Logo

8. Hukuk Dairesi2024/4731 E. 2024/7079 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kullanım kadastrosuna itiraz davasında, taşınmazın hangi kısımlarının kimler tarafından kullanıldığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, taşınmazın vasfını belirlemeden, infaza elverişli olmayan bir hüküm kurması, gerekli belgeleri toplamaması ve krokiye bağlı bilirkişi raporu almaması, eksik araştırma ile hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/4 E., 2022/336 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasındaki kullanım kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili ve davalı kooperatif tasfiye memuru tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

İlk Derece Mahkemesinin vermiş olduğu önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, hükmüne bozma ilamında özetle; "... davacıların, tapuda lehine fiili kullanım şerhi bulunan davalı kooperatife karşı dava açmış oldukları, bu davayı kooperatif adına yönetim kurulu üyesi ...' un takip ederek açılan davanın reddine karar verilmesini savunduğu halde, daha sonra yargılama devam ederken 2012 yılında bu kez, temyize konu taşınmazın 20.000.00 metrekarelik kısmının kendi kullanımında, geri kalan kısmında davacıların kullanımında olduğunu ileri sürerek davaya katılma talebinde bulunmuş olduğu, mahkemece, müdahale talebinin kabul edilmesi nedeniyle ortaya çıkan menfaat çatışması göz ardı edilip, müdahil davacı sıfatı ile davalı sıfatının aynı kişide birleştiği, bu durum usul ve yasaya aykırı olup, davada yöntemince taraf teşkili sağlandığından söz edilemeyeceği, taraf teşkilinin sağlanmasının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-d maddesi gereğince dava şartı olup mahkemelerce re'sen gözetilmesi gerektiği (HMK 115/1) açıklanarak, öncelikle, kooperatifi temsile yetkili şahıslar belirlenerek, davaya müdahale dilekçesi ve duruşma gününün yöntemine uygun şekilde davalı kooperatife tebliğ edilmesi, bu şekilde davada taraf teşkili sağlandıktan sonra, tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi ..." gereğine değinilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda ; "... 101 ada 1 parsel ve aynı yer 101 ada 2 parsel sayılı taşınmazların bütünlük oluşturduğu, aralarında kullanım sınırının olmadığı, her iki parselin öncesinde bütün olarak davacılar murisi ... tarafından ekin ekilmek suretiyle kullanıldığı, ...Noterliğinin 17.06.1987 tarih ... yevmiye numaralı zilyetlik devir sözleşmesi ile davacılar murisi ... tarafından taşınmazların zilyetliğinin eşit hisseler halinde ... ve ...'a devredildiği, ...Noterliğinin 02.08.1991 tarih ... yevmiye numaralı zilyetlik devir sözleşmesi ile ...'a ait %50 hissenin ...'a devredildiği, davacılar murisi ... ve asli müdahil ... tarafından düzenlenen taksim sözleşmesi ile taşınmazlar bütün olarak ele alınarak 1/2 hisseler ile paylaştırıldığı, ancak taksim krokisi ile 94 parselin 27.500 m² olacak şekilde ...'a ait olduğu, 116 parselin 26.700 m² olacak şekilde ...'a ait olduğu belirtilerek taşınmazların taksim edildiği, 15.03.1995 sözleşme ile ... hissesine düşen kısmın ...'a dokuz sene icarlandığı, ...'un kira sözleşmesi gereğince taşınmazı kullanmaya devam ettiği, yenileme çalışmaları ile tesis kadastrosunda yapılan ölçü ve hesap tekniğinin hatalı olmasından dolayı 101 ada 1 parselin 19.300m² olan yüzölçümünün 19.300,38m² olarak artırıldığı, 101 ada 2 parselin 34.100,00m² olan yüzölçümünün 35.025,05m² olarak artırıldığı, dış sınırların değiştirilmediği, taksim krokisi, ecrimisil kayıtları ve yenileme tutanakları esas alındığında yüzölçümde meydana gelen artışın asli müdahil lehine olduğu anlaşılmış olup toplam 54.325,00m² yüzölçüme sahip olan taşınmazların taksim krokisi ile davacılar murisinin zilyetliğinde olduğu belirtilen 26.700m²'lik kısımdan 101 ada 1 parsel yüzölçümü düşüldüğünde bakiye kalan 7.399,62 m²'lik kısmın davacıların kullanımında olduğu, 101 ada 2 parselden bakiye kalan 27.625,43 m²'lik kısmın asli müdahil kullanımında olduğu ..." gerekçesiyle, davacıların ve asli müdahilin davalarının ayrı ayrı kısmen kabulü ile 101 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesindeki "SS ... Yapı Kop. zilyetliği vardır" kullanıcı şerhinin iptaline, beyanlar hanesine "7.399,62 m2'lik kısmının ... mirasçılarının kullanımında olduğu” ve "27.625,43m2'lik kısmının ... kullanımında olduğu” şerhlerinin yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı kooperatif tasfiye memuru tarafından temyiz edilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmak için yeterli olmadığı anlaşılmaktadır.

Şöyle ki; dosyada yer alan yenileme tutanağında çekişmeli 101 ada 2 parsel sayılı taşınmazın vasfının orman olduğu görülmesine rağmen, İlk Derece Mahkemesince taşınmazın vasfı üzerinde durulmamıştır.

Öte yandan; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 Sayılı Kanun) 297 nci maddesinde, "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." düzenlemesine yer verilmiş olup, İlk Derece Mahkemesince çekişmeli 101 ada 2 parsel sayılı taşınmazın "7.399,62 m2'lik kısmının ... mirasçılarının kullanımında olduğu" ve "27.625,43m2'lik kısmının ... kullanımında olduğu" şerhlerinin yazılmasına hükmedilmiş ise de, taşınmazın hangi kısmında kullanıcı şerhi verildiğine dair harflendirme içeren bilirkişi raporuna atıf yapılmadan kurulan hükmün infaza elverişli olduğundan bahsedilemez.

Ayrıca; Muğla ili ... ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan 94 parsel sayılı 34.100,00 metrekare yüzölçümüdeki taşınmazın hükmen 31.10.1978 tarihinde Hazine adına orman vasfı ile tescil edildiği, 22.06.1978 tarihinde 2859 sayılı Kanun gereğince taşınmaz 101 ada 2 parsel numarasıyla 35.025,05 metrekare yüzölçümü ile orman vasfı ile tescil edildiği ve 15.02.1999 tarihinde orman olan vasfının tarla olarak değiştirildiği anlaşılmakta olup, dosyada 94 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tutanağı ve cins değişikliğinin nasıl yapıldığına dair belgeler yer almamaktadır.

Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için İlk Derece Mahkemesince öncelikle, çekişmeli eski 94 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tutanağı sureti, taşınmazların 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığına dair belgeler, varsa cins değişikliğine dayanak belgeler ilgili yerlerden temin edilerek dosya arasına alınmalı ve sonucuna göre, çekişmeli taşınmazın hangi 7.399,62 m2'lik kısmında davacı ...' un, hangi 27.625,43m2'lik kısmında ...'un kullanımının bulunduğunu gösterir harflendirme içeren krokiye bağlanmış bilirkişi raporu alınarak, infaza elverişli hüküm kurulmalıdır.

İlk Derece Mahkemesince, bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak, infazı kabil olmayacak şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğundan, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

İstek halinde peşin harcın temyiz edenlere iadesine,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

03.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.