"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1196 E., 2024/3014 K.
DAVA TARİHİ : 11.01.2019
KARAR : Kararın kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisi ile davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 32. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/365 E., 2022/769 K.
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, tapu iptal ve tescil talebinin reddine, tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davanın konusuz kalması sebebiyle kararın kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisi ile davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
1973 tarihinde yapılan kadastro çalışması sonucunda; Üsküdar ilçesi Aşağı Dudullu Mahallesi çalışma alanında bulunan 1242 parsel sayılı 417,62 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz dava dışı kişiler adına tespit ve tescil edildikten sonra, satın alma nedeniyle davacı ... adına kayden intikal etmiş, taşınmazın 2/B vasfında olması nedeniyle tapusunun iptali istemiyle Hazine tarafından açılan dava sonucu 15.01.2002 tarihinde hükmen Hazine adına tescil edilmiştir.
Bilahare 2010 yılında Ümraniye ilçesi, Tepeüstü Mahallesinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) Ek 4 üncü maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sırasında dava konusu eski 1242 sayılı parsel, 103 ada 1 parsel numarasıyla kadastro çalışmasına tabi tutularak, beyanlar hanesinde Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhi düşülerek 417,62 metrekare yüzölçümüyle ve arsa vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun (6292 sayılı Kanun) kapsamında taşınmazın bedelsiz olarak iadesinin istemi ile Milli Emlak Müdürlüğüne talepte bulunulduğu halde taşınmazın taraflarına iade edilmediği gibi bedelinin de ödenmediği, davaya konu taşınmazın 6292 sayılı Kanun kapsamında bedelsiz olarak iadesi ve tapusunun iptali ile kendi adına tescili olmadığı takdirde dava tarihi itibariyle rayiç bedelinin tespiti ile yasal faizi ile birlikte taraflarına ödenmesi istemiyle dava açmıştır.
İlk Derece Mahkemesinin 09.12.2020 tarih ve 2019/207 Esas, 2020/684 Karar sayılı kararı ile, davacının asli talebi olan; davaya konu taşınmazın tapusunun iptali ile adına tesciline yönelik talebinin reddi ile terditli talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Bu kararın davacı vekili tarafından vekalet ücretine, davalı Hazine vekili tarafından esasa yönelik istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 12.05.2022 tarih ve 2021/681 Esas, 2022/1415 Karar sayılı kararıyla, "Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu açıklanarak; Milli Emlak Müdürlüğünden davacının iade başvurusuna ilişkin işlem dosyasının getirtilmesi ve taşınmazın bedelsiz olarak iadesi veya rayiç bedelin ödenmesine ilişkin sonradan herhangi bir herhangi bir işlem tesis edilip edilmediğinin araştırılarak herhangi bir işlem yapılmadığının belirlenmesi halinde mahkemece arsa niteliğinde bulunan dava konusu taşınmaza yönelik olarak, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerektiğinden, taraflara dava konusu taşınmaza mümkünse aynı belde ve mevkiden ve değerlendirme tarihi olan 11.01.2019 dava tarihinden önceki yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzum halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazların ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, imar planının ölçeği ve onaylama tarihi ile dava konusu taşınmazın emsallere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından re'sen belirlenen emlak vergisine esas metrekare değeri ilgili belediye başkanlığından ayrı ayrı sorularak ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtildikten sonra önceki bilirkişiler dışında yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılıp dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu taşınmazın değerinin belirlenmesi; kabule göre davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine rağmen davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi veya yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılması usul ve yasaya aykırı bulunduğu" gerekçesiyle, istinaf başvurusunun kabulüne ve İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılması suretiyle dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin iade kararı sonrası yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, "Dava konusu 103 ada 1 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak davacının 6292 sayılı Kanun kapsamında taşınmazın bedelsiz olarak iadesi istemi ile kurumlarına yaptığı iade başvurusuna ilişkin olarak Milli Emlak Dairesi Başkanlığına yazılan müzekkereye istinaden kurum tarafından gönderilen 22.06.2022 tarihli yazı ile davacının 04.06.2012 tarihli başvurusuna yönelik olarak kurum tarafından taşınmazın bedelsiz iadesi veya yerine emsal yer verilmesi işlemlerinin devam ettiği ancak aradan geçen süre gözetildiğinde bu noktada taşınmaza yönelik olarak 13.04.2018 tarihli hak sahiplerine iadesi yapılmayan taşınmazlar hakkında bakanlıktan alınacak görüş doğrultusunda işlem tesis edileceğine yönelik tarih de gözetildiğinde halen davacının söz konusu başvurusuna yönelik olumlu bir işlem tesis edilmediği, icra olunan keşfe istinaden bilirkişi heyeti tarafından emsal inceleme ve karşılaştırması sonucunda düzenlenen kök ve ek raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu, davacının asli talebi olan taşınmazın tapusunun iptali ile adına tesciline yönelik talebinin reddi ile terditli talebinin kabulü ile 1.336.384,00 TL tazminatın, 20.000,00 TL'sine dava tarihi olan 01.01.2019 tarihinden itibaren bakiye 1.316.384,00 TL'sine de ıslah tarihi olan 24.09.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine" karar verilmiş; karar verilmiş; hükmün davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesince, "İstinaf incelemesi için dosya Dairemizde iken Milli Emlak Müdürlüğünce dava konusu taşınmaz davacı ...'e 17.10.2023 tarihinde iadesine karar verildiğini, her ne kadar İlk Derece Mahkemesince tazminat talebinin kabulüne karar verilmiş ise de istinaf aşamasında dava konusu taşınmazın davacıya iadesine karar verildiği ve tapudan taşınmazın davacıya devredildiği, davanın konusunun kalmadığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş, ancak davacının haklılık durumuna göre davalı hazine ilk aşamada davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden davacı yararına vekâlet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353/(1)-b.2 maddesi uyarınca İstanbul Anadolu 32. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 21.12.2022 tarihli ve 2022/365 Esas 2022/769 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davanın esasına ilişkin olarak konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafından yapılan toplam 15.017,65 TL yargılama gideri ve davacı yargılamada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine (AAÜT) göre 30.000.00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine" karar verilmiş ve bu karar davalı vekili tarafından yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.