Logo

8. Hukuk Dairesi2024/936 E. 2024/2628 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespiti sonucu tapuya tescil edilen taşınmazların mülkiyetine ilişkin itiraz davasında, zilyetlik ve kira sözleşmesi gibi delillerin değerlendirilmesi ve maddi hatanın düzeltilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, 50 ve 676 parsel sayılı taşınmazlar yönünden yapılan temyiz itirazlarının reddine karar vermiş, 689 parsel numarasının yanlışlıkla 289 olarak yazılmasından kaynaklanan maddi hatayı düzelterek hükmü onamış, ancak 28, 691 ve 692 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise eksik araştırma, çelişkili tanık beyanlarının giderilmemesi ve gerekçeli karar başlığında tarafların eksik gösterilmesi gibi usuli hatalar nedeniyle hükmü bozmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2015/19 E., 2016/36 K.

KARAR : Davanın reddine

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davacılar ..., ..., ... ve ... 'ın davalarının feragat nedeniyle reddine; davalı ... ve ...'ın davalarının ise kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün, davacı ... mirasçıları ile asli müdahil ... tarafından ve duruşma istemli olarak davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 02.02.2021 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü, temyiz eden davalı ... vekili Av. ...'nın katılımıyla duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten ve dosyadaki eksiklikler ikmal edildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında, Erzincan ili Tercan ilçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 28 ve 50 parsel sayılı taşınmazlar satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ve tarla vasfıyla; 676, 689, 691 ve 692 parsel sayılı taşınmazlar ise, ırsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ve sırasıyla kerpiç ev, kerpiç ev ve müştemilatı, bahçe ve arsa vasfıyla (... oğlu) ... Söylemez adına tespit edilmişlerdir.

İtirazı Kadastro komisyonunca reddedilen davacılar ..., ... ve ..., tapu ve vergi kayıtları ile miras yoluyla gelen hak, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve kira sözleşmelerine dayanarak, Erzincan ili Tercan ilçesi ... Köyü 28, 50, 676, 689, 691 ve 692 parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak; davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, 50 ve 691 parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak; davacı ..., ırsen intikal ve taksime dayanarak 28 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak; davacı ... ise, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, 50 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak ayrı ayrı dava açmışlar ve yargılama sırasında müdahiller ... ile ..., dava konusu tüm parseller yönünden, tapu ve vergi kayıtları ile miras yoluyla gelen hak ve asli zilyetliğe ve kira sözleşmelerine dayanarak, davacı ... yanında davaya katılmışlardır.

İlk Derece Mahkemesince, dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda; davacılar ..., ..., ... ve ... Uluşan'ın davalarından feragat nedeniyle reddine; davacı ... ve ...' ın 676, 691, 692 ve 28 nolu parsellere yönelik davalarının kabulü ile Erzincan ili Tercan ilçesi ... Köyü 676, 691, 692, 28 nolu parsellerin tespit tutanakları iptal edilerek hep bir parsel 14 pay kabul edilmek suretiyle 7 payın miras payları oranında ... mirasçıları adına, 7 payın ... adına tapuya kayıt ve tesciline; davacı ..., ... ve ...'ın, 289 ve 50 nolu parsellere yönelik davaların reddine, dava konusu Erzincan ili Tercan ilçesi ... Köyü 289 ve 50 nolu parsellerin ise tespit gibi tapuya tescillerine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından hakkında kabul kararı verilen 28, 676, 691 ve 692 parsel sayılı taşınmazlar ile parsel numarasında maddi hata yapılması nedenine dayalı olarak " 689 " parsel sayılı taşınmaza, davacı ... ve davacı ... mirasçıları vekili tarafından ise hakkında ret kararı verilen 50 ve 689 parsellere ilişkin hükme yönelik olarak temyiz edilmiştir.

1. Çekişmeli 50 ve 676 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi kararında belirtilen gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı tarafın 50 parsel sayılı taşınmaza, davalı tarafın ise 676 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelen temyiz itirazları yerinde görülmemiş ve hükmün bu parseller yönünden onanmasına karar vermek gerekmiştir.

2. Dava konusu 689 parsel numaralı taşınmaza ilişkin hükme yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi kararında belirtilen gerekçelere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 1 inci maddesi uyarınca, kadastro hakimi, doğru, infazı kabil ve infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde karar vermek zorunda olup çekişme konusu taşınmazın parsel numarası "689" olduğu halde maddi hata sonucunda parsel numarasının "289" olarak yazılması isabetsiz ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bozma nedeni yapılmamış ve bu parsel hakkındaki hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

3. Davalı ... vekilinin, dava konusu 28, 691 ve 692 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelen temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; İlk Derece Mahkemence, davacı tarafın dayandığı 04.06.1954 tarihli kira sözleşmesinde aza olarak imzası bulunan kişiler ile İl Özel İdaresi tarafından dosyaya bildirilen azaların (kira sözleşmesinin yapıldığı tarihteki azaların) farklı olması sebebiyle gerçekliği ve geçerliliği hususunda şüpheye düşüldüğü ve bu nedenle iş bu kira sözleşmesinin hükme esas alınmadığı, zilyetlik yönünden yapılan incelemede ise çekişme konusu bu taşınmazların kadastro tespit gününe kadar 20 yılı aşkın süredir davacı ...'ın zilyetliğinde bulunduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olup, ilk derece mahkemesinin, taraflar arasındaki uyuşmazlığın zilyetlik hükümlerine göre çözülmesi gerektiğine ilişkin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de, zilyetlik yönünden yapılan araştırma ve inceleme karar vermek için yeterli olmadığı gibi, dava konusu 28 parsel sayılı taşınmaz yönünden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun)

297 nci maddesine uygun gerekçeli karar başlığı da oluşturulmadığı anlaşılmaktadır.

