Logo

8. Hukuk Dairesi2024/6030 E. 2025/2453 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kullanım kadastrosuna itiraz davasında, davacıların taşınmaz üzerindeki kullanım ve zilyetlik iddialarının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, kadastro çalışmaları öncesinde ve sırasında taşınmazı fiilen kullandıklarını ispatlayamadıkları, hava fotoğrafları, uydu görüntüleri, bilirkişi raporları ve tanık beyanları ile sabit olduğundan, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2175 E., 2024/1221 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gazipaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/226 E., 2022/395 K.

Taraflar arasındaki kullanım kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kullanım kadastrosu sırasında, Antalya ili Gazipaşa ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 105 ada 1328 parsel sayılı 16.673,43 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kadastro tutanağının beyanlar hanesine, "6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı" şerhi yazılarak, ağaçlık vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir.

Davacı ... vekili dava dilekçesinde özetle; nizalı taşınmazın yaklaşık 6.194,17 metrekare kısmının davacı tarafından on bir yılı aşkın süredir kullanıldığı ve taşınmazın üzerindeki pek çok ağacın davacı tarafça dikildiğini ileri sürerek davacı lehine kullanıcı şerhi verilmesini talep etmiştir.

Davacılar ... ve ... vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın kadimden beri buğday, arpa vb hububat ekerek davacılar tarafından kullanıldığını ileri sürerek davacılar lehine kullanıcı şerhi verilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda; "... Asıl dava yönünden hava fotoğrafları, uydu fotoğrafları, resmi kayıtlar ve bilirkişi raporları dikkate alındığında; keşif mahallinde dinlenen kadastro tespit bilirkişileri, mahalli bilirkişiler ve davacı tanıklarının taşınmazın bulunduğu yerde yaşayan kişiler oldukları, taşınmazın kadastro tespit çalışmaları sırasında ve öncesinde ... tarafından kullanıldığı ve ...'ın zilyetliğinde olduğu hususunda herhangi bir beyanlarının bulunmadığı, taşınmazın davacı dışında farklı kişilerce kullanıldığı yönünde beyanda bulundukları ispat yükü üzerinde olan davacının kadastro çalışmaları sırasında taşınmazı fiilen kullandığını ispat edemediği, birleşen dava yönünden hava fotoğrafları, uydu fotoğrafları, resmi kayıtlar ve bilirkişi raporları dikkate alındığında; keşif mahallinde dinlenen kadastro tespit bilirkişileri, mahalli bilirkişiler ve davacı tanıklarının taşınmazın bulunduğu yerde yaşayan kişiler oldukları, taşınmazın kadastro tespit çalışmaları sırasında ve öncesinde ... ve ... tarafından kullanıldığı ve ... ve ...'ın zilyetliğinde olduğu hususunda herhangi bir beyanlarının bulunmadığı, taşınmazın davacılar dışında farklı kişilerce kullanıldığı yönünde beyanda bulundukları ispat yükü üzerinde olan davacıların kadastro çalışmaları sırasında taşınmazı fiilen kullandığını ispat edemediği..." gerekçesiyle asıl davanın ve birleşen davanın reddine karar verilmiş; hükmün, davacılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; "...Dava, kesinleşmiş kullanım kadastrosuna itiraz davasıdır. Kullanım kadastrosu çalışması sonucunda 105 ada 1328 parselin kadastro tutanağının beyanlar hanesinde “6831 sayılı Kanunun 2/B Maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı” şerhi verilerek ağaçlık niteliği ile Hazine adına tespit edildiği; ayrıca kışlak şerhinin bulunduğu, ana ve birleşen dosyada davacıların ayrı ayrı, taşınmazın kendi kullanımında olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açtıkları, hem ana dosya hem birleşen dosya kapsamında yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve davacı tanıklarının hem ana dosya hem birleşen dosya kapsamındaki davacıların tespit öncesi zilyetliğini doğrulamadığı, aksine tespit öncesi taşınmazın çalılık durumunda olduğunu bildirdikleri, birleşen dosyaya ait raporda E1 bölümü için şerh verilebileceği bildirilmekte ise de bu değerlendirmenin tespit öncesi durumu gösteren 2009 tarihli uydu fotoğrafına göre değil, taşınmazda şu an bulunan ağaçların yaşlarına göre yapıldığı, zira bu raporda 2009 uydu fotoğrafı incelemesine yer verilmediği, ancak ana dosya kapsamında yapılan keşif neticesi düzenlenen bilirkişi raporunda 2009 yılı uydu fotoğrafının bulunduğu ve iki dosya kapsamında davaya konu edilen yerlerin de bu fotoğraftan izlenebildiği, bu fotoğrafta da taşınmazda ağaçlar bulunmadığı gibi taşınmazın beyan edildiği gibi çalılık niteliğinde olduğu, ağaçların tohum olarak değil belli bir yaşa geldiğinde araziye dikildiği anlaşılmakla ilk derece mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus olmadığı..." belirtilerek, istinaf başvuruları ayrı ayrı esastan reddedilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı davacılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacılar vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

427,60'ar TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 187,80'er TL'nin temyiz edenlerden ayrı ayrı alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.