"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1974 E., 2024/251 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın kabulüne
İLK DERECE MAHKEMESİ : Fethiye 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/231 E., 2022/185 K.
Taraflar arasındaki uygulama kadastrosu davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Uygulama Kadastrosu sonucunda Muğla ili Seydikemer ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve tapuda ... adına kayıtlı bulunan eski 241 parsel sayılı 3.900,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 191 ada 3 parsel numarasıyla ve 4.542,50 metrekare yüzölçümlü olarak; ... adına tapuda kayıtlı bulunan eski 240 parsel sayılı 31.000,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 191 ada 4 parsel numarasıyla ve 31.433,85 metrekare yüzölçümlü olarak tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı dava dilekçesinde, uygulama kadastrosu sonucunda kendisine ait 191 ada 3 parsel sayılı taşınmazın sınırının yanlış belirlendiği ve yanlışlığın davalıya ait 191 ada 4 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, "davanın, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 22-a madde uyarınca yapılan yenileme kadastrosuna itiraz ile tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olduğu, yenileme çalışmaları sonucunda her iki parsel sınırlarında kısmi bir değişiklik olduğu, keşif mahallindeki gözleme göre aslında her iki parsel arasında sınırları belirleyen arkların bulunduğu ve kot farkının bulunduğu, dinlenen mahalli bilirkişiler ve davacı tanıkları da sınırların bulunduğu kısımda eskiden su değirmeni bulunduğunu ve bu değirmenin bağlı olduğu su arkının sınırları belirlediğini beyan ettikleri, hava fotoğraflarında ve ortofoto görüntülerinde tanık ve mahalli bilirkişilerin bahsettiği ve keşifte halen zeminde bulunan arkın gözüktüğü, davacı tarafından yapıldığı, tanık beyanlarında belirtilen ağılında görüntülerde yer aldığı, dosya kapsamında dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının hava fotoğrafları ve ortofoto görüntüleriyle denetlendiği, bilimsel yöntemle hazırlanan fen raporuyla beyanların örtüştüğü, böylelikle her iki parsel arasındaki kadim sınırın halen mevcut bulunan ark olduğu ve fen raporunda da açıkça belirtildiği üzere krokide (A) harfi ile gösterilen kısmın davacının parseline dahil edilmesi gerektiği kanaatine varıldığı, her ne kadar fen raporunda (B) harfi ile gösterilen kısmın ise davalının malik olduğu mezarlık vasıflı 191 ada 4 parsel sayılı taşınmaza dahil edilmesi gerektiği belirtilmişse de (B) harfiyle gösterilen kısma ilişkin açılmış bir dava bulunmadığından ve de dava konusu olmadığından bu kısım yönünden hüküm kurulmadığı, davanın aynı zamanda Kadastro Müdürlüğü'ne karşı da açıldığı ancak 4 parsel sayılı taşınmazın aktif tapu kaydı incelendiğinde Büyükşehir Belediyesi'nin malik olduğu, Kadastro Müdürlüğü'ne eldeki davada husumet düşmeyeceği, mezarlıkların salt büyüksehir belediyelerinin hüküm ve tasarrufu altında oldukları, Kadastro Müdürlüğü yönünden pasif husumet yokluğu olduğu" gerekçesiyle Kadastro Müdürlüğüne karşı açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığına karşı açılan davanın kabulüne, fen bilirkişilerinin 27.12.2021 tarihli fen raporuna ekli 8 ve 9 nolu krokide (A) harfi ile gösterilen 1.482,07 metrekarelik kısmın tapu kaydının iptali ile, 191 ada 3 parsel sayılı taşınmazla tevhidi sureti ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 27.12.2021 tarihli fen raporu ve eklerinin bir bütün halinde kararın eki sayılmasına karar verilmiş; hükmün, davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; "mahkemece yapılan keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre, davacı tarafa ait eski 241 (yeni 191 ada 3) parsel sayılı taşınmaz ile davalı ... Belediyesi adına kayıtlı eski 240 (yeni 191 ada 4) sayılı mezarlık parseli arasındaki ortak sınırın, kadimden beri zeminde mevcut olan su arkı olduğunun bildirilmiş olduğu; keşfe katılan fen ve harita mühendisi bilirkişiler tarafından, 1971 yılında yapılan tesis kadastrosundan önce ve sonraki tarihlerde oluşturulan 1965-1972-1981 ve 1992 tarihli hava fotoğrafları ile 2011 ve 2016 tarihli ortofoto görüntüleri ile tesis ve uygulama kadastrosu teknik evrakının irdelenip uygulanması ile düzenlenen bilimsel ve teknik veriler içeren, denetime elverişli, infazı kabil bilirkişi raporuna itibar edilerek, zeminde mevcut su arkının, dava konusu taşınmazlar arasında sabit sınır tipinde bulunduğu ve her iki taşınmazın ortak sınırını oluşturduğunun kabulü ile, davanın davalı ... yönünden pasif husumet yokluğundan reddine, davalı ... Belediyesi yönünden kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak davanın kesinleşen uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin olduğunun gözetilmesi ile, infazda tereddüte neden olmayacak şekilde, davanın türüne uygun hüküm kurulması gerekirken, uyuşmazlık konusu kısma ilişkin olarak davanın mülkiyet davasıymış gibi, mükerrer tescile neden olacak şekilde, uyuşmazlık konusu kısmın tapu kaydının iptali ile, bu kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesinde isabet görülmediği" gerekçesiyle davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın, davalı ... yönünden pasif husumet yokluğundan reddine, davanın, davalı ... yönünden kabulü ile yeni 191 ada 4 parsel (eski 240 parsel) ve aynı yer yeni 191 ada 3 (eski 241) parsel sayılı taşınmazların kesinleşen uygulama kadastrosu tespitlerinin ayrı ayrı iptali ile 27.12.2021 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli 8 ve 9 nolu krokilerde (A) harfi ile gösterilen 1.482,07 metrekarelik kısmın, davalı tarafa ait yeni 191 ada 4 parsel (eski 240 parsel) parsel sayılı taşınmazdan çıkartılarak, davacı tarafa ait aynı yer yeni 191 ada 3 (eski 241) parsel sayılı taşınmaza eklenerek sonuç itibariyle; davalı tarafa ait yeni 191 ada 4 parsel (eski 240 parsel) sayılı taşınmazın 29.951,78 metrekare yüz ölçümü ile davacı tarafa ait aynı yer yeni 191 ada 3 (eski 241) parsel sayılı taşınmazın 6.024,57 metrekare yüz ölçümü ile tapuya kayıt ve tesciline, 27.12.2021 tarihli bilirkişi raporu ve eklerinin kararın eki sayılmasına karar verilmiş; karar, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA,
427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 187,80 TL'nin temyiz eden davalı ...'ndan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.