Logo

8. Hukuk Dairesi2024/1325 E. 2024/2456 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu iptal ve tescil davasında, aynı konuya ilişkin daha önce verilmiş kesinleşmiş kararlar nedeniyle davanın reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz edilebilirliğine ve esastan doğru olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek 6. maddesi gereğince kadastroya ilişkin davalarda miktar ve değere bakılmaksızın temyiz yoluna başvurulabileceği, bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz edilemezlik kararının kaldırılması gerektiği ve esas incelemede ise, aynı konuda daha önce kesinleşmiş kararların bulunduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/3358 E., 2023/3468 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ :Ünye 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/67 E., 2023/4133 K.

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmiş Bölge Adliye Mahkemesi 02.01.2024 tarihli ek kararı ile temyiz talebinin miktar itibariyle kesin olması nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı tarafından Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 02.01.2024 tarihli ek kararı temyiz edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı dava dilekçesi özetle; 40 yıl önce babasının terekesi içinde olan Ünye Çatak Mahallesindeki taşınmazları dört kardeşi tarafından fiili olarak rızaen taksim ettiklerini, yaklaşık 25 sene önce de 812 ve 868 parsel nolu taşınmazları takas ettiklerini, yapılan taksim ve takasta ... Mahallesi ... mevkiinde bulunan ... eski parsel nolu taşınmaz ile yine çatak mahallesi 812 Eski parsel nolu taşınmazların ablası ... ile kendisine kaldığını, 812 parsel sayılı taşınmazdaki payları bedelini ödeyerek satın aldığını, 1982 den beri 952, 1995 den beri de 812 nolu taşınmazların tamamını 2017 senesinde kardeşi ...ün kendisini ve işçilerimi taşınmaza sokmayıp, tamamını işgal edene kadar da hiç tartışmasız, sorunsuz kendisinin kullandığını, 868 parselde hakkını hemen iade etmesini, diğer taşınmaz için hissesi oranında davalıya ait başka taşınmazlardan yer verilmesini istemiştir.

Davalı, davanın reddini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacısı tarafından davalının 812 ve 952 parsel sayılı taşınmazlardaki davalı hissesinin kendisi adına tescili için açmış olduğu mahkememizin 2021/194 Esas sayılı dosyasında yargılamaya tabi olduğu ve davacının taleplerinin reddine karar verildiği (kararın kesinleşmiş olduğu), yine davacının davalının 812 parseldeki hissesine karşılık kullanım hakkı talep etmiş olduğu 868 parsele ilişkin kullanım kadastrosu tespitine itirazına ilişkin olarak açmış olduğu davanın Kadastro Mahkemesinde 2019/25 Esas sayılı dosyasında davaya konu edildiği ve davacının bu davasının da red edildiği (kararın kesinleşmiş olduğu) anlaşılmakla davacının huzurdaki davaya konu 812, 952 parsellerdeki davalı hisselerine karşı açılmış açılmış olduğu ve kesinleşmiş dosyanın bulunması yine davacının davaya konu 868 parsel sayılı taşınmazdaki davalının kullanım hakkına ilişkinde açmış olduğu ve kesinleşmiş davasının olduğu görülmüştür. Bu itibarla davacının davasının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114/1-j (Davanın daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması) maddesi gereği dava şartı yokluğu nedenyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş olup, bu karar karşı davacı temyiz talebinde bulunmuş, Bölge Adliye Mahkemesi 02.01.2024 tarihli ek kararı ile temyiz talebinin, Bölge Adliye Mahkemesi kararının miktar itibariyle kesin olması nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı tarafından Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 02.01.2024 tarihli ek kararı temyiz edilmiştir.

Dava, tapu iptal ve tescile ilişkindir.

1- Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Kanun’un 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Ancak 7251 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanun’a (3402 sayılı Kanun) eklenen Ek 6 ncı maddesinde, kadastro mahkemesinin veya otuz günlük askı ilan süresinden sonra, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan davalarda genel mahkemelerin verdiği kararlar ile orman kadastrosuna ilişkin davalarda bu mahkemelerce verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın 12.01.2011 tarihli ve 6100 sayılı Kanun hükümlerine göre istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulabileceği hüküm altına alınmış olup, madde gerekçesinde de açıkça belirlendiği üzere, bu madde ile mevzu davaların mülkiyet hakkına doğrudan tesirinden ötürü ehemmiyeti gereği miktar ve değerine bakılmaksızın kanun yolu incelemesine tabi tutulması suretiyle etkin denetim mekanizması oluşturulması amaçlanmıştır.

Anayasa ve AİHS ile güvence altına alınan adil yargılama hakkı kapsamında mahkeme kararlarına karşı kanun yolu başvurusunda bulunma hakkı, hukuki belirlilik ilkesi, etkin denetim mekanizmasının oluşturulması gayesi ve 7251 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesi ile 3402 sayılı Kanun’a eklenen Ek 6 ncı maddesinin düzenleme amacı bir arada değerlendirildiğinde, tereddüte yol açan usul hükümlerinin aşırı şekilci olarak uygulanması neticesinde yasanın denetim yollarının kullanımını önemli ölçüde etkileneceğinden, kanun yolu başvuru aşamalarının süren usul işlemlerinden olduğu, hükmün kesinleşinceye kadar geçirdiği derecatın bir bütünü oluşturduğu hususları da gözönüne alındığında, 3402 sayılı Kanun'un Ek 6 ncı maddesinin henüz kanun yolu aşamasında olan dava dosyalarına, yürürlük tarihinden bağımsız olarak sirayet edeceği hususunun tereddütsüz olduğu anlaşılmaktadır.

Bu itibarla; Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusu neticesinde verdiği 08.12.2023 tarihli karar, 3402 sayılı Kanun'un Ek 6 ncı maddesi itibariyle kesin nitelikte olmayıp temyizi kabil nihai karar olduğundan, temyiz talebinin reddine ilişkin usul ve kanuna aykırı Bölge Adliye Mahkemesinin 02.01.2024 tarihli ek kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.

2-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçeye, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri bulunmadığına göre, temyizen incelenen 08.12.2023 tarihli karar usul ve kanuna uygun olup davacının temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinin 02.01.2024 tarihli ek kararının kaldırılarak 08.12.2023 tarihli kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.