Logo

8. Hukuk Dairesi2024/1970 E. 2024/5239 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitinden sonraki ölçü, sınırlandırma ve hesaplamalardan kaynaklanan bir teknik hata nedeniyle yüzölçüm farkı oluşan taşınmazın tapu kaydının düzeltilmesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi uyarınca yapılabilecek düzeltmelerin yalnızca teknik hatalarla sınırlı olup mülkiyet değişikliğine yol açmaması, somut olayda ise mahkemece verilen karar ile mülkiyet değişikliği yapılmış olması ve davanın aslında kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayandırılarak açılması gereken bir tapu iptal ve tescil davası niteliğinde olup 3402 sayılı Kadastro Kanunu m.12/3'te öngörülen hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 6. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın 3402 Sayılı Kadastro Kanunu (3402 Sayılı Kanun) 41 inci maddesi uyarınca taşınmazın yüzölçümünün düzeltilmesi davası olduğu nitelendirilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında, Kayseri ili Felahiye ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 135 ada 2 parsel sayılı 1.476,83 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, davalı ... adına tespit edilmiştir.

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; müvekkili olan davacıya ait ve esasında 2 dönümden fazla olan Kayseri ili Felahiye ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 135 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 1.256,46 metrekare olarak tescil gördüğünü, aradaki yaklaşık 900 metrekarelik kısmın davalı tarafından sonradan satın alınan 135 ada 2 parsel sınırları dahilinde kaldığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile bu bölümün davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince; "... davanın, kadastro tespiti sırasındaki sınırlandırma ve tespitten kaynaklandığı, Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinin 3 üncü fıkrasına göre kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı ..." gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hükmün, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince; "... davanın Kadastro Kanunu'nun 41 inci maddesinden kaynaklanan düzeltme talepli olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu (3402 Sayılı Kanun) 41 inci maddesine ilişkin ihtilaflar taşınmazın aynına ilişkin bulunmadığından 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde öngörülen hak düşürücü süreye tabi olmadığı, davacı tarafından Kadastro Müdürlüğüne başvurulduğu ve Kadastro Müdürlüğü tarafından istem ret edildiğinden idari işlem basamağı tüketildikten sonra genel mahkemede dava açılmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ..." gerekçesiyle, istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, Bölge Adliye Mahkemesinin gönderme kararı sonrası yapılan yargılama sonucunda; "... 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41 inci maddesine ilişkin 20.04.2006 tarihli Yönetmeliğin Sınırlandırma Hataları başlıklı 8. maddesi kapsamında teknik hata yapıldığı ve 22/03/2023 tarihli fen bilirkişi krokisinde mavi renk ile gösterilen K.1 - K.5 sınır hattının hatalı şekilde kadastro paftasına aktarıldığının anlaşıldığı ve 135 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ile 135 ada 5 parsel sayılı taşınmaz arasındaki ortak sınırın fen bilirkişi krokisinde kırmızı renk ile gösterilen Z.1 ile Z.3 sınır hattının olması gerektiği ..." gerekçesiyle, davanın kabulüne ve 135 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 22.03.2023 tarihli fen bilirkişi raporu ile krokisinde (A) harfi ile gösterilen 841,59 m2 lik kısmın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacıya ait aynı yer 135 ada, 5 parsel sayılı taşınmaza dahil edilmesine ve bu şekilde tapuya tesciline karar verilmiş; hükmün, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, Bölge Adliye Mahkemesinin iade kararı doğrultusunda, davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41 inci maddesinden kaynaklanan düzeltme talepli olduğu kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, bu karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.

Şöyle ki; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41 inci maddesi gereğince kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan fenni hatalar ile bundan kaynaklanan yüzölçümü hatası düzeltilebilir. Yine Kadastro Sırasında veya Sonrasında Yapılan İşlemlerle Geometrik Durumları Kesinleşmiş Olan Taşınmazlarda Ölçü, Sınırlandırma, Tersimat ve Hesaplamalardan Doğan Hataların Düzeltilmesine İlişkin Yönetmeliğin 8/1-b. Maddesinde de, arazide değişmeyen sınır olduğunu gösteren demiryolu, kanalet, yol ve benzeri gibi değişmeyen ve sabit sınır niteliğinde olduğunu kesin olarak gösteren yapı ve tesisler bulunduğu ve bu yapı ve tesislerin krokisinde gösterilmiş olduğu halde, ölçü yapılırken bu sınırlara uyulmamış olduğunun anlaşılması halinde sınırlandırma hatalarının düzeltilebileceği düzenlenmiştir. Düzeltme işlemi ile kadastro tespiti sırasında kesinleşen mülkiyet durumunu değiştirecek şekilde uygulama yapılamaz. Bu tür davalarda mahkemece yapılacak iş, düzeltme isteminin kabulü ya da reddi kararının usul ve yasaya uygunluğu ile uygulanma kabiliyeti bulunup bulunmadığını denetlemek ve teknik hatayı düzeltmekten ibaret olup, taraflar arasındaki fiili sınıra göre düzeltme işlemi tesis etmek değildir. Mülkiyet aktarımına neden olan hatalar için çözüm açılacak dava, tapu iptali ve tescil davasıdır.

