Logo

8. Hukuk Dairesi2023/5918 E. 2025/2209 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu iptali ve tescil davasına konu taşınmazın orman sınırları içinde kalıp kalmadığı ve orman vasfına sahip olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın, kesinleşmiş orman tahdit sınırları içerisinde kaldığının ve daha sonraki orman kadastro çalışmalarında da orman sınırları içinde bırakıldığının bilirkişi raporları ve diğer delillerle sabit olması gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/314 E., 2021/260 K.

KARAR : Ret

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş olup, kararın davacı ... İdaresi tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Çekişmeli Antalya ili Manavgat ilçesi ... mahallesinde bulunan 238 ada 1 (eski 394) parsel sayılı 858,44 m² yüzölçümündeki ve tarla niteliğindeki taşınmazın bulunduğu yörede, orman tahdidinin ilk defa 1971 yılında yapıldığı, 09.06.1972 tarihinde ilan edilerek 10.06.1973 tarihinde kesinleştiği ve taşınmazın orman sınırları içine alındığı, daha sonra 1982 yılında 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 1744 sayılı Kanunla değişik 2 nci maddesi uygulaması ve aplikasyon çalışması yapıldığı, 1984 yılında yörenin bir kısmında 6831 sayılı Kanun'un 2896 sayılı Kanunla değişik 2/B maddesi uygulaması yapıldığı, 2000 yılında da 6831 sayılı Kanun'un 3302 ve 3373 sayılı Kanunlarla değişik 2B madde uygulama çalışması yapıldığı, yörede arazi kadastrosunun 1967 yılında 766 sayılı Kanuna göre yapıldığı, 2013 yılında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 22/2-a maddesine göre de uygulama (yenileme) kadastrosu yapıldığı anlaşılmıştır.

Davacı vekili dava dilekçesinde, Antalya ili Manavgat ilçesi ... (eski 394) 238 ada 1 nolu parselin kesinleşmiş orman tahdit sınırları içerisinde kaldığını, 6831 sayılı Kanun uyarınca Devlet ormanı olarak sınıflandırılmasının yapılmış olduğunu, 3402 sayılı Kanun'un 22-A maddesi uygulaması ile taşınmazın kesinleşmiş tahdit sınırlarında kaldığının tespit edildiğini belirterek, davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfında Hazine adına tapuya tescilini istemiş, davalılar vekili davanın reddini savunmuştur.

Dava, orman olduğu iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davaya konu Antalya ili Manavgat ilçesi ... 238 ada 1 parsel (eski 394) sayılı taşınmazın içinde ve etrafından orman ağacı bulunduğu ancak mera, kışlak, yaylak gibi herhangi bir gayeye yönelik kullanma özelliğinin bulunmadığı gibi belirli bir proje bütünlüğünü bozar durumunun da olmadığı, bu yerde 20 yıldan fazla süredir tarım yapıldığı, imar ve ihyaya muhtaç olmayan özel mülkiyete konu şahıs arazisi olup, taşınmazın konumu ve ulaşım durumu, yapısal özellikleri, sulama durumu, toprak karakteri, yüzölçümü, şekil bütünlüğü gibi hususlar nazara alındığında taşınmazın tamamının orman sınırları içinde kalmadığı ve orman sayılan yerlerden olmadığı, taşınmazın hali hazırda tarım arazisi olup öncesinde de tarım arazisi olduğu, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunması gereken yerlerden olmadığı, özel mülkiyete konu edilebileceği hususları nazara alınarak, sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince, orman araştırması yapılması için temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; bozma sonrası yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu ile sabit olduğu üzere dava konusu taşınmazın orman niteliğinin bulunmadığı, keza orman tahdit sınırları içerisinde kalmadığı, dava konusu taşınmazın orman dışında özel mülkiyete konu olabilecek nitelikte olduğu, bu sebeple tesis kadastrosu işleminin maddi gerçekliğe uygun olduğu anlaşılmakla, açılan davanın reddine karar verilmiş, karar davacı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyulmuş ve yazılı şekilde karar verilmiş ise de; bozma ilamında, yapılacak araştırma sonucunda dava konusu taşınmazın orman tahdit hattına sınır ise tahdit hattı dışında kalan kısımlar yönünden davanın reddi, tahdit hattı içinde kalan kısımlar ise orman vasfında olduğundan davanın kabulü yönünde hüküm kurulması gerektiği belirtilmesine rağmen, bozma ilamına aykırı olarak verilen davanın reddine dair karar usul ve kanuna uygun bulunmamaktadır.