Şöyle ki; İlk Derece Mahkemesince, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek açılan davaların tümü hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi ve taraflar da doğru ve eksiksiz şekilde gerekçeli karar başlığında gösterilmesi gerekmektedir. Nitekim 6100 sayılı HMK'nin 297 nci maddesi uyarınca, davanın taraflarının kararda doğru ve eksiksiz şekilde gösterilmeleri zorunlu olup, somut olayda; davacı ... tarafından, 28.01.1981 tarihli dava dilekçesi ile ırsen intikal ve taksime dayalı olarak, 28 parsel sayılı taşınmaz hakkında dava açıldığı halde, adı geçen davacı, gerekçeli karar başlığında taraf olarak gösterilmediği gibi, davası hakkında olumlu ve olumsuz bir karar da verilmemiştir.

Öte yandan, İlk Derece Mahkemesince, temyize konu bu parsellere ilişkin olarak yapılan araştırma ve incelemenin de hüküm kurmak için yeterli olduğundan söz edilemez.

Zira; çekişmeli 28 parsel sayılı taşınmaz yönünden keşifte beyanına başvurulan mahalli bilirkişiler ile davalı tanıkları, çekişme konusu taşınmazın kime ait olduğunu bilmediklerini beyan etmişler, davacı tanıkları ise, çekişmeli taşınmazın " Çelebi ... " isimli birisi tarafından, Uluşan’lara kira verilmek suretiyle kullanıldığını, taşınmazın davalı ... ile ilgisi olmadığını iade etmişlerdir.

Ne var ki, dava konusu 28 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tutanağının edinme sütununun incelenmesinde, taşınmazın evveliyatının Uluşan soy isimli kişilere ait olmakla birlikte adı geçenler tarafından 1965 yılında davalı tespit maliki ... Söylemez'e satıldığı belirtildiği halde, bu yön üzerinde durulmamış ve dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklardan bu hususta bilgi ve beyan alınmadan ve tutanak içeriği denetlenmeden karar verilmesi cihetine gidilmiştir.

Ayrıca; dava konusu 691 ve 692 parsel sayılı taşınmazlar yönünden, yargılama sürecinde beyanları alınan kişilerin (mahalli bilirkişiler ile davacı tanıkları ve davalı tanıklarının) ifadeleri arasında, çekişmeli taşınmazların asli zilyedinin kim olduğu hususunda çelişki bulunduğu halde İlk Derece Mahkemesince, bu çelişkiler yöntemince giderilmeksizin karar verilmiştir.

Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için İlk Derece Mahkemesince, çekişmeli taşınmazların başında, yöreyi iyi bilen, el verdiğince yaşlı, yansız, yerel ve uzman bilirkişiler ile tüm davacı ve davalı tarafların aynı yöntemle gösterdikleri tanıklar ve sağ olan tespit tutanağı bilirkişilerinin katılımlarıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte, taşınmazların öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi ile özellikle taşınmazlar üzerindeki zilyetliğin malik sıfatıyla sürdürülen asli zilyetlik mi, yoksa asli zilyetleri adına sürdülen fer'i zilyetlik mi olduğu hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı ve bilgi alınırken özellikle çekişmeli 28 parsel tutanağının edinme sütunu, mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları ve tutanak tanıklarına ayrı ayrı okunup bu husustaki bilgileri sorularak bu konuda ayrıntılı beyanları alınmalı; beyanlar arasında çelişki oluşması halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmesine çalışılmalı ve bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek, açılan davaların tümü hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmeli ve gerekçeli karar başlığında davanın tarafları doğru ve eksiksiz şekilde gösterilmelidir

İlk Derece Mahkemesince, bu hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğundan, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı tarafın 50 parsel sayılı taşınmaza, davalı tarafın ise 676 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelen temyiz itirazlarının reddi ile bu parseller hakkındaki hükmün ONANMASINA,

Tarafların dava konusu 689 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelen temyiz itirazlarının, yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 5 ve 6 nolu paragraflarında / bentlerinde yer alan "289" ibaresinin hüküm yerinden çıkartılarak yerine "689" ibaresinin yazılmasına ve bu parsel hakkındaki hükmün, bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalı ... vekilinin, dava konusu 28, 691 ve 692 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının, yukarıda (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle kabulü ile bu parseller hakkındaki hükmün, 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3 ncü maddesi yollamasıyla HUMK'un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

29,20 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 398,40 TL'nin temyiz eden davacılardan alınmasına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

18.04.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.