi bulunmadığı ve muris ... 'ın hüküm tarihinden sonra 04.08.2016 tarihinde öldüğünün anlaşıldığı, davacının husumete izni olmadan açtığı davada aktif dava ehliyetinin bulunmadığı açıklanarak, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm kurulmasının isabetsizliğine " değinilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davacı ... vasisi ...'ın açtığı davanın aktif husumet yokluğundan reddine, müdahil ...'nin yol yönünden açtığı davanın reddine karar verilmiş; hüküm, müdahil vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1. Dosya muhtevasına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre müdahil vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Ancak; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 1 inci maddesi uyarınca kadastro hakimi doğru, infazı kabil, infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak ve taşınmaz hakkında sicil oluşturmaya elverişli şekilde karar vermek zorundadır. Kadastro Mahkemesi sicil oluşturmak zorunda olduğuna ve dava konusu taşınmazlara yönelik dava reddedildiğine göre, taşınmazların tespit gibi tesciline karar verilmesi gerekirken, taşınmazlar hakkında tescil hükmü kurulmaması isabetsiz ve bozma gerektirmekte ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının HMK’nin 370/2 nci maddesi gereğince aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle müdahil vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

Müdahil vekilinin temyiz itirazlarının, yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının ikinci bendinin birinci satırında yer alan " reddine " ifadesinden sonra gelmek üzere " dava konusu 1040 ada 6, 7, 8, 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespiti gibi tesciline, " kelimelerinin yazılmasına ve hükmün DÜZELTİLMİŞ BU ŞEKLİ İLE ONANMASINA,

Peşin harcın istek halinde temyiz eden asli müdahile iadesine,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

25.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.