Logo

8. Hukuk Dairesi2024/2687 E. 2024/6895 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen taşınmaz sınırlarına ve yüzölçümüne itiraz davasında, kadastro tespitinin doğru olup olmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Hava fotoğrafları, ölçü krokileri ve keşif sonuçları birlikte değerlendirildiğinde, uygulama kadastrosu ile belirlenen sınırın eski ve doğal sınıra uygun olduğu, yüzölçümündeki farklılığın ise ilk tesis kadastrosundaki ölçüm hatalarından kaynaklandığı gözetilerek, yerel mahkeme kararlarının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1068 E., 2024/237 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2021/12 E., 2021/105 K.

Taraflar arasındaki uygulama kadastrosu tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Uygulama kadastrosu sırasında, Mersin ili Yenişehir ilçesi Turunçlu Mahallesi çalışma alanında ve tapuda davacı ... ve müşterekleri kayıtlı bulunan eski 834 parsel sayılı 4.840,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 182 ada 5 parsel numarasıyla 3.636,55 metrekare yüzölçümlü olarak; davalı ... Tuzlacı adına tapuda kayıtlı bulunan eski 833 parsel sayılı 8.060 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, 182 ada 8 parsel numarasıyla 9.812,67 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.

Davacı ... ve arkadaşları vekili dava dilekçesinde; uygulama kadastrosu sırasında müvekkilleri olan davacılar adına kayıtlı bulunan Mersin ili Yenişehir ilçesi Turunçlu Mahallesi eski 834 yeni 182 ada 5 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksildiğini, eksikliğin davalı ... Tuzlacı'ya ait taşınmazdan kaynakladığını ileri sürerek, eski hale getirilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "... mahalli bilirkişiler tarafından 182 ada 5 ve 8 parsel sayılı taşınmazlar arasındaki sınırın taşlık alan ve ağaç olduğunun ifade edildiği, tespit bilirkişi tarafından taşınmazlar arasındaki sınırın taşlık alanın üst kısmını da alan bölümde olduğu ifade edildiği, Bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazın komşu taşınmazlarla sabit sınırının bulunmadığı, bu nedenle taşınmazlar arasındaki sınırların geçerli sınır olarak alınması gerektiği, taşınmazın tesis kadastrosuna ait krokilerde ölçüm noktalarının farklı gösterildiği, hava fotoğrafları dikkate alınarak farklı noktanın esas alınması gerektiği, 3402 sayılı kanunun 22-a maddesi uygulama çalışmalarında sınırlandırmasının ve ölçüsünün doğru yapıldığı, dava konusu taşınmazın alanının azalması sınırlandırma hatasından olmadığı, ölçü ve hesaplama yöntemi ile ölçüm noktasının hatalı alınmasından kaynaklandığı" gerekçesiyle davanın reddine, çekişmeli taşınmazların uygulama tespiti gibi tapuya tescillerine karar verilmiş; hükmün, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; "... ilk tesis kadastrosuna ait ölçü krokileri ve pafta örnekleri incelendiğinde dava konusu taşınmazın 4.840,00 m2 yüzölçümü ile tapuya kaydedildiği, bilirkişilerce incelenen ve heyet raporunda yer alan 1956, 1975, 1985 ve 1990 tarihli hava fotoğrafları ve kadastro paftasının çakıştırılması sonucunda, keşifte de gözlemlendiği üzere davacı ile davalının taşınmazları arasındaki sabit sınır niteliğindeki yolun var olduğu ve uygulama kadastrosunun da buna göre yapıldığı, bilirkişi raporunda da bahsedildiği üzere kadastro müdürlüğünden gelen ilk tesis kadastrosuna ait kroki ve pafta örneklerinin incelenmesinde parseller arasındaki hattın 78 ve 79 numaralı ölçü krokilerinde iki defa gösterildiği, özellikle 79 numaralı kroki incelendiğinde 97 ve 98 numaralı kırığın aynı noktaya iki defa verildiği ve paftasına 98 numaralı kırığın ölçüsü dikkate alınarak aktarıldığı, ancak eski tarihli hava fotoğrafları incelendiğinde doğal sınırın 97 numaralı kırık dikkate alınarak oluşturulması gerektiği, bunun keşif sırasında çekilen fotoğraflar ve tanık beyanlarından da anlaşıldığı, bununla birlikte her ne kadar keşif sırasında dinlenen tespit bilirkişisi doğru sınırın uygulama kadastrosu öncesi var olan sınır olduğunu beyan etmiş ise de, dosyadaki bilgi ve belgeler uyarınca beyanına itibar edilemeyeceği anlaşılmakla yapılan 22/a uygulamasının doğru olduğu ve bilirkişi heyetinden alınan raporda da ilk tesis kadastro sırasında hesaplanan alan ile uygulama kadastrosundaki farklılığın ilk tesis kadastrosunda kullanılan ölçü ve hesap yönteminden ve hatalı alınan kırık noktasından kaynaklandığının anlaşılması nedeniyle, yenileme kapsamında belirlenen sınırın hava fotoğraflarında görülen sınır ile uyumlu olduğu (yol) tespit edilerek davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı ..." gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve Kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 26.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.