Logo

8. Hukuk Dairesi2024/89 E. 2024/582 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, taşınmazın vakıf malı olup olmadığı ve davacının zilyetlikle iktisap şartlarını sağlayıp sağlamadığı hususunda uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, önceki bozma kararında belirtilen hususlara aykırı olarak, taşınmazın vakıf malı olduğunu kabul etmesi ve davacının zilyetlik koşullarını yerine getirdiğini tespit etmemesinin, bozma kararına uyulmadığı ve usuli müktesep hak ihlali oluşturduğu gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

KARAR : Davanın reddine

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karar, yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı, davacı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne ve duruşma isteğinin ise değerden reddine karar verildikten karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında, Samsun ili Asarcık ilçesi Kılavuzlu Mahallesi çalışma alanında bulunan 172 ada 32 parsel ... 5.194,31 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, Hazinedar... Paşa Vakfına ait 1228 tarihli vakfiye hudutnamesinin kapsamında kalmakta olup, vakıf mallarının kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği ile iktisaplarının mümkün bulunmadığı belirtilerek, Hazinedar ...Paşa Vakfı adına tespit edilmiştir.

Davacı ... dava dilekçesinde; ... Mahallesi 172 ada 32 parsel ... taşınmazın vakıf malı olmayıp, murislerinden kendisine kaldığını ve zilyetlikle iktisaba elverişli şekilde kullanımında bulunduğunu ileri sürerek, kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın adına tescilini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesince, " ... çekişmeli taşınmazın vakfiye hudutnamesinin kapsamında kalmadığı ve davacı taraf yararına zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği ..." gerekçesiyle verilen, davanın kabulüne ve çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar ilişkin önceki hüküm, davalı vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 05.03.2013 tarihli ve 2012/13631 Esas, 2013/2311 Karar ... ilamıyla; " ... İlk Derece Mahkemesince yapılan uygulamada Hazinedar Zade Süleyman Paşa Vakfına ait hudutnamenin çekişmeli taşınmazları kapsamadığının belirlendiği gibi dosya içerisinde bulunan Kavak Asliye Hukuk Mahkemesinin 1973/128 Esas, 1991/318 Karar ... dosyasında Vakıflar Genel Müdürlüğünün vakfiye kapsamında kaldığı iddiasıyla açtığı tescil davasında dava edilen taşınmazların bu yerlere ilişkin vakfiye kapsamı belirlenemediğinden davasının reddine karar verildiği, bu kararın Yargıtay 8. Hukuk Dairesince onanarak kesinleştiği, dolayısı ile dava konusu taşınmazların bu haliyle söz konusu vakfiye kapsamında kalmadığının anlaşıldığı ve bu hususun İlk Derece Mahkemesinin de kabulünde olduğu; öte yandan hükme dayanak alınan Prof. Dr. ... Erten, Prof. Dr. ...ve Doç. Dr. ... tarafından hazırlanan müşterek rapor içeriği dikkate alındığında, çekişmeli taşınmazların bu vakfiye kapsamında kaldığı kabul edilse dahi, üzerinde vakfa ait cami, medrese, yapı, kalıntı bulunmayan gayri sahih nitelikteki vakıf arazilerinin Devlete ait miri arazi niteliğinde olması nedeniyle vakıf kullanımında olmayan bu nitelikteki taşınmazların zilyetlikle kazanılmasının mümkün olduğu, ancak somut olayda çekişmeli taşınmazlara ilişkin olarak ... ile gerçek kişiler arasında düzenlenmiş kira sözleşmeleri sunulduğu halde, İlk Derece Mahkemesince bu sözleşmelerin uygulanmadığı, bu kapsamda dava konusu taşınmazlara ait olup olmadıkları, ait ise kiralayan gerçek kişiler ile davacı taraf arasında akdi, fiili ve irsî irtibat olup olmadığı, halefiyet yoluyla bu kişileri bağlayıp bağlamayacağı hususlarının değerlendirilmediği; ayrıca raporu hükme esas alınan ziraat bilirkişi raporlarında çekişmeli taşınmazların eğimi belirtilip ekili veya ekili olmadığı