Somut olayda; İlk Derece Mahkemesince, uyuşmazlık konusu yerin halihazırda ekili olmadığı, uyuşmazlık konusu yerin güney cephesinde bulunan yerin ekili olduğu, kuzeyindeki yerin ise ekili olmadığı ve herhangi bir ağacın bulunmadığı, daha önce kesilmiş olan asma yerlerinden yeni filizlerin çıkmış olduğu belirtilmiş, yine dinlenen mahalli bilirkişiler, uyuşmazlık konusu yerin tamamen bağ olarak ekili olduğunu, üzümünü davacının topladığını beyan etmişlerdir. Hükme esas alınan 22.03.2023 tarihli fen bilirkişi raporunda, 1988 ve 1992 yıllarına ait hava fotolarında, dava konusu (A) harfli alanın, gerek 135 ada 5 nolu parselden gerekse 135 ada 2 nolu parselin geriye kalan kısmından ayrı bağımsız bir taşınmaz şeklinde arazi kullanımının mevcut bulunduğu, taşınmazların kadastro tespitinde, 3402 sayılı Kanunun 41 inci maddesine ilişkin 20.04.2006 tarihli Yönetmeliğin Sınırlandırma Hataları başlıklı 8 inci maddesi kapsamında teknik hata yapıldığı ve Ek-1 krokisinde mavi renkte gösterilen, K.1 - K.5 sınır hattının hatalı şekilde kadastro paftasına aktarıldığı, taşınmazlar arasındaki ortak sınırın, krokisinde kırmızı renkte gösterilen Z.1 ila Z.3 sınır hattının içerisinde olması gerektiği ifade edilmiş olup, İlk Derece Mahkemesince de, söz konusu bilirkişi raporu doğrultusunda, dava konusu (A) harfli alanın gerek 135 ada 5 nolu parselden gerekse 135 ada 2 nolu parselin geriye kalan kısmından ayrı bağımsız bir taşınmaz şeklinde arazi kullanımının mevcut bulunduğunun kabulü ile kadastro paftasında mevcut olan sınır iptal edilerek, taşınmazlar arasındaki fen bilirkişisi tarafından hazırlanan 22.03.2023 tarihli rapor ve Ek-1 krokisinde gösterilen K.1 - K.5 sınır hattının hatalı şekilde kadastro paftasına aktarıldığı, taşınmazlar arasındaki ortak sınırın, krokisinde kırmızı renkte gösterilen Z.1 ila Z.3 sınır hattının içerisinde olması gerektiğinin tespiti ile 135 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 22.03.2023 tarihli fen bilirkişi raporu ile krokisinde (A) harfi ile gösterilen 841,59 m2 lik kısmın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacıya ait aynı yer 135 ada 5 parsel sayılı taşınmaza dahil edilmesine ve bu şekilde tapu kayıtlarında tesciline karar verilmek suretiyle mülkiyet aktarımı; başka bir ifade ile kadastro sırasında kesinleşen mülkiyet durumunda değişiklik yapılmıştır.

Hal böyle olunca; İlk Derece Mahkemesince, yukarıda da değinildiği üzere 3402 sayılı Kanun' un 41 inci maddesine göre yapılacak düzeltme işlemi yalnızca teknik hatalarla sınırlı olup, mülkiyet durumunu değiştirecek şekilde uygulama yapılmasının hukuken mümkün bulunmadığı, mülkiyet aktarımına neden olan hataların ancak tapu iptali ve tescil davası ile çözülebileceği, 6100 sayılı HMK'nin 33 üncü maddesine göre, olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelemenin hakime ait olduğu ve eldeki davada, davacının talebi ve uyuşmazlığın mahiyeti gereği davanın, kadastrodan önceki nedenlere dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescili istemine ilişkin olduğu ve kadastro tespitinin kesinleşme tarihi olan 16.01.2008 tarihinden, dava tarihi olan 22.07.2020 tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu gözetilerek, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması cihetine gidilmiştir.

SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan, istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA ve İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

İstek halinde peşin harcın temyiz eden davalıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.