Logo

8. Hukuk Dairesi2024/881 E. 2024/4929 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmaz üzerindeki kullanım hakkı iddiası.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun kullanım ve zilyetlik emarelerinin bulunmadığı, beyanlar dışında kullanım hakkını ispatlayacak delillerin sunulmadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmü kaldırılarak esas hakkında hüküm kurulması

Taraflar arasındaki kullanım kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kullanım kadastrosu sonucunda, İstanbul ili Arnavutköy ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 113 ada 1 parsel sayılı 402,84 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhi yazılarak, çayır vasfıyla davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

Davacı ... dava dilekçesinde; çekişmeli taşınmazın fiili kullanımında olduğunu ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine lehine kullanıcı şerhi verilmesini istemiştir.

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; taşınmazın boş ve işgalsiz olduğunun tespit edildiğini, zilyetlikle kazanılamayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "dava konusu taşınmazın dedesinden davacıya intikal ettiği, o günden bugüne kadar davacı tarafından kullanılmaya devam edildiği ve kullanıcısının davacı olduğu, üzerinde hayvan otlatıldığına dair hayvan gübresi bulunduğu" gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın zilyedi olduğunun tespitine ve taşınmazın beyanlar hanesine kullanıcı olarak şerh konulmasına karar verilmiş; hükmün, davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; "taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun kullanımın bulunmadığı, tespit sırasında taşınmaz üzerinde çayır bulunduğunun tespit edildiği, yapılan keşif sırasında taşınmaz üzerinde hayvan gübresi bulunmasının taşınmaz üzerindeki zilyetlik olgusunu göstermeyeceği, değerlendirmenin tesbit tarihi itibarıyla yapılması gerektiği, mahalli bilirkişisi, tutanak tanıkları ve davacı tanıklarının taşınmaz üzerinde kullanım olmadığını bildirdikleri, sırf hayvan otlatmanın fiili kullanım durumunu göstermeyeceği, keza 26.11.2019 tarihli bilirkişi raporunda "İBB şehir Haritası standında mevcut çeşitli yıllara ait tüm ortofoto görüntülerinde, taşınmazın tamamı üzerinde tarım arazisi olarak kullanılmadığının tespit edildiğinin" bildirildiği, mahkemece keşif sırasında yapılan gözleme göre, taşınmaz üzerinde yabani çalılıklar ve böğürtlen bitkisinin ve 4 adet meşe ağacının bulunduğu, dolayısıyla davacının zilyetliğinin olmadığı anlaşıldığından bu gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı" belirtilerek, istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçeye, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve Kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

S O N U Ç : Yukarda açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

427,60 TL davacı tarafından yatırılan peşin harcın onama harcına mahsubuna,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.