"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
KARAR : Davanın kısmen kabulüne
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonucunda; İlk Derece Mahkemesince bir kısım davacıların davalarının reddine, bir kısım davacıların davalarının ise kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının, davalılar vekilleri tarafından duruşma istemli olarak ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine, davalılar ... ve diğerleri vekili Avukat ...; davalılar ... ve diğerleri vekili avukat ... ile karşı taraftan ... katılımıyla 09.04.2021 Perşembe günü duruşma yapılmış ve hazır bulunanın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilmiş ve dosyadaki bir takım eksikliklerin giderilmesi amacıyla dosya İlk Derece Mahkemesine geri çevrilmiş olup, geri çevirme gerekleri yerine getirilerek dosya temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, Tercan ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 541-544-551-593-599-600- 601- 602- 603- 606- 607- 609- 610- 615- 616- 617- 635- 636- 637- 638- 639- 641- 642-644-645-592 parsel sayılı muhtelif yüzölçümündeki taşınmazlardan 541 ve 610 parseller (... oğlu) ...; 593 ve 599 parseller (... oğlu) ...; 551 parsel (... oğlu) ...; 637 parsel (... oğlu) ...; 642 ve 645 parseller( ... oğlu ...; 603-638 ve 641 parseller (... oğlu)...; 616 ve 635 parseller (... oğlu) ...; 544 ve 636 parseller (... oğlu) ...; 607 parsel (... oğlu) ...; 609 parsel(... oğlu) ...;602 parsel (... oğlu) ...;; 601 parsel (... oğlu) ...; 617 ve 639 parseller (... oğlu) ...; 606 parsel( ... oğlu) ...; 600 parsel( ... Kızı) ...; 644 parsel ¼ hisselerle (... evlatları) ...-...-... ve ...; 615 parsel (... kızı) ... adlarına ırsen intikal+taksim/satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak tespit edilmiştir.
İtirazı Kadastro Komisyonunca reddedilen davacı ... ... ve ...; kira sözleşmeleri, miras yoluyla gelen hak ve zilyetliğe dayanarak tüm parsellere dava açmış; yargılama sırasında ... ve ... aynı nedene dayanarak Uluşanlar yanında davaya katılmış; bundan ayrı olarak ... kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 593 parsele; ... aynı nedene dayanarak 551 ve 617 parsele;...ayynı nedene dayanarak 601 parsele dava açmıştır.
Mahkemece davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda; davacılar ... , ..., ..., ...’in davalarının reddine; davacılar ..., ..., ..., ..., ...'ın davalarının ise kabulüne; çekişmeli 541, 610, 637, 599, 551, 593, 642, 645, 600, 639, 617, 607, 638, 641, 603, 544, 592, 644, 636, 609, 606, 601, 635, 616, 615, 602, 630 parsel sayılı taşınmazların tespit tutanakları iptal edilerek her bir parsel toplam 13440 pay kabul edilmek suretiyle 6720 payı yukarıda miras payları belirtilen ... mirasçıları adına miras payları oranında, 3360 payı yukarıda miras payları belirtilen ... mirasçıları adına miras payları oranında, 3360 payı da ... adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş; hüküm, davalılardan davalı ... ve müşterekleri vekili, davalı ... ve müşterekleri vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1.Çekişmeli 551-601-644-603-641 ve 638 parsel sayılı bakımından temyiz itirazlarının incelenmesinde; bilindiği üzere, taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup, Mahkemece yargılamanın her aşamasında re'sen göz önünde bulundurulmalıdır.
Öte yandan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 294 vd. maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmış olup 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesinin (b) bendinde, tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile T.C. kimlik numaraları, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad soyadları ile adreslerinin karar başlığında gösterilmesi gerektiği belirtilmiş olup, bu madde uyarınca, davanın taraflarının kararda doğru ve eksiksiz şekilde gösterilmeleri gerektiği kuşkusuzdur.
