Logo

8. Hukuk Dairesi2024/363 E. 2024/274 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazine adına tapu iptali ve tescil davasının, kadastro mahkemesinde aynı taşınmazla ilgili derdest bir dava varken, asliye hukuk mahkemesinde görülüp görülemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tutanağının kesinleşmesi için kadastro mahkemesindeki davanın sonuçlanması gerektiği, bu nedenle asliye hukuk mahkemesinde açılan davanın kadastro mahkemesinin görev alanına girdiği ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 26. maddesi uyarınca görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Davanın reddine

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın usulden reddine karar verilmiş olup hükmün davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde; ... köyü çalışma alanında yapılan kadastro çalışmaları sonucunda, 105 ada 4 parsel ... taşınmazın davalılar adına tesbit ve tescil edildiğini, ancak dava konusu yerlerin devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan yerlerden olmasına rağmen sehven davalılar adına tescil gördüğünü, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin özel şahıslar adına tescilinin mümkün olmadığını ileri sürerek, taşınmazın davalılar adına yapılan tescilinin iptali ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince verilen davanın usulden reddine dair ilk karar, davacı Hazine vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 26/12/2012 tarihli ve 2013/1255 Esas, 2013/19869 Karar ... ilamıyla; " İlk Derece Mahkemesince, 6100 ... HMK.nun 120.maddesi uyarınca gider avansının yatırılması için davacı tarafa kesin süre verilmesine rağmen süresinde yatırılmadığı gerekçesiyle aynı Kanun'un 115/2. maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağının bulunmadığı, şöyle ki; gider avansına ilişkin 6100 ... Yasa'nın 120. maddesinin dava konusu olayda uygulanmasının mümkün olmadığı, davanın açıldığı 30.10.2009 tarih itibariyle yürürlükte olan 1086 ... Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda gider avansı alınmasına yönelik bir düzenleme bulunmadığı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 ... HMK'nun 114/g maddesinde ise, gider avansı dava şartı olarak düzenlenmiş olduğu, öte yandan 6100 ... HMK' nun 448. maddesinde, ' Bu Kanun hükümleri tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanır ' düzenlemesi yer almakta olup, anılan düzenlemenin 6100 ... Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal yürürlüğe gireceğine yönelik olduğu, uyuşmazlığa konu davanın 1086 ... HUMK.nun zamanında açılmış bulunması dilekçelerin tesbit aşamasını geçip tahkikat aşamasına geçilmiş bulunduğu gözetilerek, bu aşamada HMK'nun 324. maddesi uyarınca sadece delil avansı istenebileceği gözden kaçırılarak kapsamıda belirtilmeden yazılı şekilde gider avansı istenmesinin yerinde olmadığı, Hukuk Genel Kurulu'nun 12.12.2012 tarihli ve 2012/9-1202 Esas, 2012/1218 Karar ... ilamında da bu hususa değinildiği, temyize konu dava, 1086 ... Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun yürürlükte olduğu 30.10.2009 tarihinde açıldığı, anılan Kanun' un 448. Maddesine göre dava açmak ta bir işlem olup, gerekli harç ve giderler yatırıldıktan sonra usulüne uygun olarak esas defterine kaydedilmesiyle bu işlemin tamamlanmış olacağı, buna göre, dava açma işlemi 1086 ... Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun yürürlükte olduğu dönemde tamamlanmış olduğundan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 ... Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 120. maddesinin eldeki davaya uygulanması söz konusu olamayacağı açıklanarak, söz konusu Kanun maddesi uyarınca verilen kesin süre içerisinde gider avansının yatırılmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesinin isabetsizliğine" değinilerek bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; " dava konusu taşınmaz hakkında eldeki dava devam ederken Karakoçan Kadastro Mahkemesince verilen 2014/38 Esas ... kararın Yargıtay tarafından onanarak 24.04.2017 tarihinde kesinleştiği, bu sebeple dava konusu taşınmaz hakkında kesinleşen bir mahkeme kararı bulunduğu " gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş: hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, yazılı şekilde karar verilmiş ise de, bu karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Şöyle ki; 3402 ... Kadastro Kanunu' nun " Zaman bakımından görev ve yetki " başlıklı 26. Maddesinin birinci fıkrasında; " Kadastro Mahkemesi;

A) 10 uncu maddeye göre kadastro komisyonu tarafından gönderilen tutanaklara ait davaları,

B) 11 inci maddede belirtilen askı ilanı içinde açılan davaları,

C) Mahalli hukuk Mahkemelerinden 27 nci madde uyarınca Kadastro Mahkemesine devredilen dava ve dosyaları,

D) Kadastro Mahkemelerine dava açıldıktan sonra, tesbitten önceki haklara dayanarak, asli müdahil olarak katılanların iddialarına dair uyuşmazlıkları, inceler ve karara bağlar. " hükmüne, aynı Kanun maddesinin üçüncü fıkrasında ise " Kadastro mahkemesinin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. " hükmüne yer verilmiştir.

6100 ... Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 ... Kanun) görevin belirlenmesi ve niteliği başlıklı 1 inci maddesinde, , mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu belirlendiğinden, bu hususun mahkemelerce yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetilmesi gerekir.

Somut olaya gelince; dava tarihinde, dava konusu taşınmaz hakkında, Karakoçan Kadastro Mahkemesinin 2014/38 Esas ... dosyası ile görülmekte olan bir dava bulunduğuna göre, dava tarihi itibariyle taşınmaza ilişkin kadastro tutanağının kesinleştiğinden söz edilemez. Kadastro tutanağının kesinleştirilerek tapuya tescilinin sağlanması da Kadastro Mahkemesindeki söz konusu dava nedeniyle yok hükmündedir. Kadastro tutanağı kesinleşmeyen dava konusu taşınmaz hakkında genel (Asliye Hukuk Mahkemesinde) mahkemede açılan eldeki davanın, dava tarihi itibariyle Kadastro Mahkemesinde derdest olan davaya müdahale niteliğinde olduğunun kabulü gerekir.

Hal böyle olunca; İlk Derece Mahkemesince, dava tarihi itibariyle dava konusu taşınmaz hakkında Kadastro Mahkemesinde görülmekte olan dava nedeniyle, taşınmaza ilişkin kadastro tutanağının hukuken kesinleşmediği / kesinleşmeyeceği ve bu nedenle, 3402 ... Kanun' un 26. Maddesi uyarınca eldeki davada Kadastro Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik kararı verilerek dava dosyasının Kadastro Mahkemesine gönderilmesi gerekirken, belirtilen dava dosyasının eldeki dava yönünden bekletici mesele yapılması doğru görülmemiş ve bu sebeple hükmün bu sebeple bozulmasına karar verilmiştir.

SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;

Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile 6100 ... HMK'nin Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 ... HUMK'un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

3402 ... Kanun'un 36/A maddesi gereğince harç alınmasına mahal olmadığına,

1086 ... Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

24.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.