Logo

8. Hukuk Dairesi2024/3145 E. 2024/5903 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, aynı taşınmazla ilgili daha önce açılan tapu iptali ve tescil davasında kesin hüküm olup olmadığı ve bu hükmün eldeki davayı bağlayıp bağlamadığı hususu.

Gerekçe ve Sonuç: Çekişmeli taşınmazla ilgili daha önce açılan tapu iptali ve tescil davasında, davacının feragati ile kesinleşen hükmün, aynı taraflar arasında kesin delil niteliğinde olduğu ve davacının halefiyet yoluyla bu hükümle bağlı olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2020/14 E., 2021/13 K.

KARAR : Davanın reddine

Taraflar arasındaki davadan dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı ... mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairenin 08.03.2022 tarihli ve 2022/291 Esas, 2022/2040 Karar sayılı ilamı ile Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Davalılar ... ve arkadaşları vekilleri, müdahil ... Değerler Tic. A.Ş. vekili, davalı ...'nin bir kısım mirasçıları vekil ile, mirasçı ... kayyımı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında, ... ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan 780 parsel sayılı 10.940,00 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, payları oranında davalılar ... ve müşterekleri adına tespit edilmiştir.

İtirazı Kadastro Komisyonunda reddedilen davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmış; yargılama sırasında müdahil ... Değerler A.Ş. ve diğerleri, çiftlik tapu kayıtlarından kayden ve haricen pay satın alma iddialarına dayanarak davaya katılmışlardır.

