"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/685 E., 2023/1348 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulüne
İLK DERECE MAHKEMESİ: Zonguldak 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/435 E., 2021/282 K.
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
3303 sayılı Taşkömürü Havzasındaki Taşınmaz Malların İktisabına Dair Kanun'un (3303 sayılı Kanun) Ek-1 inci maddesi kapsamında yapılan kadastro çalışmaları sırasında Zonguldak ili ... ilçesi ...Mahallesi 2048 ada 12 parsel sayılı 334,69 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine, ''3303 sayılı Yasa'nın 3. maddesi gereğince idarenin ve ruhsat sahiplerinin maden arama ve işletme faaliyetlerine müdahale edilemeyeceği ve bundan doğacak zararlarda mülkiyet hakkına dayanılarak bir hak ve tazminat iddiasında bulunulamayacağı, kamu yararı ve ülke güvenliği açısından yabancı uyruklu gerçek kişiler ile kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip yabancı şirketlerince iktisap ve sınırlı ayni hak tesis edilemeyeceği, 14.11.1999 tarihinden evvel olmak üzere ... oğlu ...'nun kullanımındadır'' "1 katlı kargir ev ... oğlu ...'na aittir." şerhi verilmek suretiyle arsa niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacı, dava konusu taşınmazın ortak muristen gelip miras hissesi oranında kendi fiili kullanımında olduğunu iddia ederek dava açmıştır.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından istinaf edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince nüfus kayıtlarına ve mirasçılık belgesine göre davacının murisi olan ... Yıldız'ın 1994 yılı olan ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyetine tabi olduğundan ve bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ettiklerinden, murisin terekesi üzerinde mirasçıların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 701 ve 702 nci maddelerine göre, belirlenmiş payları olmayıp, her birinin payı, taşınmazın tamamı üzerinde söz konusu olup tüm mirasçıların üçüncü kişi durumunda bulunan Hazine ile şerh sahibi ...'na karşı birlikte dava açmaları zorunlu olduğundan, davacı ise dava konusu taşınmazların sadece miras payı oranında adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istediğinden yani dava tereke adına açılmadığından, ayrıca davacı tarafça taşınmazda tek başına hak sahibi olmasını sağlayan taksim, satış, bağış gibi hukuki işlemler bulunduğu da iddia ve ispat edilmediğinden, bu haliyle davacının miras payı oranında davalı Hazineye ve şerh sahibine karşı dava açma sıfatı ve yetkisi bulunmadığı gibi, dava dışı kalan mirasçıların, böyle bir davada 11.10.1982 tarihli ve 3/2 sayılı YİBK'na göre, sonradan muvafakatlarının alınması ya da miras şirketine mümessil tayini suretiyle dava koşulunun yerine getirilmesi de mümkün olmadığı, hal böyle olunca, davacının bu davayı açmakta aktif dava ehliyetinin bulunmadığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi doğru değil ise de bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, davalı ...'nun istinaf başvurusunun kabulüne, Zonguldak 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/435 Esas ve 2021/282 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davanın yeniden esası ile ilgili olarak;
davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçeye, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,01.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.