Davacı taraf tespit maliki ve yahut maliklerine doğru şekilde husumet yöneltmek suretiyle dava açmış ise de; iş bu temyize konu mahkeme kararının incelenmesinde; 551 parsel tespit maliki ...; 603-638 ve 641 parsel sayılı taşınmazların tespit maliki (... oğlu)... ile 601 parselin müstakil; 644 parselin ise müşterek tespit maliklerinden ... gerekçeli karar başlığında taraf olarak gösterilmediğinden, yukarıda anılan kanun hükmüne aykırı davranılmış olması isabetsiz olup anılan bu parsellere yönelik temyiz itirazları açıklanan bu nedenlerle yerinde görülerek iş bu 551-601-644-603-641 ve 638 parsel sayılı taşınmazlar bakımından hükmün, bu nedenlerle sair temyiz itirazları incelenmeksizin bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Yukarıdaki bentte yazılı parseller dışında kalan diğer taşınmazlara yönelen temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece davacıların dayandığı tapu kaydının değişebilir hudutlar ihtiva edip başka parsellere revizyon gördüğünden hükme esas alınmadığı; uyuşmazlığın zilyetlik hükümlerine göre çözülmesi gerektiği, bu hususta ise davacıların Tercan Sulh Hukuk Mahkemesinin 1955/76 Esas, 1956/64 Karar sayılı ilamı ile 09.10.1958 tarihli ve 1116 yevmiye nolu ve 04.07.1959 tarihli ve 447 yevmiye nolu noter senetlerine dayandıkları ve bunları da dosyaya sundukları; Tercan Sulh Hukuk Mahkemesinin ilamının incelenmesinde, davanın tahliye davası olup davacısının ... ve arkadaşları, davalıların ise ... oğullarından ..., ... ık, ... ve ... olduğu; davacıların davasının kabulüne karar verilerek hükmün kesinleştiği, noter senetlerinde ve Tercan Sulh Hukuk Mahkemesi ilamında belirtilen 8 inci fıkra (a, b, c, d) bentlerinde yer alan taşınmazların aynı taşınmazlar olduğunun keşifte mahalli bilirkişi ve tanıkların yer göstermesi ve alınan uzman bilirkişi raporuyla belirlendiği; nitekim fen bilirkişi raporunda dava konusu 644, 645 (a bendi) 635, 636, 637, 638, 639, 641, 642 (b bendi) 599, 600, 615, 616 (c bendi) 602, 603, 606 (d bendi) sayılı parsellerin Tercan Sulh Hukuk Mahkemesinin ilamında ve davacıların dayanmış olduğu noter senetlerinde belirtilen taşınmazlar olup buna göre mahkeme ilamında yer alan davacı davalı taraflar (yahut haleflerinin) ve çekişme konusu taşınmazların aynı olması; buna göre de davacıların asli zilyet davalıların ise fer'i zilyet olduğunun kabulü gerektiği; buna göre davalı tanıklarının yanlı beyanlarına itibar edilmeyeceği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Çekişme konusu taşınmazlar, yukarıda ayrıntısı ile açıklandığı gibi belgesiz zilyetlikten davalı ... ve Işık soy isimli kişiler adına tespit edilmiş olup davacı ... Uluşan ve diğerleri Tercan Sulh Hukuk Mahkemesinin 1955/76 Esas ve 1956/64 Karar sayılı ilamı, 09.10.1958 tarihli ve 1116 yevmiye nolu ve 04.07.1959 tarihli ve 447 yevmiye nolu noter senetlerine dayanarak; kendilerinin asli, davalıların ise kiracı sıfatıyla fer'i zilyet olduğu iddiasıyla eldeki davayı açmışlardır.
Davalı taraflar ise aşamalardaki tüm savunmalarında davacı ... soy isimli kişiler ile aralarında herhangi bir kira ilişkisi bulunmadığını, zilyetliklerinin asli nitelikte olduğunu ve dava konusu yerlerin mirasen kendilerine intikal ettiğini savunarak davanın reddini istemişlerdir.
Çekişmeli taşınmazların davalı tarafın zilyetliğinde bulunduğu yapılan keşiflerde alınan beyanlarla anlaşılmış olup bu hususta zaten taraflar arasında da bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık çekişmeli taşınmazlarda, davalılarca sürdürülen zilyetliğin asli mi; yoksa Uluşan'ların kiracısı sıfatıyla fer'i nitelikte mi olduğu noktasında toplanmaktadır.
Mahkemece; yukarıda açıklanan noter senetlerinde ve bu noter senetleri ile aynı hudutları ihtiva eden Tercan Sulh Hukuk Mahkemesi ilamında belirtilen 8 inci fıkra (a, b, c, d) bentlerinde yer alan taşınmazların ve yine dayanak Tercan Sulh Hukuk Mahkemesi ilamındaki yerlerin dava konusu taşınmazlar olduğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuştur.