İlk Derece Mahkemesince verilen davacıların davasının reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline, müdahiller yönünden mahkemenin görevsizliğine ilişkin 28.07.2011 tarihli önceki karar, davacılar vekili ile müdahil ... tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 10.04.2019 tarihli ve 2016/9812 Esas, 2019/2629 Karar sayılı ilamıyla; "Mahkemece tespit gibi tescile karar verilmiş ise de kadastro tespitinin komisyon kararı ile değiştirildiği gibi komisyon kararı ile payda "80" olarak belirtildiği halde dağıtılan payların toplamının "79" olması nedeniyle komisyon kararının infazına da olanak bulunmadığı, kadastro hakimi infaza elverişli hüküm kurmakla yükümlü olduğu açıklanarak, infazı kabil olmayacak şekilde hüküm kurulmasının isabetsizliğine” değinilerek bozulmuş; bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda Mahkemece 23.03.2016 tarihli kararla verilen davanın reddine, ... Köyü 780 parsel sayılı taşınmazın 30.07.1973 tarihli kadastro komisyon kararındaki tespit gibi tapuya tesciline dair hüküm, davacılar vekilinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 10.04.2019 tarihli ve 2016/9812 Esas, 2019/2629 Karar sayılı ilamıyla; “Mahkemece, bozma ilamına uyulduğu halde bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği, bozma ilamına uyulmakla, hüküm lehine bozulan taraf yararına usulü müktesep hak doğacağı, bu hakkın zedelenmemesi için, bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesinin gerektiği, önceki tarihli bozma ilamında, kadastro tespitinin komisyon kararı ile değiştirildiği, komisyon kararında ise pay ve payda birbirini tutamayacak şekilde karar verildiği için infaz kabiliyetinin olmadığı belirtilerek infaza elverişli hüküm kurulması gereğine değinildiği halde, mahkemece bu husus göz ardı edilerek komisyon kararı gibi tescile karar verildiği, her ne kadar hükmün gerekçe kısmında bu kararın sehven verildiği belirtilmiş ise de komisyon kararı ile tespit maliklerine kadastro tespitlerinde verilen payın 5 katı pay verildiği ve eksik payın tespit maliki ...'den kaynaklandığının göz ardı edildiği belirtilerek, payları belirlenecek ve paydaya eşit olacak şekilde, tescile karar verilen pay miktarı, adı, soyadı, baba adı ve T.C. Kimlik Numarası, hüküm yerinde açıkça belirtilerek infazı mümkün, doğru sicil oluşturacak nitelikte hüküm kurulması" gereğine değinilerek bozulmuş ve bozma ilamına karşı davacılar vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulması üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 11.06.2020 tarihli ilamıyla; davacı vekili, esasa yönelik karar düzeltme nedenlerini de bildirmiş ise de, yukarıda ayrıntısı ile açıklandığı üzere önceki tarihli bozma ilamı ile karar düzeltmeye konu bozma ilamında, ortada infazı kabil, temyiz denetimine elverişli bir hüküm bulunmaması nedeniyle hükmün bozulmasına karar verildiği, esasa yönelik temyiz nedenlerinin iki bozma ilamında da bu nedenle incelenmediği, bu husus önceki tarihli ilk bozma ilamında açıkça belirtildiği halde, eldeki karar düzeltmeye konu bozma ilamında bu ifadenin yazılmasının sehven göz ardı edildiği açıklanarak, davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin bu nedenle kabulü ile 10.04.2019 tarihli ve 2016/9812 Esas, 2019/2629 Karar sayılı bozma ilamının son paragrafının 15. satırında “hükmün bozulmasına” sözlerinden sonra “bozma nedenine göre sair yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına” sözleri ilave edilerek hükmün genişletilmiş bu şekliyle bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda 07.04.2021 tarihli karar ile; davacının davasının reddine, ... Köyü 780 parsel sayılı taşınmazın tespitine esas komisyon kararında pay hatası olduğu anlaşıldığından kadastro tespitinin iptali ile 23040 pay kabul edilerek payları oranında (isim ve paylar hüküm yerinde yazılarak) tespit malikleri mirasçıları adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dairenin 08.03.2022 tarihli ve 2022/291 Esas, 2022/2040 Karar sayılı ilamı ile; " ... Mahkemece, öncelikle tespitin yapıldığı 1969 yılından öncesine ait tüm stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Müdürlüğü'nden istenilerek dosyaya konulması; bundan sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile 3 ziraat mühendisi ve 3 jeodezi ve fotogrametri mühendisinin katılımıyla yeniden keşif yapılması ve bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın ilk olarak ne zaman ve nasıl zilyet edilmeye başlandığı ve zilyetliğin kim tarafından ne şekilde sürdürüldüğü hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, beyanlar arasında ve özellikle daha önce yapılmış bulunan keşiflerde alınan beyanlarla bu keşifte alınan beyanlar arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılması; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kuruluna, hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılmak ve en eski tarihli uydu fotoğrafları da değerlendirilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesi, taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla ölçekleri eşitlenmek suretiyle uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması; ziraatçi bilirkişi kuruluna, taşınmazın zirai faaliyete konu olup olmadığı, üzerindeki zilyetliğin hangi tarihte başladığı ve hangi tasarruflarla sürdürüldüğü, kullanım sınırlarının oluşup oluşmadığı hususlarında bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, önceki raporu da irdeler mahiyette, taşınmazın her yönünden çekilmiş fotoğraflarının da eklendiği, denetime elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlettirilmesi; bundan ayrı olarak harita mühendisleri bilirkişi kurulundan, davalı ... ve arkadaşlarının dayandıkları “... ... ...” mevkili çiftlik tapusunun miktarından orman olarak devletleştirilen miktar ile okaliptus fidanlığı olarak kamulaştırıldığı anlaşılan miktar düşülmek suretiyle, davacı çiftlik tapu malikleri adına kesinleşen ve en kuzeyde bulunan taşınmazlardan başlanarak bu taşınmazların dış sınırları esas alınmak suretiyle miktarıyla kapsam tayin etmeleri ve belirlenen bu alanı memleket haritaları ile kadastro paftasını çakıştırarak düzenleyecekleri haritalar üzerinde, çekişmeli taşınmazında bu kapsamda kalıp kalmadığını açıklar şekilde göstermeleri istenilmesi; Mahkemece tüm bu araştırma ve inceleme tamamlandıktan sonra, en eski hava fotoğraflarında taşınmazın ekonomik amacına uygun şekilde kullanılan tarım arazisi niteliğinde olup olmadığı, tarım arazisi niteliğinde ise davacı tarafından kadim zilyetliğe dayalı olarak dava açıldığına göre Arazi Kanunnamesi'nin 20 ve 78. maddelerinin davacı lehine gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılması; en eski hava fotoğraflarına göre taşınmazın tarım arazisi olarak kullanılmayan yerlerden olduğunun anlaşılması ve davalıların dayandığı “... ... ...” mevkili çiftlik tapusunun miktarıyla geçerli kapsamında kaldığının belirlenmesi halinde tapu kaydına değer verilmesi gerektiği düşünülmesi, miktarıyla belirlenen tapu kaydı kapsamında kalmadığının anlaşılması halinde tespit tarihi itibariyle davacı lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi ..." gereğine değinilerek hüküm bozulmuş, bozma ilamına karşı davalılar ... ve arkadaşları vekilleri, müdahil ... Değerler Tic. A.Ş. vekili, davalı ...'nin bir kısım mirasçıları vekil ile, mirasçı ... kayyımı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

