Logo

8. Hukuk Dairesi2024/4096 E. 2024/4808 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemesi, Yargıtay'ın dosyayı ilk derece mahkemesine iade kararında maddi hata olup olmadığını sorgulamaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay, önceki kararında dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine hükmetmiş olup, bu kararın 6100 sayılı HMK'nin geçici 3. maddesi uyarınca doğru olduğu, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesi gerektiği ve bu hususta içtihat değişikliği bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi'nin maddi hata talebinin reddine ve dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine iadesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Bölge Adliye Mahkemesine Gönderilmek Üzere İlk Derece Mahkemesine İade

MADDİ HATA TALEP EDEN : Bölge Adliye Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairenin 18.10.2023 tarihli ve 2021/4165 Esas, 2023/5318 Karar sayılı ilamı ile dosyanın İlgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzerine İlk Derece Mahkemesine iadesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince Dairemizin iade kararında maddi hata olup olmadığı hususunun değerlendirilmesi yönünden talepte bulunulmuş olmakla; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Dairenizin 06.03.2024 tarih , 2024/770 Esas ve 2024/331 Karar sayılı kararında; emsal kararlara ithafen belirtildiği üzere "6100 sayılı HMK'nin 373/4 maddesi; "Yargıtayın bozma kararı üzerine ilk derece mahkemesince bozmaya uygun olarak karar verildiği takdirde, bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabilir." hükmünü, geçici 3/2. maddesi; "Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez." hükmünü içerdiği, açıklanan 373/4 ve diğer yasa maddelerinin düzenleniş amacının, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlara karşı Yargıtay yoluna başvurulmasını ve karar kesinleşinceye kadar kanun yolu denetiminin Yargıtay tarafından yapılmasını sağlamak olduğu, diğer bir anlatımla, Yargıtayın verdiği bozma kararları üzerine verilen kararların tekrar Yargıtay denetiminden geçmesi, eş söyleyişle Yargıtay kararının istinaf yolu ile denetlenmesinin önüne geçilmesinin amaçlandığından, daha önce Yargıtay denetiminden geçerek bozulan davalarda bozma sonrası yeniden verilen kararların temyiz kanun yoluna tabi olduğu, asıl kararı inceleme yetkisinin Yargıtay'a ait olduğu" hususunda Dairemizce herhangi bir içtihat değişikliği bulunmamakta olup değerlendirilmesi istenen Dairemizin 18.10.2023 tarihli 2021/4165 Esas ve 2023/5318 Karar sayılı ilamında da "01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesi gereği; Bölge Adliye Mahkemelerinin 26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un (5235 sayılı Kanun) Geçici 2 inci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı, 341 inci maddesinde ise İlk Derece Mahkemelerinden verilen nihai kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği, 361 inci maddesinde de Bölge Adliye Mahkemesi hukuk dairelerinden verilen temyizi kabil nihai kararlar ile hakem kararlarının iptali talebi üzerine verilen kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabileceği hükme bağlanmış; 07.11.2015 tarihli ve 29525 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre de Bölge Adliye Mahkemelerinin 20.07.2016 tarihinde göreve başlaması kararlaştırılmıştır." denilmek suretiyle içtihatımızda bir değişiklik yapılmadığı da açıktır.

