Logo

8. Hukuk Dairesi2024/1264 E. 2024/5396 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kullanım kadastrosunda, bir taşınmazın bir bölümünün yanlışlıkla başka bir parsele dahil edildiği iddiasıyla açılan kadastro tespitine itiraz davası.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu, taşınmazın kullanımının kadastro tespitine uygun olduğu, davacının iddia ettiği fiili kullanım durumunun ispatlanamadığı gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kullanım kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davada Hazine yönünden pasif husumet yokluğundan reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın birleşen davanın davacısı ... mirasçıları ... ve arkadaşları vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı birleşen davanın davacısı ... mirasçıları ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ilişkin Kanun'un (7143 sayılı Kanun) Geçici 1 inci maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sırasında, İstanbul ili ... ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 8743 ada 18 ve 19 parsel sayılı sırasıyla 308,57 ve 196,74 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kadastro tutanaklarının beyanlar hanesine, 7143 sayılı Kanun'un Geçici 1 inci maddesi hükmüne tabi tutuldukları, 8743 ada 18 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 5 katlı betonarme yapı ve arsasının 5 yılı aşkın süreden beri ...'ın kullanımında olduğu; 8743 ada 19 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 5 katlı betonarme yapı ve arsasının 5 yılı aşkın süreden beri ...'ın kullanımında olduğu şerhi yazılarak arsa vasfıyla davalı ... Belediye Başkanlığı adına tespit edilmiştir.

Asıl davada davacı ... dava dilekçesinde; kullanıcısı olduğu 8743 ada 18 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksik tespit edildiğini ileri sürerek dava açmıştır.

Birleşen davada davacı ... vekili dava dilekçesinde; kadastro sırasında, müvekkilinin fiili kullanımında bulunan taşınmazın bir bölümünün çekişmeli 8743 ada 18 parsel sayılı taşınmaza dahil edildiğini ileri sürerek, bu bölümün kadastro tespitinin iptali ile müvekkili lehine kullanıcı şerhi verilen 8743 ada 19 parsel sayılı taşınmaza eklenmesini istemiştir.

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; Hazine yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesini savunmuştur.

Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde; 7143 sayılı Kanun'un Geçici 1 inci maddesi gereğince çalışmaların Kadastro Müdürlüğü tarafından yürütüleceği açıkça belirtildiğinden idari ve hukuki sorumluluğun müvekkili Belediyeye ait olmadığını belirterek, davanın müvekkili idare yönünden husumet yokluğu nedeniyle, aksi durumda ise esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacı ile müvekkilinin taşınmazları aynı zamanda satın aldıklarını, arsanın özel parselasyonlu olarak 600 metrekare olduğunu, ön taraftaki 300 metrekarelik özel parselin müvekkiline, arka taraftaki 300 metrekarelik özel parselin ise davacı ...'a ait olduğunu, davacının arsasının arka tarafta olduğu için müvekkilinin davacıya arsasının yanından yol verdiğini, müvekkilinin belediye kayıtlarında arsasının bir kısmının yola gitmesi nedeniyle 248 metrekare olarak görüldüğünü, müvekkilinin arsasının üzerinde 5 katlı bina bulunduğunu, binanın kurulumunun yaklaşık 1.320 metrekare ve kalan kısmın bahçe olduğunu, müvekkilinin ayrıca dava konusu taşınmazın ana parseli olan 1415 sayılı hisseli parselden 01.04.2005 tarihinde satın aldığı yaklaşık 400 metrekarelik tapusunun mevcut bulunduğunu, bu hususun belediye dosyasına da işlendiğini, müvekkilinin 400 metrekare hisseli tapusu, 300 metrekare satış senedi, 248 metrekare belediye emlak kaydı olmasına rağmen, yapılan kadastro tespiti ile 196,00 metrekare olarak tespit edildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda, İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "taraflar adına düzenlenen satış senetleri, emlak vergisi beyannameleri ve arazi tespit formlarının teknik bilirkişi tarafından yerine uygulandığı, raporda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen kısımların ... adına düzenlenen satış senedi, emlak vergisi beyannamesi ve arazi tespit formunun kapsamı içinde kaldığının tespit edildiği, kadastro tespiti sırasında da (A) harfi ile gösterilen kısmın ...'ın kullanımında olan 19 nolu parsel içerisinde sınırlandırıldığı, davanın kullanım kadastrosuna itiraza ilişkin olduğundan emlak vergisi kayıtları ve satış senedine değer verilebilmesi için fiili kullanımla birleşmesi gerektiği, bilirkişi raporunda 2013, 2017 ve 2018 yılına ait yersel ve uydu fotoğraflarının değerlendirilmesi ve keşifte alınan beyanlara göre, ... tarafından iki parsel arasına duvar örmek suretiyle kullanım alanının belirlendiği, ...'ın talep ettiği (A) harfi ile gösterilen kısım ile (B) harfi ile gösterilen kısmın sokak tarafında kendi yaptığı giriş kapısını kullanmak suretiyle bina giriş yolu ve şahsi otoparkı olarak ... tarafından uzun zamandır kullanıldığı, başka türlü de binasını kullanma imkanının olmadığı" gerekçesiyle asıl davada Hazine yönünden pasif husumet yokluğundan reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne, çekişmeli 8743 ada 19 parsel sayılı taşınmazın 30.01.2022 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 26,37 metrekarelik bölümünün ifrazı ile 8743 ada 18 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle bu taşınmazın 334,94 metrekare, 8743 ada 19 parsel sayılı taşınmazın ise 170,37 metrekare yüzölçümlü olarak kadastro tutanaklarındaki yazılı kayıtlar ile kadastro tespiti gibi ... Belediye Başkanlığı adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş; hükmün, birleşen davanın davacısı ... mirasçıları ... ve arkadaşları vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; "keşif sonrası alınan bilirkişi raporunda krokide (A) harfi ile gösterilen kısmın ...'ın kullanımında olan 19 nolu parsel içerisinde sınırlandırıldığı, 2013, 2017 ve 2018 yılına ait yersel ve uydu fotoğraflarında ... tarafından iki parsel arasına duvar örmek suretiyle kullanım alanının belirlendiği, ...'ın talep ettiği (A) harfi ile gösterilen kısım ile (B) harfi ile gösterilen kısmın sokak tarafında kendi yaptığı giriş kapısını kullanmak suretiyle bina giriş yolu ve şahsi otoparkı olarak ... tarafından uzun zamandır kullanıldığı, dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarına göre de fiili kullanım durumu doğrultusunda karar verilmiş olup, kadastro tespit tarihindeki fiili kullanım durumuna uygun şekilde verilen ilk derece mahkemesinin kararının usul ve kanuna uygun olduğu" belirtilerek, istinaf başvurusu esastan reddedilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı, birleşen davanın davacısı ... mirasçıları ... ve arkadaşları vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup birleşen davanın davacısı ... mirasçıları ... ve arkadaşları vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

S O N U Ç: Yukarda açıklanan nedenlerle;

Temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

269,85 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 157,75 TL'nin temyiz edenlerden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.