"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/921 E., 2024/194 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mudanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/151 E., 2022/57 K.
Taraflar arasındaki tapu kaydının düzeltimi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın mülkiyeti davacıya ait olup dava konusu taşınmazın ... Mahallesi ... Mevkii Cilt ... sayfa ... sıra ... ya (127 ada 170 parsel) kayıtlı adresinde bulunduğunu, taşınmazın ilk maliklerine Toprak Tevzii Komisyonunca verildiğini, birkaç tedavülden sonra davacıya geçtiğini, Mudanya Asliye Hukuk Mahkemesi 1996/441 Esas, 2004/477 Karar Numaralı dosyaya da konu olan 1 hektar 10 dönüm olan yerin Orman Genel Müdürlüğü tarafından alındığını ve yerin zeytinlik olan kısmı aileye bırakıldığını, dava konusu yerin vasfı orman olsa bile mülkiyet açısından devlete ait olmayıp tapu sahibine ait olması gereken yerlerden olduğunu, davacıda dava konusu yere ait eski tapu kaydı bulunduğunu tapu tescilinin güncel durumunun bildirilmesi ve bu anlamda sicilde düzeltme yapılması için başvuru zorunluluklarının doğduğunu, davacıya ait olan bu yerin halen daha tescilinin olmaması hukuka aykırılık teşkil etmekte olup davacının mülkiyet hakkını kullanmasına engel olduğunu, bu nedenle tescilin yeniden yapılması gerektiğini belirterek, Medeni Kanun 1008 inci maddesi gereği sahip olunan mülkiyet hakkının Bursa ili ... ilçesi ... Mahallesi sınırları içerisinde ... mevkiinde bulunan arazinin davacı ... adına Medeni Kanunun ilgili maddeleri gereğince tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "Mudanya Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1996/441 Esas sayılı dosyanın incelenmesinden davacı ..., davalılar Orman Genel Müdürlüğü'ne izafeten ... Orman İşletme Şefliği ve Maliye Hazinesine izafeten ... Mal Müdürlüğü aleyhlerine ... beldesi, ... mevkii cilt:..., Sayfa:..., Sıra:...'da kayıtlı taşınmazın maliki olduğunu, dava konusu taşınmazın ilk malikine toprak tevzii komisyonunca verildiği ve birkaç tedavülden sonra davacıya geçtiği, krokide (A) harfi ile gösterilen kısmın orman kadastro komisyonunca orman sınırları içerisine alındığını; taşınmazın tapu kaydındaki hudutlarından kuzey sınırının Kapanca yolu ile ilgisi kesilerek kuzey sınırı Devlet ormanı olarak gösterildiğini, taşınmazın toprak yapısı ve bitki örtüsü itibarı ile de orman ile alakası olmadığını, bu nedenle haritada (A) harfi ile gösterilen kısma ait kadastro tespitinin iptali ile davacı adına yeniden tapuya tescilini talep ettiği, yapılan yargılaması sonunda 15.06.2004 tarihli ve 1996/441 Esas- 2004/477 Karar sayılı ilamı ile Davanın reddine karar verildiği, hükmün davacı tarafça temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesi Başkanlığı'nın 08.03.2005 tarihli ve 2004/12770 Esas, 2005/2335 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verildiği, davacının tashihi karar talebi üzerine dosyanın Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderildiği ve aynı daire Başkanlığı'nın 01.07.2005 tarihli ve 2005/5564 Esas, 2005/8954 Karar sayılı ilamı ile tashihi karar isteminin reddine karar verilerek dosyanın 12.04.2005 tarihinde kesinleştiği; dava konusu 127 ada 170 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanaklarının incelenmesinde 13.03.2001 tarihli beyana göre Kadastro Mahkemesinde dava açılmakla parsele yönelik işlemin o tarihte kesinleşmediği ve halen parsel kaydında davalıdır şerhinin göründüğü, ancak yapılan incelemede Mudanya Kadastro Mahkemesinde davacısı ... ve davalısı Orman Genel Müdürlüğüne izafeten ... Orman İşletme Şefliği ile Maliye Hazinesi olan ve ilgili parsele yönelik açılan 2001/16 Esas sayılı dosyasından 25.03.2003 tarihinde görevsizlik kararı verildiği, dosyanın görevli Mudanya Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/984 Esas sayılı dosyasına kaydının yapıldığı, davacının Mahkeme huzurunda 08.04.2004 tarihli celsede ileride dava açma hakkı saklı kalmak üzere dosyasını müracaata bıraktığına dair beyanı ile işlemden kaldırıldığı ve açılmamış sayılmasına karar verildiği, Yargıtay 20. (Kapatılan) Hukuk Dairesinin 07.07.2005 tarihli ve 2005/4838 Esas, 2005/9280 Karar Sayılı ilamı ile bu kararın onandığı ve taraflara tebliğ edilerek 28.09.2005 tarihinde kesinleştiği ve esasın bu şekilde kapatıldığı, bu sebeple dava konusu 127 ada 170 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin dava dosyasının kesinleşmesi ile Tapu Müdürlüğüne bildirilmemiş olsa da 28.09.2005 tarihinde Mahkeme kararının kesinleşmesi ile kesinleştiği, sicile bildirim işleminin kurucu değil bildirici tescil mahiyetinde olduğu, bildirim işleminin yapılmamış olmasının hakkın doğum tarihine bir etkisinin olmayacağı bu nedenle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi gereği kesinleşmiş kadastro tespitlerine karşı 10 yıllık dava açmaya yönelik hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hükmün, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.