Dosya incelendiğinde; dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan çalışmalara itiraz ve Orman İdaresinin 10.07.2012 tarihinde verdiği açıklama dilekçesinde de ayrıca belirttiği mülkiyet ve orman vasfıyla taşınmazın Hazine adına tescili talebine ilişkindir. Bu doğrultuda dava ilk olarak Kumluca Kadastro Mahkemesinin 2012/40 Esas sayılı dosyasında görülmüş olup Mahkemece keşif, mahalli bilirkişi beyanları ve bilirkişi raporları doğrultusunda 3402 sayılı Kanunu 22/a maddesi gereği yapılan çalışmalarda orman alanında azalma meydana geldiği, çalışmanın usulüne uygun yapılmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, dava konusu 159 ada 7 parsel sayılı taşınmazın 29.06.2012 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 7286,89 m2 lik kısmın bu parselden ayrılarak orman alanında olduğunun tespitine, dava konusu 159 ada 7 parselin 2919,42 m2 olarak tesciline, davacı ... İdaresinin tescil talebi yönünden ise mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. Karar, davalı ... tarafından temyiz edilmiş olup temyiz dilekçesinde; bilirkişi raporlarının hatalı olduğu taşınmazın tarla vasfında olduğu belirtilerek temyiz edildiği, davacı ... İdaresinin mülkiyete ilişkin açtığı dava yönünden verilen görevsizlik kararına bir itirazının olmadığı görülmüş, davacı ... İdaresinin ise hiç temyiz talebinde bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu doğrultuda davalının temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 05.03.2013 tarihli, 2012/15553 Esas ve 2013/2291 Karar sayılı ilamı ile sadece davacı ... İdaresinin 3402 sayılı Kanunun 22/ 2-a maddesi gereği yapılan çalışmalara itirazı yönünden inceleme yapılmış olup her ne kadar bozma ilamında "Kadastro Mahkemesinin genel olarak görevi, 3402 sayılı Kanunun 25. maddesinde; zaman bakımından görev ve yetkisi ise, aynı Kanunun 27. maddesinde düzenlenmiştir. 3402 sayılı Kanunun 22/2-a gereğince yapılan tesbitte taşınmazın mülkiyeti, çapı ve yüzölçümü tartışma konusu edilemez. Bu işlemde uygulama kabiliyeti bulunmayan ve harita tekniğine uymayan haritalar yerine, ülke koordinat sistemine uygun sayısal haritaları düzenlenerek, bu tesbitin kesinleşmesi halinde tapu malikleri adına tapuya tescil edilir.

O halde, yetersiz kadastro paftalarının yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik hataların düzeltilmesi işleminin kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılmadığı iddiasıyla açılan davada kadastro mahkemesi görevli olup, taşınmazın mülkiyetine ve niteliğine ilişkin davalarda kadastro mahkemesi görevli değildir. Somut olayda; Orman Yönetimi, çekişmeli taşınmazın yenilemeden önceki haliyle kısmen yörede 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman tahdidi içinde kaldığı, bu bölümün tesbitinin iptalini ve orman niteliğiyle Hazine adına tescilini istediğine ve dava dilekçesi aynı zamanda mülkiyete ilişkin bir istem içerdiğine göre, mülkiyete ve tasarrufa ilişkin bu davada genel mahkeme görevlidir. Ancak, dava aynı zamanda 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi ve ilgili yönetmelik hükümlerine göre yapılan teknik çalışmaya itiraz niteliği taşıdığından, çalışmanın kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı yöntemince araştırılmalı ve bu yönde olumlu ya da olumsuz bir karar verilmelidir.

