"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/78 E., 2023/1196 K.
DAVA TARİHİ : 07.07.2020
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Zonguldak Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2020/49 E., 2021/55 K.
Taraflar arasındaki davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili; dava konusu taşınmazın kadimden beri davacılar tarafından kullanıldığını, kadastro tutanağının açıklama kısmında taşınmazın 1980 yılından beri davacıların 1/2 şer kullanımında olduğunun belirtildiği ancak bu hususun tutanağın beyanlar hanesine taşınmadığını, bunun sebebinin dava dışı şahsın 20 m2 samanlığı bulunması sebebiyle bu yerin kendisine satılmasına ilişkin başvurususu sonucu Çevre ve Şehircilik Müdürlüğünden gelen yazıya ilişkin olduğunu ileri sürerek; çekişme konusu taşınmazın tamamının kullanıcısının davacılar olduğunun tespiti ile bu hususun tapu kütüğünün beyanlar hanesine şerhine, aksi taktirde dava dışı şahsa ait olan 20 m2 alana sahip samanlığın taşınmazdan ayrılarak ayrı bir parsel haline getirilmesine, taşınmazın kalan kısmının davacıların kullanımında olduğunun beyanlar hanesine şerhini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; ''... dava konusu ... ilçesi ... mahallesi 125 ada 17 parsel sayılı taşınmazın davacılar tarafından meyve ve sebze bahçesi olarak ekilip biçildiği, taşınmazın üzerinde Ziraat bilirkişisinin raporunda belirtildiği üzere 35-40 yıllık meyve ağaçlarının bulunduğu ve çok uzun zamandır taşınmazın tarımsal amaçla işlendiğinin bildirildiği, fen bilirkişisinin raporunda dava konusu olan samanlığın bulunduğu 20 m2'lik alanın 125 ada 17 nolu parsel içerisinde değil 121 ada 4 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı, dava dilekçesinde bahsedilen Barış Demirel'in dava dışı olduğu görülmüştür. Dava konusu 125 ada 17 nolu parsel sayılı taşınmazda hak sahibi olabilmek için 3303 sayılı Kanun'un Ek-1 maddesinde arandığı üzere; taşınmazın 14.11.1999 tarihindeki zilyetleri veya fiili kullanıcıları olmalarıdır, davacıların 1999 yılı ve çok öncesinden bu zamana kadar taşınmazın zilyedi oldukları, taşınmazı zirai amaçlı olarak kullanmaya devam ettikleri anlaşıldığı..'' gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın tespit gibi Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, tutanağın beyanlar hanesinde bulunan şerhlerin iptaliyle ''... a) "3303 sayılı Taşkömürü Havzasındaki Taşınmaz Malların İktisabına Dair Kanun'un (3303 sayılı Kanun)
3 üncü maddesi gereğince idarenin ve ruhsat sahiplerinin maden arama ve işletme faaliyetlerine müdahale edilemez ve bundan doğacak zararlarda mülkiyet hakkına dayanılarak bir hak ve tazminat iddiasında bulunamaz." b) "Kamu Yararı ve ülke güvenliği açısından yabancı uyruklu gerçek kişiler ile kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişliğe sahip yabancı ticari şirketlerince iktisap veya sınırı ayni hak tesis edilemez" c) "14.11.1999 tarihinden evvel olmak üzere taşınmaz toplam iki hisse itibarı ile; 1 hissesi Hakkı oğlu (TC...) ..., 1 hissesi Hakkı oğlu (TC...) ... kullanımındadır."...''şerhlerinin eklenmesine karar verilmiştir".
Hükme karşı davalı Hazine vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; ''...İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; mahalli bilirkişilerin ortak beyanlarında, dava konusu taşınmazın bulunduğu mevkiye ... Mevkii denildiği, davacılar ile aynı yerde beraber büyüdükleri, davacıların doğma büyüme dava konusu yerde yaşadıkları, dava konusu taşınmazı davacılar ... ve ... birlikte kullandıkları, kardeşlerin birbirlerine yardım ettiği, yaklaşık 50 senedir taşınmazda sebze, lahana, domates, yemiş, ekip biçtikleri, 1999 yılından önce de davacılar tarafından kullanıldığı, onlara dedelerinden kaldığını dair anlatımlar ile fen bilirkişisinin 24.06.2021 tarihli raporunda; mahalli bilirkişi ve tespit bilirkişilerinin beyanları dikkate alındığında, dava konusu parselin 14.11.1999 tarihinden evvelki kullanıcısının davacıların dedelerinden kalan yer olup davacıların bahçe olarak kullanıldığını beyanlarında belirttiklerini, dava dilekçesinde Barış Demirel'in yapı kayıt belgesi aldığı samanlığın bulunduğu alan olan 20 m2'nin taşınmazdan ayrılarak ayrı bir parsel haline getirilmesine ve dava konusu parselin sınırlarının ve yüzölçümünü buna göre düzeltilerek tamamının davacıların kullanımında olduğunun tespit kayıt ve tescilinin istendiği, söz konusu samanlığın bulunduğu alan olan 20 m2'nin 125 ada 17 nolu parsel içerisinde değil, 121 ada 4 nolu parsel içerisinde kaldığının tespit edildiği, ziraat bilirkişisinin 05.07.2021 tarihli raporunda; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 Sayılı Kanun) 11 inci maddesi 1. fıkrası (e) bendinde taşınmazın değerinin 35.359,73 TL olduğu, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu (5403 sayılı Kanun) kapsamında marjinal tarım arazisi olduğu, dosyada mevcut bulunan fen bilirkişisinin raporunda taşınmazın 2009 tarihli uydu görüntüsü ile keşif (08.06.2021) tarihindeki uydu görüntüleri ve keşif esnasında yapılan incelemelerde taşınmazın ağaçlık olarak göründüğü, bu ağaçları çoğunluğunun 35-40 yaşlarında İncir, Kiraz, Elma ve Ceviz ile Fındık ocakları olmakla birlikte kısmen de orman ağaçları bulunduğu, fotoğraflarda göründüğü gibi sebze tarımı da yapılmakta olduğunun tespit edildiğine dair beyanlara, bu beyanları doğrulayan kadastro tutanağına göre ve dava konusu 125 ada 17 nolu parsel sayılı taşınmazda hak sahibi olabilmek için 3303 sayılı Kanunun Ek-1 maddesinde arandığı üzere; taşınmazın 14.11.1999 tarihindeki zilyetleri veya fiili kullanıcıları olmalarının gerektiği, davacıların 1999 yılı ve çok öncesinden bu zamana kadar taşınmazın zilyedi oldukları, taşınmazı zirai amaçlı olarak kullanmaya devam ettikleri...'' gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.