Logo

8. Hukuk Dairesi2025/903 E. 2025/1716 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen ve sonrasında davalıya satılan taşınmaz üzerinde davacının kullanım hakkına dayanarak tapu iptali ve tescil isteyip isteyemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmaza yönelik davanın, 6292 sayılı Kanun gereği taşınmazın satış işleminden önceki bir tarihte ve Hazine ile lehine şerh verilen kişilere karşı açılması gerektiği, taşınmaz Hazine mülkiyetinden çıktıktan sonra üçüncü kişi adına tescil edildiğinde davanın dinlenemeyeceği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2632 E., 2024/2856 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Şile 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/382 E., 2023/252 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemli davadan dolayı İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar verilmiş olup, bu kez davacı vekili tarafından hükmün duruşma istemli olarak temyiz edilmesi üzerine dava değeri itibariyle duruşma isteminin reddine karar verilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

İstanbul ili Şile ilçesi ... mahallesi çalışma alanında bulunan eski 239 parsel sayılı taşınmaz, Şile Kadastro Mahkemesinin 1995/11 Esas, 1997/12 Karar sayılı hükmü uyarınca beyanlar hanesine tavuk çiftliğinin davacı ...'na ait olduğuna ilişkin muhdesat şerhi verilmek suretiyle Hazine adına tescil edildikten sonra 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun (6292 sayılı Kanun)

uyarınca yapılan satış işlemi ile 19.03.2014 tarihinde davalı ... ve müşterekleri adına tescil edilmiş, bilahare ...'na ait 1/24 hisseyi 01.09.2019 tarihinde satış yoluyla davalı ... iktisap etmiş ve 2020 yılında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu ile taşınmaz 2196 ada 2 parsel numarası ile tescil edilmiştir.

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; Şile Kadastro Mahkemesinin 1995/11 Esas, 1997/12 Karar sayılı hükmü uyarınca taşınmazın kullanımının müvekkili olan davacıya olduğunun sabit olduğunu ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "... Şile Kadastro Mahkemesinin 1995/11 Esas, 1997/12 Karar sayılı hükmünün eldeki dava yönünden kesin hüküm oluşturduğu ..." gerekçesiyle davanın kesin hüküm sebebiyle usulden reddine karar verilmiş; hükmün, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; "... kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmaza yönelik davanın dinlenebilmesi için davanın 6292 sayılı Kanun gereği taşınmazın satış işleminden önceki bir tarihte ve hazine ile lehine şerh verilen kişilere karşı açılması gerekmekte olup, taşınmazın Hazinenin mülkiyetinden çıkıp üçüncü şahıs adına tapuya tescil edildikten sonra davanın dinlenme olanağının bulunmadığı, yargılama aşamasında davaya koşulsuz kabul eden davalılardan ... ... ..., ... ve ...'nın beyanlarının dikkate alınması gerektiği ..." gerekçesiyle istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurmak suretiyle davalı ... mirasçıları yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden ise vaki kabul nedeniyle davanın kabulü ile dava konusu Şile ilçesi ... mahallesi 2196 ada 2 parsel sayılı taşınmazda davalılar ... ... ... ... ve ...’ya ait hisselerin iptali ile davacı ... adına kayıt ve tesciline karar verilmiş ve işbu karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1. maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371. maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,

427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 187,80 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.