Dosya kapsamına göre; başlangıçta davacı ... tarafından 743, 757 ve 780 parsel sayılı taşınmazlar hakkında davalılar ... ve müştereklerine karşı kadastro tespitinin iptali ile taşınmazların adına tescili istemiyle askı ilan süresi içinde kadastro tespitine itiraz davası açtığı, müdahil ...'ın 743 parselin adına tescili istemiyle davaya katıldığı, davalı tarafça, taraflar arasında Asliye Hukuk Mahkemesine görülen 1960/104 Esas, 1961/25 karar sayılı dosyasında konu edilen taşınmazlarla eldeki davanın konususun aynı taşınmazlar olması nedeniyle kesin hükmün varlığının savunulduğu, Kadastro Mahkemesince bu yönde keşfin yapıldığı ve 08.02.2001 tarihli 1973/92 Esas, 08.02.2001 tarihli kararıyla da 743 parsel sayılı taşınmazda davacı ...'un bir hakkının bulunmadığı müdahil ...'a ait olduğu, davalı tarafça da müdahil adına tesciline muvafakat edildiği gerekçesiyle 743 parsel sayılı taşınmazın müdahil ... adına tesciline, 757 parsel sayılı taşınmazın 1960/104 Esas- 1961/25 Karar sayılı dosyasında davacılar vekilinin 09.04.1955 tarihli dilekçesinin 22/A maddesinde ... tarlası olarak konu edilen yer olup ...'dan da davacı ...'a hibe yoluyla geçtiğinden halefiyet yoluyla bağlayacağı gerekçesiyle davasının davasının reddine ve 757 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tesciline, 780 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davanın ise tefriki ile ayrı bir esasa yadına karar verildiği, davacı ...'un temyizi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesince 757 parsel sayılı taşınmaz yönüyle hükmün onandığı anlaşılmaktadır.

Yukarıdaki paragrafta sözü edilen; 08.02.2001 tarihli 1973/92 Esas 2001/3 karar sayılı karar içeriğinde; 780 parsel sayılı taşınmazın öncesinde ...'e ait iken arazisinin fazla olması nedeniyle davacı ...'a hibe ettiği, 1960/104 Esas, 1961/25 karar sayılı dosyasında doğusu- güneyi- kuzeyi Azmak, batısı ... olarak belirtilen taşınmazın, yapılan keşif sonucunda ... taşınmazının doğudaki 781 parsel olduğu, diğer yönlerinin ise değişken hudutlu olması nedeniyle kesin hüküm kapsamında kabul edilmeyeceği (işin esasının incelenmesi için) gerekçesiyle tefrik kararının verildiği belirtilmiştir.

