Logo

8. Hukuk Dairesi2024/4317 E. 2025/2604 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Uygulama kadastrosu sonucu davalıya ait taşınmazın yüzölçümündeki artışın, taşınmazın sınırlandırılmasındaki hatadan kaynaklandığı iddiasıyla fazlalık tescilin iptali ve terkinin talep edildiği kadastro davası.

Gerekçe ve Sonuç: Tesis kadastrosu ile uygulama kadastrosu arasında sınırlandırmada farklılıklar olduğunun tespit edilmesi ve bu farklılıkların davalı aleyhine düzeltilmesi gerekirken, davanın tümden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2023/29 E., 2024/32 K.

KARAR : Davanın reddine

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen uygulama kadastrosu davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Sivas ili Merkez ilçesi ... (...) köyü çalışma alanında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2-A maddesi uyarınca 2019 yılında yapılan uygulama kadastrosu sırasında, tapuda ... ve müşterekleri adına kayıtlı bulunan eski 112 ada 1 parsel sayılı ve 6.658,62 metrekarelik yüzölçümündeki taşınmaz, 6383 ada 1 parsel numarasıyla ve 8.449,29 metrekarelik yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.

İtirazı kadastro komisyonu tarafından reddedilen davacı ... vekili dava dilekçesinde; uygulama kadastrosu sırasında davalıya ait 6383 ada 1 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümündeki artışın, taşınmazın batısındaki tescil harici kısımdan kazanıldığını öne sürerek hukuka aykırı miktar fazlası tescilin iptali ile terkinine, bunun mümkün görülmemesi halinde aynı ada son parsel numarası verilerek Hazine adına tesciline, sınırlandırma, güncelleme, yüzölçümü hatalarının giderilmesine ve düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı ... vekili yargılama sürecindeki beyanlarında; taşınmazın sınırlarında değişiklik olmadığını ve taşınmazın sınırının dereye kadar olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Diğer davalılar tarafından cevap dilekçesi verilmemiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda "mahalli bilirkişi taşınmazın batı sınırının ırmağa kadar olduğunu jeolog bilirkişisi de taşınmazın taşkın sahasında kalmadığını belirtmiş ise de tesis kadastrosu paftası ve tesis ölçü krokisinde taşınmazın dereye kadar sınırlandırılmadığı, dere(ırmak) ile taşınmaz arasında ırmak yatağı olan tescil harici kısmın bulunduğu, bu kısmın 6383 ada 1 parsel zeminde bir bütün olarak kullanılmakta olup aralarında sınır bulunmadığı, uygulama kadastrosunun ise taşınmazın fiili kullanım durumuna göre yapılarak ırmak sınırın sabit sınır olarak alındığını, ancak sınırlandırma hatası yapıldığını, sınırın geçerli sınır olduğunu, tesis kadastrosu sırasında da ekli 276 ve 297 numaralı köşe noktaları arasında tersimat hatası yapıldığı" gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 6381 ada 1 parselin uygulama kadastro tespitinin iptaline, fen bilirkişilerinin 16.12.2020 havale tarihli raporunda 6381 ada 1 parsel sınırları içerisinde kalan (A) harfi ile gösterilen 889,73 metrekarelik alanın tescil harici dere sınırları içerisine dahil edilmesine, böylelikle 6381 ada 1 parselin 7.559,56 metrekarelik yüzölçümüyle tapuya tesciline karar verilmiş, bilahare hüküm kurulan parselin 6383 ada 1 parsel olarak yazılması gerekirken parsel numarasının 6381 ada 1 parsel olarak sehven yazıldığı belirtilerek hüküm yerindeki parsel numarasının 6383 ada 1 parsel olarak düzeltilmesi hususunda tashih şerhi düzenlenmiş; hükmün, davacı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince "İlk Derece Mahkemesinin kararının usul ve kanuna uygun olduğu" gerekçesiyle davacı ... vekili ve davalı ... vekilinin istinaf başvuruları esastan reddedilmiş; kararın davacı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 02.05.2023 tarihli ve 2021/16573 Esas, 2023/2623 Karar sayılı kararıyla "İlk Derece Mahkemesince yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olmadığı belirtilerek yöntemine uygun bir şekilde araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda "bilirkişiler tarafından tanzim edilen raporlarda da belirlendiği üzere dava konusu edilen taşınmaz yönünden 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2-a maddesi uyarınca oluşturulan uygulama tutanağının yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun yapıldığı" gerekçesiyle davanın reddine, 6383 ada 1 parselin uygulama kadastro komisyon tutanağındaki tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından esasa yönelik, davalı ... vekili tarafından ise vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir.

1. Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığından davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.

2. Davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yukarıda yazılı şekilde karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki, taşınmazın uygulama kadastrosu tutanağında, tescil harici olan Tecer Irmağı ile ara sınırının değişebilir sınır olduğu, tesis kadastrosu ile taşınmazda sınırlandırma hatası yapıldığı; Kadastro Komisyon Kararında ise, uygulama kadastrosunun yönetmelik hükümlerine uygun olarak yapıldığı belirtilmiştir. İlk Derece Mahkemesince bozma ilamı öncesi ve sonrasında yapılan keşifler sırasında dinlenen mahalli bilirkişi, taşınmazın güney sınırının dereye kadar olduğunu, dere ile taşınmazın arasında herhangi bir sabit sınır bulunmadığını ve derede sonradan ıslah çalışması yapıldığını beyan etmiştir. Taşınmazın tesis ve uygulama kadastrosunda yapılan ölçü krokisi ile paftalarında güneyinde Tecer Irmağı bulunduğu ve mahalli bilirkişi beyanı ve bilirkişi raporlarına ekli olan fotoğraflara göre dere ile taşınmazın ara sınırı öncesinde değişebilir sınır niteliktedir. Taşınmazın ırmak ile arasında herhangi bir sabit nitelikte sınır bulunmadığı gibi taşınmazın ırmak ile olan sınırı, teknik belgeler olan tesis ölçü krokisi ve paftasında da tam olarak çakışmamaktadır. Taşınmazın tesis ölçü krokisinin incelenmesi ise kırık noktaları olarak 296, 297, 276 ve 282 numaralar olduğu anlaşılmış olup bozma ilamı öncesi ve sonrasında alınan bilirkişi raporlarına göre de taşınmazın tesis kadastrosu sırasında 297 ve 296 numaralı köşe noktalarında hatalı tersimat ve 296 ve 282 numaralı nokta ile arasında ise sınırlandırma hatası yapıldığı anlaşılmıştır. Ne var ki, belirtilen noktalara ek olarak 273 ve 275 kırık numaraları da eklenmek suretiyle taşınmazın uygulama kadastrosu yapılmış olup bilirkişi raporları ile teknik belgelerin incelenmesinde de taşınmazın tesis kadastrosu sırasında kırık noktalarının belirlenmesinde hata yapıldığına ilişkin bir durumun da bulunmadığı anlaşılmıştır.

Hal böyle olunca; İlk Derece Mahkemesince, uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı, uygulama kadastrosu ile eldeki mevcut tesis kadastrosu paftasından hareketle yeni pafta oluşturulacağı, tesis kadastrosu sırasında taraflara ait taşınmazlar arasında sabit kabul edilebilecek herhangi bir sınırın mevcudiyetinin tespit edilemediği, tesis kadastrosu tarihinden sonraki tarihli memleket haritasının uygulama kadastrosunun değerlendirilmesinde esas alınamayacağı, buna göre, eldeki davada, tesis kadastrosu sonucu oluşan sınırlardan ayrılmayı gerektiren bir durumun bulunmadığı ve tesis kadastrosu ile oluşan sınırların esas alınması gerektiği gözetilerek, 10.03.2024 tarihli ek bilirkişi raporuna ekli rapor ekindeki "şekil-1" numaralı krokide tespit edilen ve tesis kadastrosundan farklı olarak, uygulama kadastrosu ile davalıya ait taşınmazın "kırmızı" renk ile gösterilen kısım ile "açık mavi" renk ile gösterilen kısım arasında kalan kısımlar harflendirilerek bu kısımlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirmesi sonucunda davanın tümden reddine karar verilmiş olması, usul ve kanuna uygun bulunmadığından, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan sebeplerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE,

(2) numaralı bentte açıklanan sebeplerle, davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 187,80 TL'nin temyiz eden davalı ... Başkanlığından alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

26.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.