Logo

8. Hukuk Dairesi2024/993 E. 2024/5649 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, taşınmazların mülkiyetinin kime ait olduğunun tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, tespit dayanağı tapu kayıtlarının eksik incelenmesi, hava fotoğraflarından yararlanılmaması, zilyetlik araştırmasının yetersiz yapılması ve Hazine'nin dava konusu ettiği taşınmazların maliki tayin edilmeksizin tespit gibi tescillerine karar verilmesi hatalı görülerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2012/17 E., 2016/9 K.

KARAR : Davaların reddine

KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davacı ... ... vekili, davacı Hazine vekili

Taraflar arasındaki genel mahkemeden aktarılan kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davaların reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının, davacı ... ... vekili ve davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince hükmün onanmasına karar verilmiştir.

Davacı ... ... vekili ve davacı Hazine vekili tarafından onama ilamına karşı karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında, tapu kaydı, ifraz ve taksim nedeniyle, Ordu ili ... ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 112 ada 1 parsel sayılı 492,98 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ... ve Hazine adına; 112 ada 2, 6 ve 13 parsel sayılı 144.58, 1.076,06 ve 238,97 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, ..., ... ve Hazine adına; 112 ada 3 parsel sayılı 153,95 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ... oğlu ... ve Hazine adına; 112 ada 4 ve 8 parsel sayılı 181,51 ve 188,50 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, ... oğlu ... ve Hazine adına; 112 ada 5 parsel sayılı 653,03 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, Hazine, ... ve müşterekleri adına; 112 ada 7 parsel sayılı 364,74 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ... ve Hazine adına; 112 ada 9 parsel sayılı 187,06 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ... ve Hazine adına; 112 ada 10 parsel sayılı 174,34 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ... ve Hazine adına; 112 ada 11 parsel sayılı 175,01 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ... ve Hazine adına; 112 ada 12 parsel sayılı 169,71 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ... ve Hazine adına; 112 ada 14 parsel sayılı 1.310,86 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ... ve Hazine adına; 112 ada 15 parsel sayılı 1.161,70 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ... ve Hazine adına; 112 ada 16 parsel sayılı 254,89 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ... ve Hazine adına; 112 ada 17 parsel sayılı 146,21 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ... ve Hazine adına; 112 ada 18 parsel sayılı 122,51 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ..., ... ve Hazine adına; 112 ada 19 parsel sayılı 260,21 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, Hazine, ... ve müşterekleri adına; 112 ada 20 parsel sayılı 147,09 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ... ve Hazine adına; 112 ada 21 parsel sayılı 135,14 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ... ve Hazine adına; 112 ada 22 parsel sayılı 134,66 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ... ve Hazine adına tespit edilmiştir.

Davacı Hazine vekili, Asliye Hukuk Mahkemesi sunduğu dava dilekçesinde; Ordu ili ... ilçesi ... Mahallesi Bolaman deresi kenarında bulunan taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğunu ileri sürerek, taşınmazlara vaki müdahalenin men'ine karar verilmesini talep etmiş ve yargılama sırasında dava konusu taşınmazlar hakkında kadastro tutanağı düzenlenmiş olması nedeniyle dava dosyası Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır.

Davacı ... ... vekili, Kadastro Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde; Ordu ili ... ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 112 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 14, 18, ve 19 parsel sayılı taşınmazların dere yatağından kazanılma olduğunu belirterek, kadastro tespitlerinin iptali ile taşınmazların müvekkili olan davacı kurum adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin verdiği önceki karar, Yargıtay tarafından bozulmuş olup, hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; "... mahkemece öncelikle Aybastı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/111 esas sayılı dosyasının Kadastro Mahkemesine devrinin istenmesi, Hazine'nin dava konusu ettiği taşınmazların kadastro sırasında dava konusu olmaları nedeniyle malik hanelerinin doldurulmuş olmasının hukuki kıymeti olmadığından 30 günlük askı ilanının yapılması, askı ilanlarının yapıldığını gösteren belgelerin dava dosyasına konulması, sonra duruşma oturumunun açılması, taşınmaz başında yerel bilirkişi ve uzman bilirkişiler hazır olduğu halde keşif yapılması, Hazine'nin dava konusu ettiği aktarılan davanın kapsamına giren taşınmazların belirlenmesi, usulüne uygun zilyetlik ve belgesiz araştırmasının yapılması ve bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi ..." gereğine değinilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; "... taşınmazların ırmak yatağından olmadığı ve belediyenin kamulaştırma işlemi yapmadığı gibi imar yetkisini de kullanmadığı ..." gerekçesiyle, davanın reddine ve taşınmazların tespit gibi tescillerine karar verilmiş, hükmün, davacı ... ... vekili ve davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi'nin 28.09.2020 tarihli ve 2016/12651 Esas, 2020/3524 Karar sayılı ilamı ile onanmış olup, bu kez onama ilamına karşı davacı ... ... vekili ve davacı Hazine vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.

