"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Tekirdağ Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/91 E., 2024/69 K.
DAVA TARİHİ : 26.12.2023
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Demirköy Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2024/69 E., 2024/176 K.
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescile yönelik açılan davada yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, davacılar vekilinin kararı istinaf etmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, kadastro öncesi hukuki sebebe dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasıdır.
Kırklareli ili Demirköy ilçesi Gökyaka köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 102 ada 57 parsel sayılı taşınmaz 1960 lı yıllarda tahdidi yapılarak kesinleşen İstihkam Tepe Devlet Ormanına ait tahdit haritasında her ne kadar tarım alanı olarak gösterilse de maliklerince terk edilmesi nedeniyle ormanın devamı haline geldiği anlaşıldığından orman olarak ... adına 28.07.2007 tarihinde tespit edildiği, 09.08.2007 ila 10.09.2007 tarihleri arasında ilan edilerek, tespitin 11.09.2007 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların miras bırakanı Ekrem Büyükbüce adına kayıtlı "Kırklareli ili Demirköy ilçesi Gökyaka köyü Velika tarafı mevkii"de yer alan 16.000 metrekare yüzölçümüne sahip taşınmazı 30.000 TL satış bedeli ile 10.02.1984 tarihinde satın aldığını, murise ait tapu senetleri davacılar tarafından çok yakın bir tarihte bulunduğunu, davacıların yaptıkları araştırmada dava konusu taşınmazın 2007 senesinde yapılan kadastro işlemleri sırasında hukuka aykırı bir şekilde hükümsüz bırakıldığını fark ettiklerini, taşınmazın tapu kütüğündeki kaydına bakıldığında cilt:51, sayfa:16, sıra:13 nolu 10.02.1984 tarihli tapu kaydının karşısında "Kadastro Uygulanamadı" açıklamasının yer aldığını, uygulanamama nedeninin ise belirtilmediğini, davacıların uzun bir süre dava konusu taşınmazı fiili olarak kullandıklarını, davacıların yıllar önceki kullanımlarına göre ve murise dava konusu taşınmazın satışını gerçekleştiren kişilerin beyanına göre; dava konusu taşınmaz bugünkü haliyle yaklaşık olarak Gökyaka köyü 102 ada 57 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alana karşılık geldiğini, tapu kaydında sınırları "Şarkan Ce.Tepe, Garben Orman, Şimalen Sabit, Cenuben Orman" olarak belirtilen tarla vasıflı alanın, davacıların beyanlarına uyumlu olarak, 102 ada 57 parsele karşılık geldiğinin tespit edilmesi halinde; bu alanın maliki olarak görünen Hazine adına yapılan tespitin iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince; " davaya konu Gökyaka köyü 102 ada 57 parsel sayılı taşınmazın tespit kadastrosunun 09.08.2007 ila 10.09.2007 tarihinde askı ilana çıktığı ve tespitin 11.09.2007 tarihinde davasız kesinleştiği, hak düşürücü sürenin ise 11.09.2017 tarihinde sona erdiği, davanın açılma tarihinin 26.12.2023 tarihi olduğu ve bu tarih itibariyle hak düşürücü sürenin dolduğu değerlendirildiğinden, davanın davalı Hazine yönünden hak düşürücü süre nedeniyle reddine, ... ve ... yönünden pasif husumet nedeniyle reddine " karar verilmiş. İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından istinaf edilmiş.
Tekirdağ Bölge Adliye Mahkemesince; dosya içerisinde mevcut belge ve bilgilere göre davada dava konusu edilen 102 ada 57 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 11.09.2007 tarihinde kesinleştiği, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 12/3 üncü maddesindeki "bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz" maddesi dikkate alındığında dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 3402 sayılı Kanun'un 12/3 üncü maddesindeki 10 yıllık hakdüşürücü süre içerisinde açılmadığı anlaşıldığından, davanın kadastro tespit maliki Hazine yönünden hak düşürücü süre nedeniyle reddine, diğer davalılar açısından husumetten reddine ve sonuç itibariyle doğru olan karar açısından maktu harç alınmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından verilen kararın usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 nci maddesi uyarınca ONANMASINA,
427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 187,80 TL'nin temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.