"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/702 E., 2023/804 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Alanya Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2018/58 E., 2021/30 K.
Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince Kadastro Müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan, dahili davalı ... ve arkadaşları aleyhine açılan davanın esastan reddine, dahili davalı ... aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın dahili davalı ... tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı dahili davalı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sırasında, Antalya ili Alanya ilçesi ... mahallesi çalışma alanında ve tapuda davacı ... adına kayıtlı bulunan eski 139 ada 30 parsel sayılı 2.360,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, aynı ada ve parsel numarasıyla ve 1.546,13 metrekare yüzölçümlü olarak; dahili davalı ... adına tapuda kayıtlı bulunan eski 139 ada 31 parsel sayılı 1.320,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz aynı ada ve parsel numarasıyla ve 1.820,02 metrekare yüzölçümlü olarak; dahili davalı ... ve müşterekleri adına tapuda kayıtlı bulunan eski 139 ada 28 parsel sayılı 6.040,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise aynı ada ve parsel numarasıyla ve 7.139,26 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.
İtirazı kadastro komisyonunca reddedilen davacı ... dava dilekçesinde; uygulama kadastrosu sırasında adına kayıtlı taşınmazın yüzölçümünün azaldığını ileri sürerek, taşınmazın eski tapu kaydındaki yüzölçümü ile tapuya tescilini istemiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2-a maddesi gereği sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek için yapılacak çalışmalarda mülkiyet, vasıf değişikliği, intikal, harici taksim ve ifraz gibi çalışmaların yapılamayacağını, yapılan uygulama kadastrosu çalışmalarının hukuka uygun olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Dahili davalı ...; adına kayıtlı taşınmazın güney ve kuzeyinde duvarın bulunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "dava konusu 139 ada 30 parsel sayılı taşınmazın komşusu olan 139 ada 28 parsel ile olan sınırının kadim duvar ile çevrili olduğu ve bu sınır yönünden uygulama kadastrosunun yerinde olduğu ancak, komşu 139 ada 31 parsel sayılı taşınmaz ile olan sınırının tesis kadastrosu paftasında düz bir hat şeklinde olduğu, fakat uygulama kadastrosunda ilk paftasından çok farklı bir şekilde 139 ada 30 parsel sayılı taşınmazın içerisine doğru L şeklinde bir alan belirlenerek uygulama kadastrosunun yapıldığı, tesis kadastrosu sırasında paftasında düz bir hat şeklinde belirlenen sınırın uygulama kadastrosu sırasında zamanla oluşan fiili kullanıma göre belirlenmiş olduğu" gerekçesiyle Kadastro Müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan, dahili davalı ... ve arkadaşları aleyhine açılan davanın esastan reddine, dahili davalı ... aleyhine açılan davanın kabulüne, çekişmeli 139 ada 30 parsel sayılı taşınmazın uygulama kadastrosu komisyon tutanağı ve 139 ada 31 parsel sayılı taşınmazın uygulama kadastrosu tutanağının iptali ile 02.03.2021 havale tarihli bilirkişi raporunda (A) ile gösterilen 309,37 metrekarelik bölümün 139 ada 31 parsel sayılı taşınmazdan ifrazı ile 139 ada 30 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle 139 ada 30 parsel sayılı taşınmazın 1.855,50 metrekare yüzölçümlü olarak; 139 ada 31 parsel sayılı taşınmazın 1.510,65 metrekare yüzölçümlü olarak tapuya kayıt ve tesciline; 139 ada 28 parsel sayılı taşınmazın ise uygulama kadastrosu tespiti gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hükmün, dahili davalı ... tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; "İlk Derece Mahkemesince toplanan deliller, yapılan keşif, teknik bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazlar hakkında yapılan uygulama kadastrosu sırasında, davacı adına tapuda kayıtlı bulunan taşınmaz ile bir kısım dahili davalılar adına tapuda kayıtlı bulunan 139 ada 28 parsel sayılı taşınmazın tapulama paftasındaki sınırları ile uygulama kadastrosu sonucu oluşan sınırlarında değişiklik bulunmayıp birbiriyle uyumlu olduğu; davacıya ait parselin dahili davalı ... adına tapuda kayıtlı bulunan taşınmazın tesis kadastrosunda oluşturulan koordinatlar ve 1958 yılı hava fotoğrafı incelendiğinde, iki parsel arasındaki sınırı oluşturan duvar hattına göre rapor ve ekli krokide (A) harfiyle gösterilen ve dahili davalı ...'e ait 139 ada 31 parsel sayılı taşınmaz içerisinde bırakılan 309,37 metrekarelik kısmın davacıya ait parsel içerisinde kalması gerektiği belirlendiğinden ilk derece mahkemesince de bu doğrultuda bu kısmın davacının parseline eklenmesi yönünde davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı, her ne kadar hüküm yerinde kadastro tespiti yerine kadastro tutanağının iptaline karar verilmesi hatalı ise de davanın mülkiyete yönelik olmayıp, tapu kütüğüne aktarım yapılacağından sonucuna etkili görülmediği" belirtilerek, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı dahili davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve Kanuna uygun olup dahili davalı ...'in temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
269,85 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 157,75 TL'nin temyiz eden dahili davalı ...'ten alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.