Ne var ki; anılan noter senetlerinin 8 nolu bendinin incelenmesinde; bu bentteki taşınmazların "tapunun cilt 1; sahife 19,20 , 13 sefer 288 tarihli köy altı mevkiindeki" hudutları bildirilen tapu kaydının içerisinde kaldığı belirtildiğine göre; uyuşmazlığın çözümü bakımından bahsi geçen tapu kaydının davaya konu taşınmazları kapsayıp kapsamadığının tereddütsüz şekilde belirlenmesi gerektiği halde; noter senetlerinde bildirilen bu tapu kaydı tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile getirtilmemiş; revizyon durumu saptanmamış, dava konusu parseller ile noter senetlerinde yazılı tapu kaydının aynı yeri ihtiva edip etmediği duraksamasız saptanmamış olduğu gibi noter senedi ve ilamda yazılı bu tapu kaydı keşifte de uygulanmamış; Mahkemece keşifte uygulanan tapu kaydı olan ve başka parsellere revizyon gördüğü için hükme esas alınmadığı bildirilen Aralık 1961 tarihli ve 110 numaralı tapu kaydının da noter senetlerinde geçen sefer 288 tarihli tapunun tedavül kayıtlarından olup olmadığı da (zira uygulanan bu kayıtta tesissinden itibaren tüm tedavülleri ile getirtilmemiştir.) anlaşılamamıştır.
Öte yandan zilyetliğin asli mi yoksa fer'i nitelikte mi olduğu hususu her türlü delille ispatlanabilir ise de; çekişmeli taşınmazlar başında yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler; çekişmeli taşınmazlar için davalı tarafça, davacı ...'lara kira verilip verilmediğini bilmediklerini beyan etmişler; davacı tanıkları davacılar lehine; davalı tanıkları ise davalılar lehine beyanlarda bulunmuş olup beyanlar arasındaki çelişkiler yöntemince giderilmeye çalışılmamış; tapusuz taşınmazlarda mülkiyetin 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 14 ve devamı maddelerinde yer alan şartların gerçekleşmesi suretiyle kazanılabileceği dikkate alınmayarak "köyün davacılara ait olduğu" şeklindeki soyut ve gerekçesiz beyan gerekçeye yazılmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
Hal böyle olunca doğru sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle davacı ...'lar dayanağı noter senetleri ve mahkeme ilamında yazılı tapu kaydı tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile getirtilmeli, yine dava konusu taşınmazlara komşu tüm taşınmazların varsa tespitine esas vergi ve tapu kayıtları da getirtilmeli; davacı tarafça dayanılan tapunun cilt 1; sahife 19, 20, 13 sefer 288 tarihli tapu ve yahut tedavüllerinin dava dışı başka parsellere revizyon görüp görmediğinin sorularak görmüş ise revizyon gördüğü parsellere ait tutanaklar ile dava konusu parselleri ve tapunun revizyon gördüğü parselleri bir arada gösterir geniş çaplı kroki dosya arasına konulmalı; bundan sonra çekişmeli taşınmazları iyi bilen, davada yararı bulunmayan, elverdiğince yaşlı yerel bilirkişiler, sağ iseler tespit bilirkişilerinin tümü ve taraf tanıklarının katılımıyla mahallinde yeniden keşif yapılmalı; yapılacak keşifte, önce davacının dayandığı tapu kaydının sınırları okunarak kapsamı belirlenmeli; sonrasında ise anılan noter senetlerinin 8. bendinin "a), b), c), d)" şeklindeki alt bentlerinde yer alan sınırlar mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarına okunarak, bu hudutlarda geçen sınırların nereler/hangi parseller olduğu belirlenmeye çalışılmalı ve beyanlar arasında çelişki olması halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılarak çelişki giderilmeye çalışılmalı, fen bilirkişisinden keşfi izlemeye elverişli ve beyanlarda gösterilen sınırları kadastro paftası üzerinde gösterir şekilde denetime elverişli rapor düzenlenmesi istenilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek ve beyanlar arasındaki çelişkinin giderilememesi durumunda da hangi beyana hangi nedenle üstünlük tanındığı da gerekçede açıklanmak suretiyle bir karar verilmeli; gerekçeli karar yazılırken 6100 sayılı Kanun'un 297 ve devamı maddeleri uyarınca davanın taraflarının kararda doğru ve eksiksiz şekilde gösterilmeleri gerektiğine de dikkat edilmelidir.
Mahkemece yazılı şekilde araştırma-inceleme yapılmaksızın ve (1.) bentte açıklandığı üzere 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesine aykırı davranmak suretiyle karar verilmiş olması isabetsiz olup davalı ... ve müşterekleri vekili; davalı ... ve müşterekleri vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde yazılı nedenlerle davalı ... ve müşterekleri vekili ile davalı ... ve müşterekleri vekilinin temyiz itirazlarının ayrı ayrı kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 3.050,00 TL avukatlık ücretinin davacılardan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalılara ayrı ayrı verilmesine,
İstek halinde peşin harcın temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine,
Taraflarca 1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
12.09.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.