İlk Derece Mahkemesince, az yukarıda belirtilen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermek için yeterli bulunmamaktadır.

Şöyle ki; davacı Hazine tarafından açılan dava, görevsizlik kararı ile Kadastro Mahkemesine aktarılmış olduğuna göre, 3402 Sayılı Kadastro Kanunu (3402 Sayılı Kanun) 30 uncu maddesi gereğince taşınmazın kimin adına tescili gerektiğinin mahkemece re'sen araştırılması gerekir.

Ne varki; çekişmeli taşınmazların tespitlerinin tapu kaydına dayalı olarak yapıldığının anlaşılmasına rağmen İlk Derece Mahkemesince, dayanak tapu kayıtlarının tesislerinden itibaren iktisap sebeplerini de gösterecek şekilde tüm tedavülleri ile varsa haritaları dosya arasına getirtilmemiş, bu tapu kayıtlarının başka taşınmazlara revizyon görüp görmediği sorulmamış, çekişmeli taşınmazları kenardan çevreleyen komşu parsellerin tutanak ve dayanağını oluşturan belgeler getirtilmediği için tapu uygulamasında bu kayıtlardan yararlanılmamış ve tapu kayıtlarının mevki ve hudutları hususunda yerel bilirkişiler ve tespit bilirkişilerinin soyut beyanları ile yetinilmiştir.

Öte yandan; zilyetlik araştırması yönünden, bir taşınmazın niteliğinin ve üzerindeki zilyetliğin başlangıç tarihinin ve zilyetliğin sürdürülüş biçiminin belirlenmesinde en önemli delil hava fotoğrafı incelemesi olduğu halde, hava fotoğraflarından hiç yararlanılmadığı gibi, çekişmeli taşınmazların sınırında bulunan dereye ilişkin olarak ıslah çalışması veya sedde çalışması yapılıp yapılmadığı da araştırılmamıştır. Bu şekilde eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak hüküm kurulamaz.

Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için İlk Derece Mahkemesince öncelikle, tespit dayanağı tüm tapu kayıtlarının ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile varsa haritalarının onaylı suretleri dosya arasına getirtilmeli, dayanak tapu kayıtlarının başka taşınmazlara revizyon görüp görmediği Tapu ve Kadastro Müdürlüklerinden sorulmalı, revizyon görmüşlerse revizyon gördükleri taşınmazların kadastro tespit tutanakları dosya arasına alınmalı, çekişmeli taşınmazlara komşu parsel tutanakları ve dayanakları dosya arasına celp edilmeli, taşınmazların bulunduğu bölgede ve Bolaman Çayı üzerinde ıslah çalışması veya sedde çalışması yapılıp yapılmadığı araştırılarak, bu yönde çalışma yapılmış ise dayanağı harita ve belgeleri DSİ'den istenilmeli, Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazların bulunduğu köyü / mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre aktarılan dava tarihi olan 2000 yılından 15 - 20 - 25 yıl öncesine (bulunmadığı taktirde bulunan en eski hava fotoğrafları) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, tarafların aynı kadastro çalışma bölgesi içinde adlarına belgesizden tespit edilen yer bulunup bulunmadığı Tapu Müdürlüğü, Kadastro Müdürlüğü ve Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğünden sorularak tespit edilmeli, dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan, taşınmazların bulunduğu yerde yaşayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik mahalli bilirkişi kurulu, tespit bilirkişileri ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi, ziraat bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve üç kişilik jeolog bilirkişi kurulunun katılımıyla, taşınmazlar tek tek gezilmek ve her bir parselle ilgili mahkeme hakiminin gözlemi tutanağa geçirilmek suretiyle yeniden keşif yapılmalı ve bu keşif sırasında, dayanak tapu kayıtlarının hudutları tek tek okunmak ve yerel bilirkişilerden sorulmak suretiyle zemine uygulanmalı, yerel bilirkişilerce bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı ve yapılacak tapu uygulaması sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıkların kayıt uygulamasına ilişkin beyanları, komşu parsel tutanakları ve dayanak kayıtlarıyla denetlenmeli, bu arada dayanak tapu kaydının mesaha artırımı davasında Hazine'nin taraf olmadığı gözetilerek hukuki durumunun tayin edilmesi, taşınmazların tamamının ya da bir kısmının tapu kaydı kapsamı dışında kaldığının anlaşılması halinde, uyuşmazlığın zilyetlik hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden, aktarılan davanın açıldığı tarihten geriye doğru 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesindeki zilyetlikle kazanım şartları araştırılmalı, bu kapsamda yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların geçmişte ne durumda bulundukları, kime ait oldukları, kimden kime ve nasıl intikal ettikleri, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldıkları, taşınmazların sınırlarında geçmişten bugüne kadar herhangi bir değişiklik olup olmadığı, taşınmazların kullanımlarına ara verilip verilmediği, önceki niteliklerinin ne olduğu, evveliyatları itibariyle devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yer olup olmadıkları, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olmaları halinde imar ve ihyaya konu edilip edilmedikleri, edilmişlerse imar - ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinden, hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aleti ile inceleme yaptırılmak suretiyle, taşınmazların sınırlarını ve niteliğini, evveliyatı itibari ile imar ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığını, imar ihyaya muhtaç yerlerden olması halinde hangi tarihte imar ihyaya başlandığı ve tamamlandığını, taşınmazların ekonomik amacına uygun olarak hangi tarihten beri hangi tasarruflarla zilyet edildiğini, üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir denetime elverişli rapor düzenlettirilmeli; ziraat mühendisi bilirkişisinden, taşınmazların toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmazların üzerindeki bitki örtüsü ve varsa üzerilerindeki ağaçların cinsi, sayısı, kapalılık oranı, taşınmaz üzerindeki dağılımlarını, taşınmazların evveliyatı itibari ile imar ihyaya muhtaç yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş yakın plan ve panoramik fotoğraflarını içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden, keşfi izlemeye ve bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye elverişli ayrıntılı harita ve rapor düzenlemesi istenilmeli, jeoloji mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmazların dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı, halen aktif dere yatağında kalıp kalmadığı, aktif dere yatağında kalmıyor ise derenin etkisi altında kalan yerlerden olup olmadığı hususlarında ayrıntılı rapor alınmalı, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller değerlendirilerek ve 3402 Sayılı Kadastro Kanunun 30/2 nci maddesi uyarınca taşınmazların malikinin mahkemece re'sen belirlenmesi gerektiği dikkate alınmak suretiyle bir karar verilmelidir.

İlk Derece Mahkemesince, bu hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediği gibi; kabule göre de, taşınmazların malik hanesi hukuken açık olduğundan, malik tayin edilmeksizin tespit gibi tescillerine karar verilmesi dahi hatalı olup, temyiz incelemesi sırasında hükmün bu sebeplerle bozulması gerekirken sehven onandığı anlaşıldığından, karar düzeltme isteminin kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Davacı ... ... vekili ve davacı Hazine vekilinin karar düzeltme istemlerinin kabulü ile Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi'nin 28.09.2020 tarihli ve 2016/12651 Esas 2020/3524 Karar sayılı onama ilamının ORTADAN KALDIRILMASINA ve İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

İstek halinde peşin harcın temyiz eden Belediyeye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.