Logo

8. Hukuk Dairesi2024/168 E. 2024/2739 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Uygulama kadastrosu sırasında davacıya ait taşınmazın bir kısmının davalıya ait taşınmaza dahil edildiği iddiasıyla açılan uygulama kadastrosuna itiraz davasında, tesis kadastrosunun esas alınması gerektiği ve sınır düzeltmesi yapılması gerekip gerekmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tesis kadastrosunda hata bulunmadığı, taraflar arasında sabit bir sınırın tespit edilemediği ve uygulama kadastrosu sırasında güncel ortofotodan yararlanılarak fiili duruma göre sınır düzeltme işlemi yapıldığı gözetilerek, İlk Derece Mahkemesinin tesis kadastrosunu esas alarak sınır düzeltmesine karar vermesinin hukuka uygun olduğu değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1225 E., 2023/968 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2022/46 E., 2023/14 K.

Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sırasında, Denizli İli ... İlçesi ... mahallesi çalışma alanında ve tapuda davacı ... adına kayıtlı bulunan eski 98 parsel sayılı 7.520,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 164 ada 34 parsel numarasıyla ve 6.724,58 metrekare yüzölçümlü olarak; davalı ... adına tapuda kayıtlı bulunan eski 99 parsel sayılı 3.780,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise 164 ada 33 parsel numarasıyla ve 4.849,91 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.

İtirazı kadastro komisyonunca reddedilen davacı ... dava dilekçesinde; uygulama kadastrosu sırasında adına kayıtlı taşınmazın bir bölümünün kaydırılmak suretiyle davalı adına kayıtlı taşınmaza dahil edildiğini ileri sürerek, dava açmıştır.

Davalı ...; dava konusu taşınmazlar arasındaki sınırın tesis kadastrosundan bu yana değişmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "dava konusu taşınmazlar arasında an denilen yükselti bulunduğu, dere ile olan sınırında kot farkı bulunduğu, diğer sınırlarında belirgin sınır ayrımının olmadığı, taşınmazın tüm sınırlarında sabit sayılabilecek yapı veya ağacın bulunmadığı, tesis kadastro paftasındaki sınır yerleri ile uygulama kadastro paftasındaki sınırların tam çakışmadığı, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın hava fotoğrafında sınırların belirgin olmadığı, dava konusu taşınmazlar arasındaki sınırda tesis kadastrosunda hatanın bulunmamasına rağmen uygulama kadastrosu sırasında güncel ortofotodan yararlanılarak sabit sınır niteliğinde, olmayan fiili duruma göre sınır düzeltme işleminin yapıldığı, uygulama kadastrosunun yönetmeliğe uygun yapılmadığı, hata tespit edilemeyen tesis kadastro paftasının esas alınması gerektiği" gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazların uygulama kadastro tespitlerinin iptali ile 02.01.2023 havale tarihli bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen 760,05 metrekarelik kısmın davalıya ait 164 ada 33 parsel sayılı taşınmazdan ifrazı ile davacıya ait 164 ada 34 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle 164 ada 33 parsel sayılı taşınmazın 4.089,86 metrekare yüzölçümlü olarak, 164 ada 34 parsel sayılı taşınmazın ise 7.484,63 metrekare yüzölçümüyle tapuya tesciline karar verilmiş; hükmün, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; "bilirkişi raporuna ve bu raporda yapılan denetime elverişli çakıştırmaya göre; 1956 yılında yapılan tesis kadastrosu sonucunda kabule karar verilen (A) bölümünün davacıya ait eski 98 yeni 164 ada 34 parsel sayılı taşınmaz sınırları içinde kaldığı, ancak uygulama kadastrosu sırasında davalıya ait eski 99 yeni 164 ada 33 parsel içinde tespit edildiği, tesis kadastrosunda bir hata bulunmadığı, tesis kadastrosuna en yakın 1954 ve 1965 tarihli hava fotoğraflarında da taraflar arasında sabit bir sınırın tespit edilmediği, davacı taşınmazının dere ile sınırının kot farkı sebebiyle sabit sınır niteliğinde olduğu, mahkemece uygulama kadastro paftasının tesis kadastro paftasına uygun hale getirilerek yazılı şekilde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı" belirtilerek, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve Kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

S O N U Ç : Yukarda açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

269,85 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 157,75 TL'nin temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.