Bu nedenle; mahkemece, çekişmeli parselin yenilemeden önceki tutanak ve haritaları ile yenilemeden sonraki çapı, haritası ve tutanağı getirtilerek, harita ve jeodezi uzmanı bilirkişi vasıtasıyla keşif ve inceleme yapılarak, yapılan çalışmanın 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesiyle, 26.11.2006 gün ve 26361 sayılı Resmî Gazete' de yayımlanan Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usûl ve Esaslara İlişkin Yönetmelik hükümlerine uygun çalışma yapılıp yapılmadığı saptanmalı, bu konuda bilirkişiden bilimsel verileri içeren rapor alınmalı, yapılan çalışmaların kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu belirlenirse, bu aykırılıkları giderecek hüküm kurulmalı, çalışmanın kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapıldığı saptanırsa, Orman Yönetiminin bu yöne temas eden davasının reddine karar verilmeli; dava dilekçesinde aynı zamanda taşınmazın bir bölümünün kesinlemiş orman kadastrosu sınırları içinde kalan devlet ormanı olduğu iddia edildiğinden, bu davada kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gözetilerek, tasarrufa ilişkin bu dava yönünden görevsizliğe karar verilmelidir. Mahkemece eksik araştırma inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır." denilmek suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuşsa da Mahkemenin, Orman İdaresinin mülkiyet talebine yönelik verilen görevsizlik kararı bozulmamış, sadece mülkiyete ilişkin talebin genel mahkemede görülmesi gerektiğine ilişkin açıklama yapılmıştır. Bu bozma üzerine dosya, aynı Mahkemenin 2013/73 Esas numarasını almış olup Mahkemece keşif, mahalli bilirkişi, tespit bilirkişisi ile teknik bilirkişi raporları doğrultusunda davacı ... İdaresi vekilinin 3402 sayılı Kanunun 22/ 2-a maddesi gereğince uygulama tutanağına itiraz talebi yönünden davasının kabulüne , dava konusu taşınmazın uygulama tespitinin iptali ile 159 ada 7 parsel uygulama parselinin 13.11.2014 tarihli fen ve harita bilirkişilerinin ortak raporunda (C) harfi ile gösterilen 3371,09 m2 yüzölçümündeki bölümünün uygulama parselinden iptal edilmek suretiyle 159 ada 7 parsel sayılı taşınmazın 6835,22 m2 yüzölçümlü olarak tapuya tesciline, davacı ... İdaresinin mülkiyet iddiasına yönelik talebi yönünden ise ilk kararda olduğu gibi mahkemenin görevsizliğine, kararın kesinleşmesi üzerine talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Kumluca Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Karar davacı ... İdaresi vekili tarafından daha fazla kısmın orman alanında kaldığından bahisle temyize gelinmiş olup mülkiyete ilişkin talebi yönünden verilen görevsizlik kararı temyize konu yine edilmemiştir. Davalı ... vekili tarafından ise eksik ve hatalı inceleme yapıldığından bahisle esasa ilişkin temyize gelinmiş olup davacı ... İdaresinin mülkiyet talebi yönünden verilen görevsizlik kararı temyize konu edilmemiştir. Tarafların temyiz talepleri üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 03.03.2016 tarihli 2015/6319 Esas ve 2016/2754 Karar sayılı ilamı ile bu defa İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiş, davalı ... vekili karar düzeltme talebinde bulunmuşsa da Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 01.11.2016 tarihli 2016/9141 Esas ve 2016/9874 Karar sayılı ilamı ile karar düzeltme talebinin reddine karar verilerek aynı tarihte dosya kesinleşmiştir. Kesinleşme sonrasında davacı ... İdaresince mülkiyete yönelik talep yönünden dosyanın süresinde Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi istenilmiş olup dosya Kumluca 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2016/347 Esas numarası ile şimdiki esasını almıştır.

Görüldüğü üzere davacı ... İdaresinin eldeki dosyada kalan talebi mülkiyete ilişkin olup bu talep yönünden Kadastro Mahkemesinde geçirilen ve az yukarıda anlatılan safahatta hiç bozma söz konusu olmadığından, nihai olarak da mülkiyete ilişkin görevsizlik kararı onanarak dosya Asliye Hukuk Mahkemesine süresinde gönderildiğinden, Kumluca Asliye Hukuk Mahkemesinin incelenmekte olan 2016/347 Esas numaralı dosyasında artık bu talep ilk kez ele alındığından ve kök davadan bağımsız, yeni bir dava olduğundan kök davaya ilişkin kararın Yargıtay tarafından incelenmiş olmasının sonuca etkisi yoktur.

O halde; temyize konu mahkeme kararı, Bölge Adliye Mahkemelerinin 20.07.2016 tarihinde göreve başlamasından sonra 06.11.2018 tarihinde verildiğine göre, kanun yoluna dair 1086 sayılı Kanun hükümleri değil 6100 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiğinden, 6100 sayılı Kanun'un 6723 sayılı Kanun'un 34 üncü maddesi ile değişik geçici 3 üncü maddesi gereği dosyanın incelenmeksizin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.

S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Dosyanın Dairemizin 18.10.2023 tarihli, 2021/4165 Esas ve 2023/5318 Karar sayılı ilamında maddi hata olup olmadığı hususunun değerlendirilmesi yönünden talepte bulunan Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesine İADESİNE,

11.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.