bildirildikten sonra bir kısım taşınmazlar yönünden “davalı parselde kadimden beridir tarımsal faaliyette bulunulmadığı toprak profil derinliğinin pulluk tabakasının daha üstünde olduğundan, profilin bitki üretimi ve gelişimi için yeterli düzeyde bulunmamasından anlaşılmaktadır”, bir kısım taşınmaz için ise “davalı parselde kadimden beridir tarımsal faaliyette bulunulduğu toprak profil derinliğinin pulluk tabakasının daha altında olduğundan, profilin bitki üretimi ve gelişimi için yeterli düzeyde bulunmasından anlaşılmaktadır” denilip, sonuç kısmında ise “dava konusu parsellerin tarım arazisi olarak kullanıldıkları ve halen ekilip biçildikleri kanaatine varıldığı” bildirildiğine göre bu haliyle ziraat bilirkişi raporunun çekişmeli taşınmazların niteliği konusunda yetersiz olduğu halde bu rapor ile yetinildiği açıklanarak; İlk Derece Mahkemesince davalı ... Müdürlüğüne çekişmeli taşınmazlarla ilgili tüm kira sözleşmeleri, kira bedelleri ödenmiş ise makbuzları ile kiraya ilişkin tüm belgeleri sunmak üzere süre verilmesi, daha sonra yerel bilirkişiler, tutanak bilirkişileri, taraf tanıkları, ziraat mühendisi bilirkişi ile teknik bilirkişinin katılımı ile keşif yapılması, ibraz edilen kira sözleşmelerinin yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle yerine uygulanması, mahalli bilirkişi ve tanıklardan zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı açık yanıtlar alınıp tespit tarihine kadar davacı taraf yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesi, ziraat mühendisi bilirkişiden taşınmazların zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı yönünde rapor alınması, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi..." gereğine değinilerek bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, " ... çekişmeli taşınmazın vakfiye hudutnamesinin kapsamında kalmakta olup, vakfın türü gözetildiğinde taşınmazın zilyetlikle iktisabının mümkün bulunmadığı ... " gerekçesi ile davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi Hazinedar Zade Süleyman Paşa Vakfı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki; hükmüne uyulan bozma ilamında, tespit maliki Hazinedar Zade Süleyman Paşa Vakfı’nın gayri sahih vakıf olduğuna, taşınmazların vakfiye kapsamında kalmadığına ve çekişmeli taşınmazın bu vakfiye kapsamında kaldığı kabul edilse dahi, üzerinde vakfa ait cami, medrese, yapı, kalıntı bulunmayan gayri sahih nitelikteki vakıf arazilerinin devlete ait miri arazi niteliğinde olması nedeniyle vakıf kullanımında olmayan bu nitelikteki taşınmazların zilyetlikle kazanılması mümkün bulunduğuna işaret edilerek, zilyetlikle iktisap koşullarının davacı taraf yararına gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gereğine değinilmiş olup, bozma ilamına uyulduğuna göre açıklanan hususlarda davacı taraf yararına usuli müktesep hak oluştuğu kuşkusuzdur.

Diğer yandan, dosya kapsamı ile de çekişmeli taşınmazın vakıf malı olduğu ve davalı tarafın dayandığı vakfiyenin çekişmeli taşınmazı kapsadığı somut olarak ortaya konulamadığı gibi, taşınmazda davacı taraf yararına zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği de belirlenmiştir.

Hal böyle olunca; İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne ve çekişmeli 172 ada 32 parsel ... taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğundan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 ... Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 ... Kanun) Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 ... Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 ... Kanun) 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

1086 ... Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

İstek halinde peşin harcın temyiz eden davacıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

07.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.