780 parsel sayılı taşınmazın yukarıda belirtilen dosyasından tefrik edilerek 2001/11 Esasına kaydolunmuş, mahkemece verilen değişik tarihli davanın reddine davalı taraf adına tesciline dair kararlar davacı tarafın temyizi üzerine sair hususlar incelenmediği belirtilerek usulden bozulmuş, bozma ilamlarına uyularak yapılan yargılama sonunda eldeki 07.04.2021 tarihli karar da ise; davalı tarafın asli zilyet olduğu, davacı tarafın malik sıfatıyla zilyet olduğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Öncelikle çözümlenmesi gereken husus eldeki davanın konusu olan 780 parsel sayılı taşınmazın Asliye Hukuk Mahkemesinin 1960/104 Esas, 1961/25 Karar sayılı ve davacılar tarafından eldeki dosyanın davalılarına (yada murislerine) karşı tapu iptali istemiyle açılan ve davacılarının feragatiyle sonuçlanan davada dosyasında konu edilen taşınmazlar arasında olup olmadığı, var ise eldeki davanın tarafları olan davacı ... ile davalılar arasında kesin delil niteliğinde bulunup bulunmadığı noktasında bulunmaktadır.

Kadastro Mahkemesince; yapılan 25.07.2000 tarihli keşifte dinlenen yerel bilirkişilerin beyanlarından; 780 parsel sayılı taşınmazın bilindiğinden beri ...'ün tasarruf ve zilyetliğinde iken arazisinin fazla olmasından dolayı tahminlerine göre 30 seneyi askın bir süre önce davacı ...'a hibe ederek zilyetliğini devrettiği, o tarihten itibaren davacı ...'un tasarruf ve zilyetliği altında bulunduğu, 1960/104 Esas sayılı dosyasında verilen dilekçenin 3. sayfasının 8. sırasında ve (A) bendinde ... tarlası olarak geçen ada tarla mevkii; doğu- kuzey ve güneyi azmak, batısı ... olarak belirtilen taşınmazın mevki ve sınırları itibariyle burası olduğu, batıda okunan ... taşınmazının aslında zeminde doğuda bulunan komşu 781 parsel olup, ... tarafından tespit maliklerine karşı (aynı zamanda eldeki dosyanın davalıları) dava açtığı, bilahare davalılar ile anlaşarak taşınmazın davalılarda kaldığını bildirmişler; fen bilirkişileri tarafından düzenlenen raporda da; kadastro paftası üzerinde söz konusu sınırlar gösterilmiş ve 1960/104 Esas sayılı dosyasında verilen dilekçenin 3. sayfasının 8. sırasında ve (A) bendinde geçen taşınmaz olduğu bildirilmiştir.

Hal böyle olunca; 1960/104 Esas sayılı dosyasında verilen dilekçenin 3. sayfasının 8. sırasında ve (A) bendinde geçen ada tarla mevkii; doğu- kuzey ve güneyi azmak, batısı ... olarak belirtilen taşınmazın mevki ve sınırları itibariyle 780 parsel sayılı taşınmaz olduğu (dilekçede doğu ve batı sınırının ters yazılmasının açık maddi hata olduğu), ... ve ...'un da davacıları arasında yer aldığı, 780 parsel sayılı taşınmazın öncesinde ...'e ait iken hibe ile davacı ...'a geçtiği, Asliye Hukuk Mahkemesinin 1960/104 Esas,1961/25 Karar sayılı ve davacılar tarafından eldeki dosyanın davalılarına (ya da murislerine) karşı tapu iptali istemiyle açılan ve davacılarının feragatiyle sonuçlanan, dolayısıyla halefiyet yoluyla davacı ...'u da bağlayacağı kesin delil niteliğinde bulduğu yerel mahkeme hükmünün bu gerekçelerle onanması gerekirken sehven gözden kaçırıldığı bu kez karar düzeltme incelemesi sırasında anlaşılmıştır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Davalılar ... ve arkadaşları vekilleri, müdahil ... Değerler Tic. A.Ş. vekili, davalı ...'nin bir kısım mirasçıları vekil ile, mirasçı ... kayyımı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile; Dairenin 08.03.2022 tarihli ve 2022/291 Esas, 2022/2040 Karar sayılı bozma ilamının ortadan kaldırılmasına ve hükmün yukarıda belirtilen gerekçelerle ONANMASINA,

İstek halinde peşin harcın karar düzeltme isteyenlere ayrı ayrı iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.