"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında yapılan yargılama sonunda İstanbul 15. Asliye Hukuk Mahkemesi kararıyla davanın reddine karar verilmiş olup, Mahkeme hükmüne karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu kez davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
... Mahallesi, 229 ada 13 sayılı, 438,73m2 alanlı, bahçe vasıflı taşınmaz 6292 Sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun (6292 Sayılı Kanun) kapsamında 14.11.2014 tarihinde davalı ...’e satılarak devredilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde; 229 ada 13 parsel sayılı taşınmazın hukuka aykırı olarak davalıya satıldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın 1/3 hissesinin tapusunun iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiş, davalılar davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazın Hazinenin mülkiyetinden çıkıp 3 üncü şahıs adına tapuya tescil edildikten sonra tapu iptaline yönelik davanın dinlenme olanağı bulunmadığı, davalıya ait tapu kaydı idarece yapılan satış işlemi neticesinde oluştuğu ve dayanak satış işlemi iptal edilmedikçe tapu kaydının iptali ve tescil istemli dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf isteği Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava 6292 sayılı Kanun kapsamında satışı yapılan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescili isteğine ilişkindir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçeye, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
269,85 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 157,75 TL'nin temyiz edenden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.