Logo

8. Hukuk Dairesi2025/513 E. 2025/2113 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazineye ait tarım arazisinin 6292 sayılı Kanun uyarınca yapılan satış işleminin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasının dinlenip dinlenemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: 6292 sayılı Kanun uyarınca yapılan satış işleminin idari işlem niteliğinde olduğu ve bu işlemin idare tarafından geri alınmadıkça veya idari yargıda iptal edilmedikçe, satış işlemi sonucu oluşan tapu kaydının yolsuz tescil niteliğinde olduğu iddiasıyla açılan davaların dinlenemeyeceği gözetilerek istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/366 E., 2024/2094 K.

DAVA TARİHİ : 16.08.2021

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Söğüt Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/329 E., 2022/589 K.

Taraflar arasındaki 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun'un (6292 sayılı Kanun) 12 inci maddesi uyarınca yapılan satış sonucu oluşan tapu kaydının yolsuz olduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Bilecik ili Söğüt ilçesi Kızılsaray köyünde bulunan 161 ada 1 parsel sayılı 2.943,38 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tarla vasfıyla Hazine adına kayıtlı taşınmaz; bilahare 29.11.2016 tarihinde 6292 sayılı Kanun uyarınca yapılan satış sonucunda davalı ... adına, ardından kayden satış yoluyla 23.07.2019 tarihinde son kayıt maliki olan dava dışı ... adına tescil edilmiştir.

Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde; 161 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 6292 sayılı Kanun uyarınca davalıya satıldığını ancak satış işleminin aynı Kanun ve 355 sayılı Milli Emlak Genel Tebliği'ne aykırı olduğunu belirterek taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, tapu iptali ve tescili taleplerinin kabul edilmemesi halinde 6098 Türk Borçlar Kanunu'nun 77 nci ve devamı maddeleri uyarınca sebepsiz zenginleşme nedeniyle belirlenecek tazminat tutarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "taraflar arasındaki uyuşmazlığın, taşınmaz üzerinde davalının, 6292 Sayılı Kanun'un 12. maddesi gereğince hak sahipliğinin bulunup bulunmadığına ilişkin olduğu, Hazine'ye ait tarım arazilerinin 31.12.2011 tarihi itibariyle en az 3 yıldan beri tarımsal amaçla kiralayanlar veya tarımsal amaçla kullananların hak sahibi olduğu, Söğüt Milli Emlak Şefliği tarafından davalının hak sahipliği şartlarını taşıyıp taşımadığı hususunda yeterli araştırmanın yapılmadığı, bu hususun Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Bakanlık Müfettişliği tarafından hazırlanan 07.05.2021 tarihli müfettiş raporu ile tespit edildiği, taşınmazların satış bedellerine dair kıymet takdirlerinin yapılması maksadıyla mahallinde gerekli keşiflerin yapılmadığı, tarımsal kullanım olup olmadığının yeterince ve usulüne uygun olarak incelenmediği, 355 sıra numaralı Milli Emlak Genel Tebliği'nde satış kapsamı dışında tutulması gereken Hazine'ye ait tarım arazilerinin belirtildiği ve söz konusu taşınmazlara sahip kurumlarla bu taşınmazların satışa konu olup olmayacağı hususunda gerekli yazışmaların yapılmadığı, idarenin kendi kusuru ile üçüncü kişilere zarar verdiğinin tespit edildiği, bilirkişi raporu ve memleket haritası hava fotoğraflarından da 2011 yılı öncesinde taşınmazda tarımsal faaliyetin olup olmadığının kesin olarak belirlenmesinin mümkün olmadığı ve ispat yükü üzerinde bulunan davacının davasını ispat edemediği" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hükmün, davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesine üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; "davanın 6292 sayılı Kanun gereğince yapılan satış sonucu oluşan tapu kaydının iptali ve tescili, olmadığı takdirde sebepsiz zenginleşme nedenine dayalı alacak istemlerine ilişkin olduğu, dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre çekişmeli taşınmazın öncesinde davacı Hazine'ye ait iken 6292 sayılı Kanun hükümlerine dayalı olarak davalıya satış yoluyla kayden devir edildiği noktasında uyuşmazlık bulunmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, Hazine'ye ait tarım arazilerinin hak sahiplerine satışı için 6292 sayılı Kanun'un 12. maddesinde sayılan durumların gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplandığı, taşınmazın davalı adına tesciline esas olan hukuki işlemin 6292 sayılı Kanun uyarınca Hazine'nin satışına dayanan idari bir işlem olduğu, 6292 sayılı Kanun'un 11/4. maddesi gereği; iş bu kanun kapsamında kalan taşınmazlardan hak sahiplerine satılmaması, ilgililerine devredilmemesi veya iade edilmemesi gerektiği halde bu tasarruflara konu edilenlerden; satılanların satış bedelinin kanuni faiziyle iade edileceği, devir ve iade edilenlerin ise bedelsiz olarak geri alınacağı düzenlemesinin mevcut olduğu, taşınmazın hak sahiplerine satılmaması, ilgililerine devredilmemesi veya iade edilmemesi gereken yerlerden olduğunun değerlendirilmesi halinde bu madde kapsamında idari işlemin iptali ile satışın geri alınmasının mümkün olduğu, Hazine'nin satışına dayanan idari işlem ortadan kaldırılmadıkça tapu iptali ve tescile ilişkin davanın dinlemeyeceği, bu hususların Yargıtay'ın emsal alınan kararlarında da açıklandığı, kaldı ki Hazine'nin satışına dair idari işlem geri alınmadığından veya iptal edilmediğinden davalı adına oluşan kaydın yolsuz olduğunun bu aşamada kabul edilemeyeceği dikkate alındığında davalının sebepsiz zenginleştiğinden de söz edilemeyecek olduğu, her ne kadar tapu iptali ve tescil istemi yönünden davalı dava tarihi itibariyle tapu kayıt maliki olmadığı ve tapu kayıt malikinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 124.maddesi gereği davaya dahil edilmesi gerektiği öne sürülebilir ise de bu hususun sonuca etkili olmadığı ve İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı" gerekçesiyle davacı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun'un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığı ve 6292 sayılı Kanun'un 12 inci maddesi uyarınca yapılan satışlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda "Adli Yargı" görevli ise de taşınmazın devrine esas olan hukuki işlem (satış işlemi), idari işlem mahiyetinde olup idari işlem ortadan kaldırılmadıkça başka bir anlatımla İdari işlem niteliğindeki Hazinenin satış işlemi idare tarafından geri alınmadıkça ya da İdari yargıda iptal edilmedikçe satış işlemi sonucunda oluşan tapu kaydının yolsuz tescil niteliğinde olduğu iddiasıyla açılan davaların dinlenemeyeceği ancak satış işleminin İdare tarafında geri alınmasının ya da idari yargıda iptalinin kesinleşmesinden sonra davanın esasına yönelik karar verilebileceğine göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA,

Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.