Şöyle ki; Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamı sonrasında 25.12.2020 tarihli keşif icra edilmiş olup, keşifte hazır bulunan fen, orman mühendisi bilirkişi kurulu, ziraat mühendisi bilirkişiler tarafından raporlar düzenlenmiştir. Buna göre; keşifte hazır bulunan ziraat mühendisi bilirkişisinin 28.04.2021 tarihli raporunda, dava konusu edilen taşınmazın 1967 yılında kesinleşen ilk kadastro tespitinden öncesinden beri yani dava tarihi öncesi en az 70 - 80 yıldan fazla devamlı olarak tarım yapılan özel mülkiyete konu edilebilecek özelliklerde tarım arazisi olduğu yönünde görüş bildirilmiş ise de, yine fen bilirkişilerinin 29.12.2020 tarihli raporunda, Antalya ili Manavgat ilçesi ... mahallesinde bulunan 238 ada 1 (eski 394) parsel sayılı 858,44 m² yüzölçümündeki tarla niteliğindeki taşınmazın doğusunda, batısında, kuzeyinde ve güneyinde Antalya ili Manavgat ilçesi ..., 402 ada 1 parsel sayılı Karaçal Tepesi Devlet Ormanı olarak tapuya tescilli taşınmazın bulunduğu, dosyaya sunulan inceleme raporu içeriğinde 238 ada 1 (eski 394) parselin tamamının kesinleşen orman tahdit sınırları içerisinde kaldığının belirtilmesi, 05.04.2021 tarihli orman mühendisi bilirkişi kurulu raporunun sonuç kısmında; 238 ada 1 (eski 394) parsel sayılı taşınmazın tamamının orman sınırı dışında orman sayılmayan yerlerden olduğu ve 766 sayılı Tapulama Kanunu kapsamında yapılan tapulama çalışmasında tarla vasfı ile şahıs adına tescil edildiği belirtilmişse de, hükme esas alınan iş bu 05.04.2021 tarihli raporun 2 nci ve 3 üncü sayfasında "İlk yapılan kadastral çalışma 16.02.1967 tarihinde tamamlanarak askı ilanı sonuçlandırılmıştır. Bu çalışma taşınmazın yerinde görülerek ve sınırları ölçülerek kadastro heyetince fiili gözleme dayanılarak yapılan kadastral bir işlem olup itibar edilmesi gereken bir mülkiyet tescil işlemidir. Dava konusu taşınmaz bu tapulama çalışmasının neticesinde özetle; kesin olarak 10.09.1974 tarihli ve 878 yevmiye numaralı işlem ile Manavgat ilçesi ... 394 parsel numarası ile ... oğlu ... adına tescil edilmiştir. Yörede yapılan ikinci çalışma; Orman sınırlama çalışmasıdır. Bu çalışma 09.06.1972 yılında ilan edilmiş, 10.06.1973 tarihinde kesinleşmiş ve dava konusu taşınmaz orman sınırları içine alınmıştır. Aşağıdaki haritasında kırmızı ok ile gösterildiği şekilde, orman sınır nokta ve hatları düz geçmemiş olup O.T.S. 195, O.T.S. 196, 393, 366, O.T.S. 197, 364, 399. nolu eski tapulama parsellerini sınırlayacak şekilde orman hattı geçirilmiştir. ... Daha sonra farklı tarihlerde (1984 yılında yapılan 2896 S.Y. ile değişik 6831/2-B, 2000 yılında yapılmış 2003 yılında kesinleşmiş 3302 S.Y. ile değişik 6831/2-B, 2015 yılında yapılan 4999 S.Y. ile değişik sınır düzeltme çalışmalarında da) ilgili parselin bulunduğu yerde sınırlar güncellenip koordinatlara bağlanarak herhangi bir değişiklik yapılmadan dava konusu taşınmaz orman sınırları içinde bırakılmıştır. Yani tek cümle ile davalı taşınmaz hem 1967 yılında yapılan tapulama sonucuna göre ... adına tarla vasfı ile tapulanmış ve halen de 238 ada 1 parsel olarak tapulu halde: aynı zamanda ilk ve devamında yapılan tüm orman kadastro çalışmalarında orman sınırları içindedir. ... Buna göre davaya konu 238 ada 1 parsel no.lu taşınmazın tamamı orman sınırları içinde orman sayılan yerlerdendir." denilmek suretiyle dava konusu 238 ada 1 (eski 394) parsel sayılı taşınmazın 10.06.1973 tarihinde kesinleşen ilk orman tahdidinde orman sınırları içine alındığı, 1984 yılında yapılan 6831 sayılı Kanun'un 2896 sayılı Kanunla değişik 2/B uygulaması, 13.06.2003 tarihinde kesinleşen 6831 sayılı Kanun'un 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B uygulamasında ve 09.02.2015 tarihinde kesinleşen 6831 sayılı Kanun'un 4999 sayılı Kanunla değişik sınır düzeltme çalışmalarında taşınmazın sınırları ile ilgili herhangi bir değişiklik olmadığı ve dava konusu taşınmazın halen orman sınırları içerisinde bırakıldığının açıkça belirtilmesi karşısında, dava konusu 238 ada 1 (eski 394) parsel sayılı taşınmazın 10.06.1973 tarihinden itibaren ve halen kesinleşen orman sınırları içerisinde kaldığı sabittir.

Hal böyle olunca; İlk Derece Mahkemesince, orman sınırları içerisinde kaldığı sabit olan dava konusu 238 ada 1 (eski 394) parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin bozma ilamına aykırı şekilde aksi düşünce ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.

S O N U Ç : Yukarıda açıklanan sebeplerle;

Davacı ... İdaresi vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunu 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

İstek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

17.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.