Logo

8. Hukuk Dairesi2025/1062 E. 2025/2030 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespiti sonucu oluşan tapu kaydına karşı açılan tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü süreye uyulup uyulmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın kadastrosu kesinleştikten sonra açılan tapu iptali ve tescil davasında, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiği gözetilerek, istinaf mahkemesinin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/852 E., 2024/1812 K.

DAVA TARİHİ : 01.02.2021

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Tokat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/50 E., 2024/116 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: K A R A R

Tokat ili Merkez ilçesi Oğulbey Mahallesinde yapılan kadastro sırasında 1 ada 63 parsel sayılı 105,46 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, arsa vasfıyla 9907/10546 hissesi Tokat Belediyesi, 639/10546 hissesi ... ... ... adına tespit ve 12.12.1990 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edilmiş; beyanlar hanesinde; "Taşınmazın, 1 ada 49 parselin 33,34 metrekarelik kısmı, 1 ada 51 parselin 64,32 metrekarelik kısmı, 1 ada 52 parselin 6,39 metrekarelik kısmı ve Tokat Belediyesine ait yolun 1,41 metrekarelik kısmından meydana geldiği ve üzerindeki tek katlı ahşap evin ... ... ...'a ait olduğu" şerhi yazılmıştır.

Davacı ... ve diğerleri (... ... ... mirasçıları) vekili dava dilekçesinde; müvekkili olan davacılar murisi ... ... ...'ın 29.06.1987 tarihli senetle Himmet Akın'dan satın aldığı 1 ada 52 parselde 2981 sayılı Kanun gereği 10.01.1990 tarihli tapu tahsis belgesi aldığını, tapu tahsis belgesi 80,14 metrekare tek katlı ahşap ev için düzenlenmiş olmasına rağmen bu parselin başka iki parselle birleştirilerek 1 ada 63 parseli oluşturulduğunu ve 105,46 metrekarelik bu parselde davacılar murisine 6,39 metrekareye tekabül eden hisse verildiğini, bunun tapu tahsis belgesine uymadığını ve hak kaybına sebep olduğunu ileri sürerek, 1 ada 63 parselin tapu kaydının düzeltilerek 80,14 metrekarelik kısmının ve üzerindeki müştemilatın (davacılar adına kayıtlı 6,39 metrekareye 73,75 metrekare ilave edilerek) davacılar adına miras payları oranında tescilini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; "Kesif sonrası alınan fen bilirkişi raporu ile taşınmazın imar düzenlemesi sonrasında halinin gösterildiği, tapu tahsis belgesindeki alanın 1 ada 60 parsel içinde kaldığı, dava konusu 1 ada 63 parselin dışında olduğunun krokide denetime elverişli biçimde gösterildiği gibi 1 ada 60 parseldeki tapu kaydının beyanlar kısmında da taşınmazın 1 ada 52 parselin 73,75 metrekare kısmı ile dava dışı diğer parselin kısmının toplamından meydana getirildiği şerhinin bulunduğu, davacı tarafın talebi 1 ada 63 parsele ilişkin olup 1 ada 60 parsele yönelik bir talebin bulunmadığı, tahsise konu yer ile tescili istenilen taşınmazın aynı yer olmadığı, davacı tarafça tapu tahsis belgesine dayanılarak dava konusu 1 ada 63 parselde hak talebinde bulunulamayacağı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı, davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "Dava konusu taşınmazın 2981 sayılı Kanun uyarınca yapılan kadastrosunun 12.12.1990 tarihinde tescil edilerek kesinleştiği, 2981 sayılı Kanun'un 10/b maddesinde Kadastro Kanunu hükümlerinin uygulanmasının öngörüldüğü, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 12/3 üncü maddesine göre; kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan davada, kadastro tutanağının kesinleştiği 12.12.1990 tarihinden davanın açıldığı 01.02.2021 tarihine kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği" gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve işbu karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçeye, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

615,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.