"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/786 E., 2024/329 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Siirt Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2018/23 E., 2023/65 K.
Taraflar arasındaki kadastro davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Siirt 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/25 Esas sayılı dosyasında, davacı üç aylık süre içerisinde eksik harç tamamlanmadığı gerekçesi ile dosyanın işlemden kaldırılmasına ve daha sonra da davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Kararın temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 25/02/2016 tarihli ve 2015/6550 Esas, 2016/2339 Karar sayılı kararı ile davacının 5 farklı taşınmaz hakkında tescil isteminde bulunduğu, mahkemece verilen kesin süre içerisinde taşınmazlardan biri için eksik harcın tamamlandığı gerekçesi ile eksik harç yatırılan taşınmaz yönünden hükmün bozulmasına karar verilmiş, hüküm diğer taşınmazlar yönünden 25/02/2016 tarihinde kesinleşmiştir. Kesinleşen hükmün daha sonra kadastro tespiti ile 103 ada 9 parsel, 104 ada 3 parsel, 105ada 5 parsel, 105 ada 2 parsel numaralı taşınmazlara ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Siirt ili ... ilçesi ... Köyünde müvekkiline ait olan 103 ada 9, 104 ada 3, 105 ada 2 ve 105 ada 5 parsel sayılı taşınmazların Siirt 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/25 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu gerekçesiyle malik hanesi boş bırakıldığını, taşınmazların müvekkile ait olduğunu, tarla, bağ ve bahçe vasfında olan taşınmazların Orman İdaresi ve Hazine ile hiçbir ilgisi bulunmadığını ileri sürerek müvekkiline ait taşınmazların hukuka aykırı olarak kadastro çalışmalarında malik haneleri boş bırakıldığından taşınmazların müvekkili adına tespit ve tapuya tescil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde 10/10/2016 tarihinde yapılan kadastro tespitinde 103 ada 9, 104 ada 3, 105 ada 2 ve 105 ada 5 parsel sayılı taşınmazların 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 5 inci maddesi hükmüne göre Siirt 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/25 Esas sayılı davada davalı olduğu, verilen kararın kesinleşmediği ve davanın mülkiyete yönelik olduğu belirtilerek taşınmazların tutanaklarının malik hanesinin boş bırakılarak tespit edilmiş, tutanak asılları Kadastro Mahkemesine devredilerek Mahkemenin 2023/40 Esas, 2023/41 Esas, 2023/42 Esas, 2023/43 Esas numaralarını almıştır. Mahkemece, bu dava dosyalarıyla aynı ada parsele ilişkin daha önce mevcut dosya ile dava yürütüldüğü gerekçesi ile dosyalar birleştirilerek yargılamaya mevcut dava üzerinden devam edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Siirt 2. Asliye Hukuk Mahkemesindeki davanın görülmekte olan dava olarak değerlendirilemeyeceği, kadastro tespit tarihi itibariyle 3402 sayılı Kanun'un 5 ve 27 inci maddesinde belirtildiği şekilde çekişmeli taşınmazlara ilişkin görülmekte olan bir dava bulunmadığından ve dava konusu taşınmazların malik hanelerinin bu nedenle açık bırakılması usulsüz olduğu, davacı tarafın dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçeleri ile davanın reddine, taşınmazların kadastro işlemlerinin olağan usullere göre tamamlanması için tutanak asıllarının Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir. Hükmün davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; kesinleşmemiş herhangi bir mahkeme kararı bulunmadığı, çekişmeli parsellerle ilgili kadastro tespit tarihi itibariyle derdest bir dava bulunmadığı ve bu nedenlerle Kadastro Müdürlüğünce kadastro tutanağını normal usule göre düzenleyip askıya çıkartılarak ve askı ilan süresinde dava açılır ise tutanak aslının mahkemesine gönderilmesi, askı ilan süresinde dava açılmaz ise kesinleştirilerek tescil işlemleri için Tapu Müdürlüğüne devretmesi gerekirken, taşınmazların malik hanesinin boş bırakılarak kadastro tutanağının 3402 sayılı Kanun'un 5 inci maddesine göre mahkemesine göndermesi doğru olmadığının kabulünün doğru olduğu, ancak mahkemece çekişmeli parsellerin kadastro işlemlerinin tamamlanması için tutanak asıllarının Kadastro Müdürlüğüne iadesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerektiği gerekçeleri ile davalı Hazinenin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına ve taşınmazların kadastro işlemlerinin olağan usullere göre yapılıp tamamlanması için tutanak aslının Siirt Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçeye, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usûl ve Kanuna uygun olup davacı ve davalı vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA,
Davacının yatırmış olduğu 427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna,
7139 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesi uyarınca Orman İdaresinden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin ise Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.10.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.