"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2018/107 E., 2024/10 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulüne
Taraflar arasında görülen kadastro tespitine itiraz davasında yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Kadastro sırasında, Kumluca ilçesi Gölcük köyü çalışma alanında bulunan 254 ada 10, 262 ada 53 ve 262 ada 70 parsel sayılı 4.931.01, 7.298.35 ve 3.275.08 metrekarelik yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, miras yoluyla gelen hak, taksim, satın alma ve hibeye dayanılarak davalıların murisi ... Karakaya adına tespit edilmiştir.
Asıl dosyada davacı ... ve arkadaşları, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve miras yoluyla gelen hakka dayanarak; birleşen dosyada davacı ... ise, miras yoluyla gelen hakka dayanarak ayrı ayrı dava açmışlardır. Yargılama sırasında asli müdahiller ... ve arkadaşları, miras yoluyla gelen hakka dayanarak davaya katılmışlardır.
İlk Derece Mahkemesince dosyaların birleştirilmesi suretiyle yapılan yargılama sonunda verilen “birleşen dosyada davacı ... ile asli müdahiller ... ve arkadaşları tarafından açılan davaların kısmen kabulüne, asıl dosyada davacılar ... ve arkadaşları tarafından açılan davanın reddine, dava konusu 254 ada 10 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile tamamı 336 hisse itibar edilerek 84’er hissenin davalılar ... ve ... adına, 28’er hissenin ise davacı ... ile asli müdahiller ... ve arkadaşları adına ayrı ayrı tapuya tesciline, dava konusu 262 ada 53 ve 70 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi davalılar adına tapuya tesciline” dair önceki karar Yargıtay tarafından 262 ada 53 ve 70 parsel sayılı taşınmazlar yönünden onanmış , 254 ada 10 parsel sayılı taşınmaza yönelik bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; " Davalı ..., çekişmeli taşınmaz üzerindeki muhtesatların kendisine ait olduğunu ileri sürerek lehine muhtesat şerhi verilmesini talep ettiği halde Mahkemece bu hususta yeterince araştırma yapılmamış ve 3402 sayılı Yasa'nın 19/2. maddesinin uygulanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği karar yerinde tartışılmadığı,bu şekilde eksik ve yetersiz bir incelemeye dayalı olarak karar verilemeyeceği, hal böyle olunca doğru sonuca ulaşılabilmesi için, davada yararı bulunmayan ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, tespit bilirkişileri ve taraf tanıkları ile fen, ziraat ve inşaat bilirkişilerinin katılımıyla mahallinde yeniden keşif yapılması, çekişmeli taşınmaz üzerindeki tespit gününden evvel yapılmış ev, ahır ve ağaçların tespit edilmesi, inşaat bilirkişisinden evlerin ve ahırın yaşı ile niteliği konusunda, ziraat bilirkişisinden ağaçların yaşı, adedi ve cinsi konusunda ayrıntılı rapor alınması, evlerin, ahırın ve ağaçların yerlerinin fen bilirkişisine kroki üzerinde işaretlettirilmesi, yerel bilirkişi, tespit bilirkişisi ve taraf tanıklarından çekişmeli taşınmaz üzerinde bulunan muhtesat niteliğindeki yapı ve ağaçların kim tarafından, ne zaman ve kimin adına yaptırıldığı, özellikle de muhtesatların murisin sağlığında mı yoksa muris öldükten sonra mı yaptırıldığı, murisin sağlığında yaptırılmış ise muris adına mı yoksa davalı tarafından kendi adına mı yaptırıldığı hususlarının etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, bundan sonra 3402 sayılı Yasa'nın 19/2. maddesinin uygulanma koşulları değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; “ Yapılan keşif, uzman bilirkişi raporları, mahalli bilirkişiler ve tutanak bilirkişileri beyanları bir bütün halinde değerlendirildiğinde, çekişmeli taşınmaz üzerinde bulunan Y1 ve Y2 ile gösterilen kargir evlerin ve belirtilen meyve ağaçlarının ... Oğlu Davalı ... tarafından meydana getirildiğinin belirlendiği, sabit yapı niteliği arz etmeyen fen bilirkişi raporunda Y3 ve Y4 ile gösterilen yapılar yönünden muhdesat şerhi verilmesine gerek görülmemiştir. Yine fen bilirkişi raporunda Y5 ile gösterilen ahırın dava konusu olmayan 254 ada 11 sınırları içerisinde kaldığı anlaşılmakla Y5 ile gösterilen ahır yönünden de karar verilmediği ” gerekçesiyle davacı ... ve müdahil davacılar ... ve arkadaşlarının davasının kısmen kabulüne, dava konusu 254 ada 10 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile tamamı 336 hisse itibar edilerek 84’er hissenin davalılar ... ve ... adına, 28’er hissenin ise davacı ... ile asli müdahiller ... ve arkadaşları adına ayrı ayrı tapuya tesciline, 16.01.2024 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide Y1 ve Y2 ile gösterilen tek katlı evler ve 13 adet 18 - 35 yaş aralığında bulunan meyve ağaçlarının ... Oğlu ... adına şerh verilmesine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 187,80 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına,
1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
18.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.