"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/108 E., 2018/309 K.
KARAR : Davanın reddine
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde, Gölbaşı Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2007/522 esas sayılı dosyasında görülen tapu iptali ve tescil davasının ölü kişiye karşı açıldığından bahisle reddedildiğini, Adıyaman ili Gölbaşı ilçesi Harmanlı Beldesi Yeni Mahalle 120 ada 69 parsel sayılı taşınmaz maliki ... mirasçılarına dava açabilmek için yaptıkları tüm araştırmalara rağmen sonuç alamadıklarını, bu nedenle Gölbaşı Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2012/59 E., 2012/432 K. sayılı ilamıyla davalının hak ve menfaatlerinin korunması için Gölbaşı ilçesi Mal Müdürünün kayyım olarak atandığını, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, evveliyatı orman olan taşınmazların Anayasanın amir hükümleri gereği iktisaba elverişli olmayan kamu malı niteliğinde olduğunu belirterek, dava konusu 120 ada 69 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi, davanın kabulü ile, Adıyaman ili Gölbaşı ilçesi Harmanlı beldesi Yenimahalle Uluçukur mevki 120 ada 69 parsel sayılı taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar vermiş, hüküm davalı kayyımı tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesi, Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme ile alınan orman bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli bulunmadığı gerekçeleriyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda eksikliklerin giderilerek dava konusu taşınmaz başında keşif icra edildiği, Orman Yüksek Mühendisi bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda, eski tarihli memleket haritaları ve hava fotoğraflarından yararlanılarak elde edilen bilgi ve gözlemler sonucunda dava konusu taşınmazın tamamının çevresi ile birlikte orman bütünlüğü oluşturmadığı, toprak muhafaza karakteri taşıyan orman toprağı özelliği bulunmadığı, orman sayılmayan alanlardan olduğunun belirtildiği, ziraat mühendisi bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın uzun yıllardan beri (en az 20 yıl) tarımsal amaçla tasarruf edildiği, sınırlarının sabit ve genişlemeye müsait olmadığı, etrafındaki tarım arazileri ile bütünlük gösterdiği, 3. sınıf kuru tarım arazisi vasfında olduğunun tespit edildiği, bilirkişi raporlarının hükme esas alınabilecek bilimsel verilere dayalı olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı Hazine vekili, bozma öncesi ve sonrası alınan bilirkişi raporları arasında büyük çelişkiler olduğunu, Gölbaşı Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2007/522 E. Sayılı dosyasında dava konusu taşınmazın orman olduğuna dair rapor düzenlendiğini, davalının mirasçısı olmadığından taşınmazın tarımsal amaçlı kullanımının mümkün olmadığını, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 18/1 inci maddesi uyarınca Hazine adına tescil edilmesi gerektiğini, orman rejimi dışına çıkartılan yerlerin 6831 sayılı Orman Kanunu'nun EK-10 maddesine göre zamanaşımı ile iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararını temyiz etmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
Harçtan muaf olduğundan Hazine'den harç alınmasına yer olmadığına,
1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
17.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.