Logo

8. Hukuk Dairesi2025/747 E. 2025/2525 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 6292 sayılı Kanun uyarınca satışı yapılan taşınmaz üzerinde davacının da hak sahibi olduğunu iddia ederek tapu kaydının iptali ve tescili istemli davanın reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, 6292 sayılı Kanun uyarınca yapılan satış işlemlerinden sonra dava açtığı, taşınmazın tapu kaydının idari satış işlemi neticesinde oluştuğu ve bu idari işlemin iptal edilmeden tapu kaydının iptali ve tazminat istemli dava açılamayacağı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 30. Asliye Hukuk Mahkemesi

NUMARASI : 2022/933-2024/2211

Taraflar arasındaki 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun (6292 sayılı Kanun) uyarınca satışı yapılan taşınmazın tapuya kaydının iptali, olmadığı takdirde tazminat ödenmesi istemli davada dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kullanım kadastrosu sonucu, ... ili ... ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 114 ada 4 parsel sayılı 392,27 m² yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, "6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve bahçe ve bina olarak 15 yıldan beri ... ...'ın fiili kullanımında bulunduğu" şerhi verilerek bahçe vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edildikten sonra, 27.06.2013 tarihli işlemle tapu kaydının beyanlar hanesine, "İş bu taşınmaz üzerinde bahçe ve 4 katlı bina olup bu binada iki numaralı daire 2007 yılından beri ... tarafından kullanılmaktadır" belirtmesi verilmiş ve bilahare taşınmazın 30.03.2015 tarihinde 9807/39227 hissesi davadışı ...'e, kalan 29420/39227 hissesi ise 07.01.2020 tarihinde davalı ...'a 6292 sayılı Kanun gereğince satılarak devredilmiştir.

Davacı ... vekili dava dilekçesinde, müvekkili olan davacı ile davalı ...'nin kardeş olduğunu, davacının 01.01.1990 tarihinde ... ili ... ilçesi ... Mahallesi 114 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tüm hak ve hisselerini köy senedi ile ortaklı satın aldığını, 01.01.1990 tarihi itibarı ile vergilerini eksiksiz ödediğini, ancak kullanım kadastrosu sırasında dava konusu taşınmaz sadece davalı kullanıcı olarak belirlendiğini ve 6292 sayılı Kanun gereği yapılan başvuru sonrasında arsanın 298 m²'ni davalı tarafça ... adlı dava dışı üçüncü kişi adına tescil edildiğini ve tapu düzenlendiğini, dava konusu taşınmazda kendisinin de payının olduğunu ileri sürerek, davalılar adına olan hisselerin iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, bunun mümkün olmaması halinde terditli olarak davaya konu satış vaadi sözleşmesindeki davalıların hisselerinin rayiç bedellerinin dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte rayiç bedel belli olmadığı takdirde satış bedelinin satış vaadi sözleşmesinin düzenlenme tarihinden itibaren Kanuni faizi ile birlikte davalılardan hisseleri oranında tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "... davacı tarafın davayı 6292 sayılı Kanun uyarınca yapılan satış işlemlerinden sonra açtığı, taşınmazın tapu kaydının idarece yapılan satış işlemi neticesinde oluştuğu, dayanak satış işlemleri iptal edilmedikçe kullanıcı şerhi veya tapu kaydının iptali ve tazmin istemli dava açılamayacağı ..." gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçeye, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Davacı tarafından yatırılan 615,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.